İllâ men zaleme śümme beddele husnen ba’de sû-in fe-innî ġafûrun rahîm(un)
Ancak zulmeden korkar; fakat kötülükten sonra onu iyiliğe döndürene gelince, hiç şüphe yok ki ben suçları örterim, rahimim.
(Kavmine bildir ki) "Ancak kim zulmeder (çeşitli haksızlık ve yanlışlıklara düşer) de, sonra bunun ardından (tevbe edip Hakka ve hayra yönelerek) kötülüğünü iyiliğe çevirirse; artık şüphesiz Ben, Bağışlayanım, Esirgeyenim."
Ancak yaratılış gayesi dışında hareket eden, benden korkar, ama o da yaptığı kötülüğü iyiliğe çevirirse, ona da korku yok. Çünkü ben çok acıyan ve çok bağışlayanım.
“Ancak haksızlık edenler, zulmedenler, dinimin yükselişinin, dindar kullarımın ilerlemesinin önünü kesme planları yapıp uygulayanlar korkar. Zulümden, haksızlıktan sonra, kötülüğün peşinden, onun yerine iyilikler yapıp, tevbe etmiş olan da bilsin ki, ben çok bağışlayıcı, engin merhamet sahibiyim.”
Ancak haksızlık eden hariç. Eğer sonra kötülüğün ardından (onu) iyiliğe çevirirse şüphesiz ben bağışlayıcı, rahmet ediciyim.
'Ancak zulmeden başka; sonra kötülüğün ardından iyiliğe çevirirse, artık şüphesiz Ben, bağışlayanım, esirgeyenim.'
Ancak zulmeden müstesna. Sonra da kötülüğün arkasından iyiliğe dönen (tevbe eden) için muhakkak ki ben Gafûr'um= bağışlayıcıyım, Rahîm'im= çok merhametliyim.
“Ancak zulmedip de yaptığı kötülüğün yerine iyilik ve güzellik yapan olursa,(*) muhakkak Ben, Gafur ve Rahimim.” (Bağışlar ve acırım)
“Ancak, kim zulmeder, sonra işlediği kötülük yerine iyilik yaparsa, bilsin ki ben çok bağışlayıcıyım; çok merhamet sahibiyim.”
Zulmedenler başka, kötülükten sonra, iyiliğe dönenleri Allah bağışlar, Allah yarlıgar
“Kim zulmeder de sonra (yaptığı) kötülüğün yerine iyilik yaparsa bilsin ki şüphesiz ben çok bağışlayanım, çok merhamet edenim.”
"Bir zulüm işleyüb de bilâhare fenâlığa bedel iyilik idenler hakkında ben gafûr ve rahîmim."
10,11,12. "Değneğini at!" Musa, değneğinin yılan gibi hareketler yaptığını görünce, arkasına bakmadan dönüp kaçtı. "Ey Musa! Korkma; Benim katımda peygamberler korkmaz; yalnız haksızlık eden bunun dışındadır. Kötü hali iyiliğe çeviren kimse bilsin ki Ben şüphesiz bağışlarım, merhamet ederim. Elini koynuna sok, Firavun ve milletine gönderilen dokuz mucizeden biri olarak kusursuz, bembeyaz çıksın. Gerçekten onlar yoldan çıkmış bir millettir."
“Ancak kim zulmeder de sonra (yaptığı) kötülüğün yerine iyilik yaparsa bilsin ki şüphesiz ben çok bağışlayıcıyım, çok merhamet edenim.”
Ancak haksızlığa sapan korkar; o da işlediği bir kötülük yerine bir iyilik ederse bilsin ki ben çok bağışlayıcıyım, çok merhametliyim.
Ancak, kim haksızlık eder, sonra, işlediği kötülük yerine iyilik yaparsa, bilsin ki ben (ona karşı da) çok bağışlayıcıyım, çok merhamet sahibiyim.
"Ancak kim zulmederse, sonra günahlarını bırakıp iyilik yaparsa ona karşı ben Bağışlayıcıyım, Rahimim."
"Ancak, kim haksızlık yapar, sonra yaptığı kötülüğü iyiliğe çevirirse, bilsin ki ben (ona karşı da) çok bağışlayıcıyım, çok merhamet sahibiyim."
Ancak zulmeden sonra da kötülüğün arkasından güzelliğe tebdil eyliyen başka, ona da ben gafûr, rahîmim
(Benim manevi huzurumda) ancak, (nefsine) zulmeden korkar. (Böyle olmakla birlikte, günah işleyerek nefsine zulmeden kişi) kötülük yaptıktan sonra (yaptığı) kötülüğü (tövbe ederek) iyiliğe çevirirse, (şunu iyi bilsin ki) şüphesiz ben çok bağışlayanım, çok merhamet sahibiyim.
“Kim haksızlık yapar, sonra da yaptığı kötülüğü iyiliğe çevirirse, bilsin ki Ben, Çok Bağışlayıcıyım ve Rahmeti Kesintisiz Olanım.”
«Meğer ki zulmeden kimseler ola. Sonra bir kötülüğün ardından onu bir iyiliğe çevirirse şübhesiz ki ben (yine) hakkıyle yarlığayıcı, çok esirgeyiciyimdir».
Ancak, kim zulmeder, sonra (bu amelini) kötülüğün ardından iyiliğe çevirirse, o takdirde (bilsin ki) şübhesiz ben, Gafûr (çok bağışlayan)ım, Rahîm (çok merhamet eden)im.
“Ancak bir haksızlık yapan korkar. Kim haksızlık yaptığı kötülüğü iyiliğe döndürürse, şüphesiz ki Allah, bağışlayan ve merhametli olandır.” , şüphesiz ki Allah bağışlayan ve merhametli olandır.”
Ancak kıyıcılık edecek olurlarsa o başka. Bunlar da işledikleri kötülükleri iyiliğe çevirecek olurlarsa işte ben yarlıgayıcıyım, esirgeyiciyim.
Fakat nefsine zulmedip sonra tövbeyle fenalığı iyiliğe çevirirsen, işte ben bu gibileri yarlıgar, bağışlarım.
“Ancak zulmeden müstesna. Sonra o kötü hâlini iyiliğe çevirirse (bilsin ki) Ben hiç şüphesiz Gafûr ve Rahîm olanım.
“(Peygamber olmadığı halde) Sadece zulmedip sonra kötülüğün ardından (bu kötülüğü) iyiliğe çeviren kimse (de korkmamalıdır); şüphesiz ben bağışlayanım, esirgeyenim.”
“Ancak, her kim zulmeder ve zulümde diretirse, işte o korksun Benden! Çünkü zulüm, kesinlikle cezasız kalmayacaktır. Bununla birlikte, zulmeden kişi bile, kötülük yaptıktan sonratövbe eder ve hayatını iyi yönde değiştirerek kötülüğü iyiliğe dönüştürürse, şunu iyi bilsin ki, hiç şüphesiz ben, içtenlikle tövbe edildiği takdirde en büyük günahları bile bağışlarım, çok ama çok merhametliyim.”
“Ancak kim zulmetmiş, sonra kötülüğün ardından güzel bir şekilde değişmiş ise, gerçekten ben, rahîm gafûr’um”.
Zalim iken zulmü bırakıp güzelliğe dönüş yapanlar da korkmasınlar. Çünkü ben, engin hoşgörülü bir sevgi seliyim.
“Ancak kim haksızlık eder sonra işlediği kötülük yerine iyilik yaparsa; bilsin ki ben de ona karşı çok bağışlayıcı ve çok merhamet sahibiyim!”
Ancak haksızlık edip sonra da işlediği kötülüğün ardından güzel davranan kişi (bilsin ki) ben çok bağışlayanım; çok merhametliyim. [*]
(Ve devamla): “Ancak zâlimler bunun dışındadır. Ama sonra, işlediği kötülüğün yerine iyilik yaparak (tevbe eder)se şunu iyi bilsin ki Ben çok bağışlayıcıyım, pek merhamet sahibiyim.”
Bir haksızlık yapıp da sonra kötülüğü iyiliğe çeviren ¹⁰ kimse için de ¹¹ (korku yok)! Çünkü, çok acıyıp-esirgeyen gerçek bağışlayıcı Benim, Ben!”
Ayrıca ben kendisine zalimlik ederek yazık eden ve sonra yaptığı kötülükten tövbe edip dönen kimseye karşı da eşsiz bir bağışlayıcı ve sonsuz rahmet kaynağıyım. 20/82, 39/53...61
Ancak zulme bulaşanlar hariç.[³²⁸⁸] Fakat daha sonra, o kötülüğün ardından gidişatlarını iyi yönde değiştirirlerse, unutmasınlar ki Ben tarifsiz bir bağış, eşsiz bir rahmet kaynağıyım!”[³²⁸⁹]
Fakat zulmeden başka!.. (Ufak dahi günah işlemiş olsa korkar, çünkü sorumluluğu var) Eğer o, yaptığı kötülüğü iyiliğe çevirirse, bilsin ki Ben, çok bağışlayanım ve çok merhametli olanım!.. (Sen de bir günah işledim diye korkuyorsan, korkma, bağışladım)
Ancak kim zulmeder de sonra (yaptığı) kötülüğün yerine (kendini) iyilikle değiştirirse bilsin ki şüphesiz ben çok bağışlayıcıyım, çok merhamet edenim.
«Ancak (sair nâstan olup da) zulmeden korkmalıdır. (fakat) Sonra kötüIüğün arkasından güzelliğe tebdîl eyleyen (kimseler) başka. (Onlar da korkudan kurtulabilirler) Artık şüphe yok ki, Ben mağfiret, rahmet ediciyim.»
“Benden korkanlar, zulüm ve günah işleyenlerdir. Fakat onlar da o fenalıktan sonra güzel işler yaparlarsa, onlara karşı da Ben çok affedici, geniş merhamet ve ihsan sahibi olarak muamele ederim. ” [4, 110]
Ancak zulmeden, sonra yaptığı kötülüğün yerine iyilik yapan olursa ona karşı da ben bağışlayıcı, esirgeyiciyim.
"Ancak onlar ki nefislerine zulüm itdiler, sonra fenâlığı eyiliğe tebdîl idüb tevbe iylediler. Ben onları 'afv itdim. Çünki gafûr rahîmim."
Sadece yanlış yapanlar korkarlar. Onlar da daha sonra kötülüğün yerine iyilik yaparlarsa ben de bağışlar, ikram ederim.
Ancak zulmedenler korkar. Kötülükten sonra iyilik yolunu tutanı, ben bağışlarım, merhamet ederim.
“Ancak zulmedenler Benden korkar. Onlar da bir kötülük işledikten sonra onun yerine bir iyilik yaparsa, muhakkak ki Ben çok bağışlayıcı, çok merhamet ediciyim.
"Zulme bulaşan müstesna. O da bunu kötülüğün arkasından güzelliğe çevirirse hiç kuşkusuz ben Gafûr'um, Rahîm'im."
“lįkin ol kim žulm eyledi. andan bedel eyledi eylügi yavuzlıķdan śoñra pes bayıķ ben yarlıġayıcıvan raḥmet ķılıcı.”
İllā ol kimse ki ẓulm ide, daḫı yamanlıḳdan ṣoñra yaḫşılıḳ üstine. Pes bengünāhlar baġışlayıcı‐men, raḥmet idici‐men.
Yalnız (günah etməklə özünə) zülm eləyən (qorxmalıdır). Lakin (pislik etdikdən) sonra tövbə ilə pisliyi yaxşılığa çevirən kəs (bilsin ki, Mən beləsini) bağışlayanam, rəhm edənəm!
Save him who hath done wrong and afterward hath changed evil for good. And lo! I am Forgiving, Merciful.
"But if any have done wrong and have thereafter substituted good to take the place of evil,(3248) truly, I am Oft-Forgiving, Most Merciful.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |