Vastana’tuke linefsî
Kendim için seçtim seni.
"(Şimdi de) Seni Kendim için seçtim (yetiştirdim ve peygamberlikle şereflendirdim)."
Çünkü ben seni, kendime elçi olarak seçmiştim.
Seni kendim için seçtim.
'Seni kendim için seçtim.'
Ben, seni, kendime Peygamber seçtim.
Seni özene özene seçtim.
Seni kendim için yetiştirdim.
Kendim için seçtim seni !
Ben seni kendim için seçip yetiştirdim.
40,41. Bir gün hemşiren Fir’avn’a gelüb: "Bu çocuğa bir süd nine bulayım mı, ister misiniz?" didi. Biz vâliden mütesellî olsun ve artık mahzûn olmasun diyu seni vâlidene i’âde itdik [1]. Sonra sen bir kâfir öldürdün, biz seni felâketden kurtardık ve seni tecziye içün bir çok eziyetlere dûçâr itdik. Bir kaç seneler ehl-i Medyen ile berâber kaldın, sonra takdîrimiz mûcibince buraya geldin. Yâ Mûsâ! Seni nübüvvet ve risâlete intihâb iyledim."
Seni kendim için ayırdım.
“Ben seni kendim için seçtim.”
Ben seni kendim için seçip yetiştirdim.”
Seni, kendim için elçi seçtim.
"Seni kendim için yarattım."
Ben, seni kendime (peygamber) seçtim.
Ben seni kendim için yetiştirdim
40-41. Hani, (tahta bir sandık içerisinde Nil nehrine bırakılmandan sonra seni takip eden ve Firavun’un ailesi tarafından evlatlık edinildiğini öğrenen) kız kardeşin, (beslenmek üzere, hiçbir kadının sütünü emmediğini işitince, saraya giderek) onlara: “Size, ona iyi bakacak (emzirecek) birini göstereyim mi?” demişti. Böylece seni tekrar annene verdik ki, gözü aydın olsun da (senden ayrı kalmakla) üzülmesin. Ve sen, (kazayla Mısır’ın yerli halkından olan Kıptîlerden) birini öldürmüştün de seni (adam öldürme üzüntüsünden) kederinden (ve kısastan) kurtarmıştık. Ve seni daha birçok sıkıntıdan da kurtarmıştık. Sonra (hicret ederek) yıllarca Medyen halkı arasında yaşadın ve sonunda takdirimiz mucibince (Tûr dağına) geldin. (Sonra sana keyfiyetsiz kelâmımız ile şöyle buyurduk: “Ey Mûsâ! Ben) *seni, (emir ve yasaklarımı tebliğ etmek üzere) kendim (ve kullarım arasında elçilik vazifesi yapman) için (peygamber olarak) seçip, (üstün meziyetlerle donatıp) yetiştirdim.”
Seni kendim için yetiştirdim.
Ben seni kendim için seçdim.
“Ve seni kendim için (peygamber olarak) seçtim!”
Seni kendime (elçi olarak) hazırladım.
Ben seni kendim için ayırdım.
40, 41. Hani kız kardeşin Firavun/un sarayına gidip demişti: Bu çocuğa süt verecek birini size sağlık vereyim mi? Bunun üzerine seni anana geri verdik ki gözü aydın olsun, sevinsin, mahzun olmasın, Sen bir kimseyi öldürmüştün. Biz seni gamdan kurtarmıştık. Seni mihnetten mihnete uğratmıştık. Medyen ahalisi arasında senelerce eğleştin. Sonra takdirimizle [³] buraya geldin. Musa! Seni kendim için risaletime ayırdım.
Seni kendim için seçtim.
“Seni kendim için seçtim.”
İşte, sana kazandırdığım bu tertemiz ahlâkınla seni kendime elçi olarak seçtim.
“Seni kendim için yetiştirdim”.
Ben seni, kendim için özel yetiştirdim.
“Seni kendim için elçi seçtim.”
Ben seni kendim için seçmiştim.
“Seni kendime Peygamber olarak seçtim.”
çünkü, Ben seni Kendime (elçi olarak) seçmiştim.
Seni kendim için seçip yetiştirdim. 27/7...14, 28/30...36
Zira seni kendim için seçip yetiştirmiştim:
Ben seni kendime (peygamber) seçtim. (Emirlerimi tebliğ ile görevlendirdim)
Ben seni kendim için (elçi) seçtim.
«Ve seni kendi zâtım için ihtiyar ettim.»
“Seni Ben seçip Peygamberliğime hazırladım. ” [7, 144]
Seni kendim için yetiştirdim.
"Seni zâtım içün ihtiyâr iyledim."
Seni kendim için yetiştirdim.
Ve seni kendime seçtim.
“Seni kendime elçi seçtim.
"Seni kendim için seçip yetiştirdim."
daħı üyürdüm seni gendüzüm içün.
Daḫı seni iḫtiyār eyledüm benüm muḥabbetüme.
Və Mən səni Özümə (peyğəmbər) seçdim! (Qırx yaşına çatan kimi sənə peyğəmbərlik bəxş edib mö’cüzələrlə Fir’onun yanına göndərdim).
And I have attached thee to Myself.
"And I have prepared thee for Myself (for service)"..
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |