İż telakkavnehu bi-elsinetikum vetekûlûne bi-efvâhikum mâ leyse lekum bihi ‘ilmun vetahsebûnehu heyyinen vehuve ‘inda(A)llâhi ‘azîm(un)
O zaman siz, onu ağızdan ağıza naklediyor ve hiçbir bilginiz olmayan o şeyi ağızlarınızla söyleyip duruyordunuz ve sanıyordunuz ki o, kolay bir şey, halbuki o, Allah katında pek büyük birşeydi.
Çünkü o durumda siz (maalesef) onu (iftirayı) dillerinizle (birbirilerinize) aktardınız ve hakkında (kesin belgeniz ve) bilginiz olmayan şeyi ağızlarınızla söyleyip yaydınız ve bunu (masum bir kadının namus ve onurunu karalamayı ve Hz. Resulüllah’ın ailesine hakarette bulunmayı) kolay (ve basit bir şey) sandınız; oysa o Allah katında çok büyük (bir vebaldir).
Hani siz o iftirayı dilden dile dolaştırıp, hiçbir bilginiz olmadığı halde, ağzınıza alıp söylüyor ve bunu basit, günahsız bir iş sanıyordunuz. Halbuki bu iftira işi Allah katında, oldukça büyük bir günahtır.
Çünkü siz bu iftirayı, dilden dile birbirinize aktarıyor, hakkında bilgi sahibi olmadığınız, ciddi, kesin bilgiye dayalı delilinizin bulunmadığı şeyi, ağızlarınızda geveleyip duruyorsunuz. Bunun önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Halbuki, bunun doğurduğu günah ve zarar Allah katında çok büyüktür.
Çünkü siz onu dillerinize doluyor, hakkında bilgi sahibi olmadığınız şeyi ağızlarınızla söylüyordunuz ve onu önemsiz bir şey sanıyordunuz. Oysa o Allah katında büyüktür.
O durumda siz onu (iftirayı) dillerinizle aktardınız ve hakkında bilginiz olmayan şeyi ağzınızla söylediniz ve bunu kolay sandınız; oysa o Allah katında çok büyük (bir suç)tür.
O vakit siz, o iftirayı dillerinizle birbirinize anlatıyordunuz; hakkında hiç bir bilgi sahibi olmadığınız şeyi, ağızlarınızla söyliyor ve bunu kolay (günah olmıyan şey) sanıyordunuz. Halbuki o, Allah katında (günah bakımından) çok büyüktür.
Çünkü siz, o haberi dilden dile alıyordunuz. Ve hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığınız bir meselede, yalnızca yanlış laflar söylüyordunuz. Bunu kolay sanıyordunuz. Hâlbuki o, Allah katında çok büyük idi.
Çünkü siz bu olayı dillerinize dolayıp, hakkında herhangi bir bilginiz olmadığı halde aranızda yayıyordunuz ve onu basit bir hadise sayıyordunuz. Oysa bu, Allah katında büyük bir olaydır.
Dilden dile, onu dolaştırırsız, bilmediğiniz şeyi, ağzınıza alırsız, onu kolay sanırsız, o büyük bir iştir Allah katında
O iftirayı dilden dile birbirinize aktarıyor, işin aslına dair bilginiz olmayan sözleri ağızlarınızda söylüyor ve bunu basit, önemsiz bir şey sanıyordunuz. Oysaki Allah katında o, çok büyük bir günahtır.
14, 15. Allâh’ın sizin içün nihâyetsiz lütfı ve bu dünyâda ve âhiretde merhameti olmıya idi çıkardığınız şâyi’ât içün ve bu şâyi’atı ağızdan ağıza nakl iylediğiniz ve bilmediğiniz şeyi dudaklarınız ile tekellüm iylediğiniz ve Allâh’ın ’indinde günâh-ı kebîr olan bir keyfiyeti hafif ’add itdiğiniz içün derhâl ’azâb-ı ’azîme dûçâr olur idiniz.
Onu dilinize dolamıştınız. Bilmediğiniz şeyleri ağzınıza alıyordunuz. Onu önemsiz bir şey sanıyordunuz, oysa Allah katında önemi büyüktü.
Hani o iftirayı dilden dile dolaştırıyor; hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyleri ağzınıza alıp söylüyor ve bunu önemsiz bir iş sanıyordunuz. Hâlbuki bu, Allah katında büyük bir günahtır.
Çünkü siz, iftirayı dilden dile yayıyor, hakkında bilgi sahibi olmadığınız bir şeyi ağızlarınızla söylüyorsunuz; bunu da önemsiz sanıyorsunuz; halbuki Allah katında o büyük bir şeydir.
Çünkü siz bu iftirayı, dilden dile birbirinize aktarıyor, hakkında bilgi sahibi olmadığınız şeyi ağızlarınızda geveleyip duruyorsunuz. Bunun önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Halbuki bu, Allah katında çok büyük (bir suç) tur.
Onu dilinize dolamış ve hakkında bir bilginiz olmayan bir konuda ağzınızı açıp konuşuyordunuz. Onu basit bir şey sanmıştınız. Oysa o, ALLAH yanında büyüktür.
Çünkü siz bu iftirayı, gelişi güzel birbirinizin ağzından alıyor ve hakkında bilgi sahibi olmadığınız (bu uydurma haberi) ağızlarınızda geveleyip duruyorsunuz. Bunun önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Halbuki bu, Allah katında çok büyük bir suçtur.
O sırada ki dillerinizle telâkkı ediyordunuz ve ağızlarınızla hiç bir ılminiz olmıyan bir şey söyleyor ve onu kolay sanıyordunuz, halbuki o, Allah yanında büyük bir vebal
Zira siz, işin aslına dair hiçbir bilginizin olmadığı bir hususta ileri geri konuşmak sûretiyle onu (o iftirayı), dilden dile birbirinize aktarıyor ve bunu, basit bir hadise gibi görüyordunuz. Hâlbuki o, Allah nezdinde (günah bakımından) çok büyüktür.
Hani siz onu dillerinize dolayıp, kendisi hakkında bilgi sahibi olmadığınız şeyi aranızda yayıyordunuz. Ve bunun önemsiz olduğunu sanıyordunuz. Oysaki bunun Allah'ın yanında önemi çok büyüktür.
O zaman siz o (iftirâyi) dillerinizle (birbirinize) yetişdiriyordunuz, (hakkında) hiç bir bilginiz olmayan şey'i ağızlarınızla söylüyordunuz, ve bunu kolay sanıyordunuz. Halbuki o (nun günâhı) Allah indinde büyükdür.
Bunu (bu iftirâyı)(2) dillerinizle (birbirinizden) alıyor ve hakkında bir bilgi sâhibi olmadığınız bir şeyi ağızlarınızla söylüyor ve bunu (pek) kolay (ehemmiyetsiz) bir şey sanıyordunuz. Hâlbuki bu, Allah katında büyük (bir günah)tır.
Bu iftirayı dillerinize doladığınızda ağızlarınızla “Sizin iftira hakkında hiçbir bilginiz olmadığı halde, (atılan iftirayı) önemsiz zannederek (olayla ilgili) boşu boşuna konuşuyordunuz” Hâlbuki bu Allah katında büyük bir olaydır.
O gün siz bu yalanı ağzınızda dolaştırıp duruyordunuz. Hiç bir bilginiz olmadan onu ağzınıza alıyordunuz. Hem de bunu yaparken hiç bir sorumluluk da duymuyordunuz. Oysa ki Allah yanında bu pek büyük bir günahtır.
Hani siz o (iftirayı) dilinize doluyor, hakkında bilgi sahibi olmadığınız şeyi ağızdan ağıza dolaştırıyor ve bunun önemsiz bir şey olduğunu sanıyordunuz. Hâlbuki o Allah katında çok büyük (bir günahtır).
O durumda siz onu (iftirayı) dillerinizle aktardınız ve hakkında bilginiz olmayan şeyi ağızlarınızla söylediniz ve bunu da kolay sandınız. Oysa o, Allah katında çok büyüktür.
Çünkü bunu dilinize dolamış, içyüzünü bilmediğiniz bir konuda ileri geri konuşup duruyordunuz. Bir iftiranın yayılmasına sebep olmak Allah katında büyük bir günah olduğu hâlde, siz bunu basit ve önemsiz görüyordunuz. Oysa ki:
Hani, onu dillerinizle aktarıyordunuz.
Hakkında bilgi sahibi olmadığınız bir şeyi ağzınızla söylüyordunuz.
Onu önemsiz sayıyordunuz; hâlbuki Allah katında çok büyüktür.
Çünkü, hakkında bilgi sahibi olmadığınız bir şeyi dilinize dolayıp ağızdan ağza dolaştırıyordunuz. Bunu basit bir olay gibi görüyordunuz. Halbuki bu, Allah katında büyük bir olaydı.
Hani iftiranın önemini kavramadan zina iftirasını aranızda dilden dile dolaştırıyor; hakkında bilginiz olmayan şeyleri söylüyor, yaptığınız işi önemsiz sanıyordunuz. Hâlbuki yaptığınız şey Allah katında büyük bir günahtır.
Çünkü siz bunu (iftirayı), dilden dile aktarıyor, hakkında bilgi sahibi olmadığınız şeyi ağızlarınızda geveleyip duruyor, bunun önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. (Oysa) bu, Allah katında çok büyük (bir günah)tır.
Zîrâ siz, o (iftirayı) dillerinizle birbirinize aktarıp duruyor, hakkında bilginiz olmayan şeyi ağızlarınızla söylüyor ve bunu da Allah katında çok büyük günâh olmasına rağmen, basit bir şey sanıyordunuz.
hem de, onu tam dilinize doladığınız ve doğru bilgi sahibi olmadığınız konuda, bu Allah katında son derece önemli olduğu halde, hafife alıp ileri geri konuştuğunuz zaman!
Çünkü siz, bu iftirayı dilinize dolamış ve işin aslını bilmediğiniz halde ileri geri konuşuyor ve bunu basit bir mevzu sanıyordunuz. Oysa bu Allah katında öyle büyük bir vebal ki. 17/36, 49/6
tam da dillerinize dolayıp, hiçbir bilginiz olmadığı halde basite alarak ağızlarınızda gevelediğiniz bir sırada… Oysa ki bu, Allah katında çok ağır bir (vebaldir).
Çünkü onu, dilinize dolamıştınız, kesin bilginiz olmayan bir şeyi, ona buna söylüyordunuz. Bu davranışınızı önemsemiyordunuz ama, o, Allah katında çok büyük bir günahtır.
Çünkü siz, onu dillerinizle alıveriyorsunuz ve hakkında hiç bilginiz olmayan bir şeyi, (düşünüp taşınmadan, hemen) ağızlarınızla söylüyorsunuz ve onu önemsiz bir iş sanıyorsunuz. Oysa o, Allâh yanında büyük (bir günâh)tır.
O vakit ki, onu (iftirayı) dillerinizle karşılayıp kabul ediyordunuz. Kendisine sizin bilginiz olmayan şeyi ağızlarınızla söylüyordunuz ve onu kolay sanıyordunuz. Halbuki o, Allah katında pek büyüktür.
O sırada siz o iftirayı dilden dile birbirinize aktarıyor, işin aslına dair hiç bilginiz olmayan sözleri ağızlarınızda geveleyip duruyordunuz ve bunu basit, önemsiz bir şey sanıyordunuz. Halbuki o, Allah'ın nazarında pek büyük bir vebaldi!
Çünkü siz, onu dillerinizle alıveriyorsunuz ve hakkında hiç bilginiz olmayan bir şeyi, (düşünüp taşınmadan, hemen) ağızlarınızla söylüyorsunuz ve onu önemsiz bir iş sanıyorsunuz. Oysa o, Allah yanında büyük(bir günah)tır.
Onı birbirinize ilkâ ider ve haber virirsiniz. 'İlminiz olmayan şeyi lisânınızla söylersiniz. Onı kolay zan idersiniz. Halbuki o iftirâ ve kelâm Allâh'ın 'indinde büyükdür.
Bu yalanı dilinize dolayıp, hakkında bir bilginiz olmayan şeyi ağızlarınızla konuşuyordunuz. Bunu basit sanıyorsunuz, oysa Allah katında onun önemi büyüktür.
Hani siz, onu dilinize dolamış ve hakkında bir bilginiz olmayan şeyi ağzınızda söylüyordunuz. Siz onu önemsiz sanıyordunuz. Oysa o, Allah katında çok büyüktür.
O vakit siz bu iftirayı dilinize doluyor, hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyi ağzınızla söylüyor ve bunu kolay bir iş sanıyordunuz. Oysa bu Allah katında pek büyük birşeydi.
O zaman siz, onu dillerinizle birbirinize yetiştiriyordunuz ve ağızlarınızla, hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyi söylüyor, üstelik bunu önemsiz sanıyordunuz. Oysaki Allah katında o, çok büyük bir günahtı.
ol vaķt kim ulaşurduñuz biribirüñüzden anı ya'nį iki daħı eydürdüñüz aġızlaruñuz ile anı kim olmadı sizüñ aña bilmegüñüz daħı śanurduñuz anı geñez ol Tañrı ķatında uludur ya'nį yazuķ.
Ol vaḳt ki siz dilüñüz‐ile söyler‐iken daḫı aġızlaruñuz bile eydürdüñüz sizbilmegen nesneleri. Siz anı geñez ṣanursız. Ol Tañrı Ta‘ālā ḳatında ulugünāhdur.
O zaman ki, siz (münafiqlərin yaydığı) yalanı dilinizə gətirir, bilmədiyiniz sözü ağzınıza alır və onu yüngül (asan, insana günah gətirməyən) bir şey sanırdınız. Halbuki bu (Peyğəmbərin əhli-əyalı haqqında nalayiq söz danışmaq) Allah yanında çox böyük günahdır!
When ye welcomed it with your tongues, and uttered with your mouths that whereof ye had no knowledge, ye counted it a trifle. In the sight of Allah it is very great.
Behold, ye received it on your tongues, and said out of your mouths things of which ye had no knowledge; and ye thought it to be a light matter, while it was most serious in the sight of Allah.(2968)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |