Felemmâ câe suleymâne kâle etumiddûneni bimâlin femâ âtâniya(A)llâhu ḣayrun mimmâ âtâkum bel entum bihediyyetikum tefrahûn(e)
Elçiler, Süleyman'a gelince Süleyman, bana dedi, mal göndererek yardım mı ediyorsunuz? Allah'ın bana verdikleri, sizin getirdiklerinizden daha da hayırlı, fakat siz, armağanınızla sevinir, övünürsünüz.
Nihayet (Belkıs’ın elçileri hediyelerle) Süleyman’a geldiği zaman onlara: "Sizler bana mal ile yardımda bulunmak (ve kararımdan caydırmak) mı istiyorsunuz? (Oysa) Allah’ın bana verdiği (yüksek ve mucizevi teknoloji ilmi), size verdiğinden daha hayırlıdır; belki siz, (bu) hediyenizle sevinip övünebilirsiniz (ama ben çok daha değerli manevi yardımla desteklenmişim)" demişti.
Sebe' melikesinin elçileri, Süleyman'a geldiklerinde, Süleyman “Bana hediye, mal göndererek, yardım mı ediyorsunuz? Oysa Allah'ın bana verdikleri, sizin getirdiklerinizden, daha da hayırlıdır. Öyleyse, sizin bu hediyeniz, ancak sizin gibi insanları sevindirir.
Elçiler hediyelerle Süleyman'a gelince, Süleyman:
“Siz bana değerli hediyeler vererek, beni memnun edip üstünüze gelmemi engellemek mi istiyorsunuz? Allah'ın bana verdiği peygamberlik, devlet ve şu hesabı belli olmayan servet ve imkân sizin getirdiğiniz kıymetli hediyelerden daha değerli ve daha hayırlıdır. Hayır, hayır, bu tür hediyelerinizle, dünya malı düşkünleri, maddeciler, sizler sevinirsiniz.” dedi.
(Elçi) Süleyman'a geldiğinde (Süleyman ona) şöyle dedi: "Bana mal ile yardım mı etmek istiyorsunuz? Allah'ın bana verdiği size verdiğinden daha hayırlıdır. Belki kendi hediyenizle siz sevinirsiniz.
(Elçi hediyelerle) Süleyman'a geldiği zaman: 'Sizler bana mal ile yardımda mı bulunacaksınız? Allah'ın bana verdiği, size verdiğinden daha hayırlıdır; hayır, siz, hediyenizle sevinip öğünebilirsiniz' dedi.
Bunun üzerine gönderilen hediye Süleyman'a vardığı zaman, Süleyman dedi ki: “- Siz, bana mal ile yardım mı ediyorsunuz? Bakın, Allah'ın bana verdiği (mülk ve nübüvvet), size verdiğinden daha hayırlı ve faziletlidir. Doğrusu siz hediyenize güvenip ferahlık duyuyorsunuz.
Elçi, Süleyman’a gelince, Süleyman: “Siz bana mal ile mi katkıda bulunursunuz? Hâlbuki Allah’ın bana verdiği, size verdiğinden daha yararlıdır. Böyle hediyelerle ancak siz sevinirsiniz.
Elçiler hediyelerle Süleyman'a gelince, Süleyman şöyle dedi: “Siz bana mal ile yardım mı ediyorsunuz? Allah'ın bana verdiği, size verdiğinden daha değerlidir. Hediyenizle ben değil, siz sevinirsiniz.”
Süleyman'a elçi gelince, dedi ki: «Sizler bana, malca yardım etmek mi istiyorsunuz? Allahın bana verdiği, sizinkilerden daha hayırlı, siz de, armağanınızla sevinirsiniz
(Kraliçenin elçisi hediyelerle) gelince Süleyman (ona) dedi ki: “Beni mal ile mi kandıracaksınız? (Şunu iyi bilin ki,) Allah'ın bana bağışladığı ayrıcalıklar size verdiği (gelip geçici dünyalık zenginli)klerden daha üstündür. Siz bu hediyenizle övünebilirsiniz?
36, 37. Gönderdiği ilçi Süleymân’ın huzûrına geldiği vakit Süleymân didi ki: "Siz benim emvâlimi teksîr itmek mi istiyorsunuz? Allâh’ın bana virdiği, sizi müstağrak iylediği emvâlden hayırlıdır halbuki siz bu emvâli sa’âdet ’add idiyorsunuz. Sen hediyelerin ile seni gönderenlerin nezdine ’avdet it biz ânlara ordu ile hücûm ideceğiz mukâvemet idemiyeceklerdir memleketlerinden zelîl ve hakîr bir sûretde ihrâc ideceğiz"
36,37. Süleyman'a geldiklerinde: "Bana mal ile yardım etmek mi istiyorsunuz? Allah'ın bana verdiği size verdiğinden daha iyidir. Ama belki de siz hediyenizle sevinirsiniz. Onlara dön! And olsun ki, güç yetiremeyecekleri bir ordu ile gelir onları oradan alçalmış ve küçük düşmüş olarak çıkarırız" dedi.
(Elçilerin sözcüsü) Süleyman’ın huzuruna gelince, Süleyman ona şöyle dedi: “Siz beni mal ile desteklemek (ve böylece etkilemek) mi istiyorsunuz? Oysa Allah’ın bana verdiği, size verdiğinden daha hayırlıdır. Fakat hediyenizle ancak siz sevinirsiniz.”
(Elçiler) Süleyman’a geldiğinde o şöyle dedi: “Siz bana mal yardımı mı yapıyorsunuz? Allah’ın bana verdiği size verdiğinden daha değerlidir. Hayır, hayır! Bu hediyenizle ancak sizin gibiler sevinir.
(Elçiler, hediyelerle) Süleyman'a gelince şöyle dedi: Siz bana mal ile yardım mı ediyorsunuz? Allah'ın bana verdiği, size verdiğinden daha iyidir. Hediyenizle (ben değil) siz sevinirsiniz.
(Elçi) geldiğinde Süleyman kendisine şunları dedi, "Siz bana para ve mal mı vermek istiyorsunuz? ALLAH'ın bana verdikleri sizin bana verdiğinizden çok daha iyidir. Armağanınızla (ben değil) siz sevinebilirsiniz."
(Elçiler, hediyelerle) gelince Süleyman şöyle dedi: "Siz bana mal ile yardım mı etmek istiyorsunuz? Allah'ın bana verdiği, size verdiğinden daha iyidir. Ama siz, hediyenizle böbürlenirsiniz."
Bunun üzerine gönderilen Süleymana vardığı vakıt siz, dedi: mal ile bana imdad mı ediyorsunuz? Bakın Allahın bana verdiği size verdiğinden daha iyi, hayır siz hediyyenize güveniyorsunuz
(Elçiler) hediyelerle Süleymân’a gelince, (Süleymân onlara) dedi ki: “Sizler bana mal ile yardımda bulunmak (ve kararımdan caydırmak) mı istiyorsunuz? Allah’ın bana verdiği (maddî-manevi nimetler) size verdiğinden (dünya malından) daha hayırlıdır. Hediyenizle (ben değil, ancak) siz sevinirsiniz!”
Elçi Süleyman'a geldiğinde, Süleyman: “Bana mal ile yardım mı etmek istiyorsunuz? Oysa Allah'ın bana verdiği, size verdiğinden daha hayırlıdır. Böyle hediyelere ancak sizin gibiler sevinir.” dedi.
Bunun üzerine vaktaki (o gönderilen hey'et) Süleymana geldi, (Süleyman) dedi ki: «Siz bana mal ile yardım mı ediyorsunuz? İşte Allahın bana verdiği (ni'metler ki onlar) size verdiğinden daha çok hayırlıdır. Belki siz hediyyenizle böbürlenirsiniz».
Nihâyet (elçiler hediyelerle) Süleymân'a gelince, (Süleymân) dedi ki: “(Siz) bana mal ile yardım mı edeceksiniz? Hâlbuki Allah'ın bana verdiği (ni'metler), size verdiğinden daha hayırlıdır! Hediyenizle ancak siz sevinirsiniz!”
Kraliçenin elçileri Süleyman’a geldiklerinde onlara ”Beni getirdiğiniz hediyelere mi boğacaksınız (aldatacaksınız)? Allah’ın bana verdikleri sizin bana verdiklerinizden daha hayırlıdır. Hâlbuki siz getirdiğiniz hediyelerle öğünüyorsunuz.”
Gönderilen elçiler yanına varınca Süleyman dedi: "Siz bana malla yardımda bulunmak mı istiyorsunuz? Allah’ın bana verdikleri sizinkilerden yeydir. Oysaki siz armağan getirdik diye sevinip duruyorsunuz.
36, 37. Vaktaki elçi Süleyman/a hediyelerle vardı, Süleyman ona şöyle dedi: Bana malla mı muavenette bulunuyorsunuz? Tanrı/nın bana verdiği nimet size verdiği mallardan daha iyi ve kıymetlidir. Benim hediyeye ihtiyacım yoktur. Belki hediyenizle siz sevinirsiniz. Haydi hediyenle seni gönderenlerin tarafına dön. Onlar bize gelmezlerse biz üzerlerine takat getiremeyecekleri ordu ile varacağız. Kendilerini memleketlerinden rüsvay edip esir olarak çıkaracağız.
(Elçibaşı hediyelerle) Süleyman’a geldiğinde O, “Siz bana mal ile yardım mı etmek istiyorsunuz? Allah’ın bana verdikleri size verdiklerinden daha hayırlıdır. Bilakis sizin bu hediyeleriniz ile ancak siz sevinirsiniz.”
(Elçi hediyelerle) Süleyman'a geldiği zaman, “Sizler bana mal ile yardımda mı bulunmak istiyorsunuz? Allah'ın bana vermekte olduğu, size verdiğinden daha hayırlıdır. Hayır, (ben değil), siz hediyenizle sevinip rahatlarsınız” dedi.
Belkıs’ın gönderdiği elçiler Süleyman’ın huzuruna çıkınca Süleyman, “Siz bu mallarla bana lütufta bulunduğunuzu mı sanıyorsunuz? Bu önemsiz ve ucuz teklifle mi geliyorsunuz bana? Şunu iyi bilin ki, Allah’ın bana bahşetmiş olduğu ilâhî nîmetler, size verdiği servet, zenginlik gibi gelip geçici şeylerden çok daha hayırlıdır. O hâlde sizin bu hediyeniz, ancak sizin gibi mânevî değerlerin kıymetini bilmeyen, yalnızca maddî zenginliklere değer veren insanları sevindirir.”
Süleyman’a (elçi) geldiğinde dedi ki:
-“Beni mal ile destekliyorsunuz, öyle mi?
Allah’ın bana verdikleri, size verdiklerinden daha hayırlıdır. Aksine, siz hediyenizle övünüyorsunuz”.
Süleyman gelen elçiye: " Mal ile gönül almak mı istiyorsunuz? Siz kendi hediyenizle gurur duyabilirsiniz ama Allah'ın bana verdiği size verdiklerinden daha değerlidir.
Kraliçenin elçileri Süleyman’a gelince, Süleyman onlara dedi ki; "Siz bana mal ile yardım mı etmek istiyorsunuz? Allah’ın bana verdiği size verdiklerinden daha iyidir. Hediyelerle ancak siz sevinirsiniz. Hediyelerinizle beni yumuşatacağınızı, hükümdarlığımdan kurtulacağınızı mı sanıyorsunuz? Bu sizin yanlış düşüncenizdir. Sizler bana hediyeler vererek kurtulamazsınız. Benden kurtularak sevinemezsiniz!"
(Elçiler, hediye ile) Süleyman’a gelince o şöyle demişti: “Siz bana mal (hediye) ile yardım mı ediyorsunuz? Allah’ın bana verdiği size verdiğinden daha hayırlıdır. Hediyenizle (ben değil), aksine siz sevinirsiniz.” [*]
[Sebe Melikesi’nin elçileri] Süleyman’a geldiklerinde [Süleyman:] “Benim servetime servet mi katmak istiyorsunuz? Oysa, Allah’ın bana bahşettiği şey ²⁷ size bahşettiği her şeyden çok daha hayırlıdır! Öyleyse, sizin bu hediyeniz [ancak] sizi[n gibi insanları] ²⁸ sevindirir.
Süleyman’a hediyelerle varınca, Süleyman ona dedi ki: 27/37 – Siz bana mali bir yardımda mı bulunuyorsunuz? Allah’ın bana lütfettiği sizin getirdiklerinizden üstündür, getirdiğiniz hediyelerle seviniyorsunuz. 38/30...40
(Sebe kraliçesinin elçisi) Süleyman’a gelince, o şöyle dedi: “Güya servetle beni tavlamış mı oluyorsunuz? Ama Allah’ın bana verdiklerinin,[³³¹²] sizin bana verdiğinizden kat kat hayırlı olduğunu biliniz. Bilakis sunduğunuz hediyeler, yine sizin (gibi tek dünyalıları) sevindirir.
Elçiler hediyelerle -huzuruna vardıklarında- Süleyman onlara; "Bana mal ile yardım mı etmek istiyorsunuz? (Sizin, şirkiniz ve hükümranlığınıza izin vermem için, hediye vererek bana dost gibi davranmak mı istiyorsunuz) Oysa; Allah'ın bana verdiği, (mülk ve saltanat -özellikle- peygamberlik ve hikmet) size verdiğinden daha hayırlıdır. Belki siz, hediye vermekle de böbürlenirsiniz! (Ben sizden hediye değil, ancak müslüman olmanızı kabul ederim)
(Elçilerin sözcüsü) Süleyman’ın huzuruna gelince, Süleyman ona şöyle dedi: "Siz beni mal ile desteklemek (ve böylece etkilemek) mi istiyorsunuz? Oysa Allah’ın bana verdiği, size verdiğinden daha hayırlıdır. Fakat hediyenizle ancak siz sevinirsiniz. "
Vaktâ ki (hediyeyi getirenler) Süleyman'a geldi. Dedi ki: «Bana bir mal ile imdat mı ediyorsunuz? İşte Allah'ın bana verdiği, size verdiğinden hayırlıdır. Belki siz hediyenizle sevinirsiniz.»
Elçi Süleyman'a gelince o, elçiye: “Siz bana mal ile yardım mı etmek istiyorsunuz? Oysa Allah'ın bana verdiği nimetler sizin verdiğinizden daha hayırlıdır. Ama siz hediyenizle böbürlenirsiniz” dedi. {KM, I Krallar 10, 1-13; II Tarih 9, 1-12}
(Elçi, hediyelerle) Süleyman'a gelince (Süleyman) dedi ki: "Siz bana mal ile yardım mı etmek istiyorsunuz? Allah'ın bana verdiği, size verdiğinden daha iyidir. Hediyenizle ancak siz sevinirsiniz.
(Elçiler Süleymân'ın huzûrına geldiklerinde) Süleymân: "Bana mal ile imdâd mı idersiniz? Allâh Te'âlâ'nın bana ihsân iylediği şey sizin getirdiğinizden hayırlıdır. Belki siz hediyeniz ile ferahlanırsınız. (Süleymân'a hediye getirdik diye sevinirsiniz.) "
Elçi gelince Süleyman dedi ki: “Bana maddi destekte mi bulunuyorsunuz? Allah’ın bana verdikleri, size verdiklerinden değerlidir. Üstelik siz, verdiğiniz hediye ile övünürsünüz.
Elçi Süleyman'a geldiği zaman, Süleyman ona dedi ki:-Siz bana mal ile yardım mı edeceksiniz? Allah'ın bana verdikleri, size verdiklerinden daha hayırlıdır. Belki siz hediyenizle öğünürsünüz.
Elçiler geldiklerinde, Süleyman “Siz beni mal ile mi destekleyeceksiniz?” dedi. “Allah'ın bana verdiği şey, sizin vereceğinizden daha hayırlıdır. Siz ise armağanınızla böbürlenirsiniz.
Elçi, Süleyman'a geldiğinde, o dedi ki: "Siz bana bir mal ile mi destek veriyorsunuz? Allah'ın bana verdiği, size verdiğinden daha kıymetlidir. Sizin hediyenizle, benden çok siz ferahlarsınız."
pes ol vaķt kim geldi süleymān’a eyitti süleymān “iy arturur misiz baña malı? virdi baña Tañrı yigdür andan kim virdi size. belki siz hediyeñüze şād olursız.”
Pes ḳaçan ki geldi elçi Süleymāna armaġan‐ıla Süleymān eyitdi: Baña māl mıvirürsiz? Ben māla mı muḫtāc‐men? didi. Tañrı mālı baña virdügi nesne si‐ze virdügi nesneden yigrekdür. Bel ki siz armaġanuñuzla sevinürsiz, bizümaña iḫtiyācumuz yoḳdur.
(Elçibaşı Bəlqisin göndərdiyi hədiyyə ilə) Süleymanın yanına gəldikdə o dedi: “Siz mənə mal-dövlətləmi yardım edirsiniz? Allahın mənə verdiyi (peyğəmbərlik, səltənət) sizə verdiyindən (dünya malından) daha yaxşıdır. Amma siz (dünyanın bərbəzəyinə aldanıb) öz hədiyyələrinizlə sevinirsiniz.
So when (the envoy) came unto Solomon, (the King) said: What! Would ye help me with wealth? But that which Allah hath given me is better than that which He hath given you. Nay it is ye (and not I) who exult in your gift.
Now when (the embassy) came to Solomon, he said: "Will ye give me abundance in wealth? But that which Allah has given me is better than that which He has given you! Nay it is ye who rejoice in your gift!(3272)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |