Vemâ ezunnu-ssâ’ate kâ-imeten vele-in rudidtu ilâ rabbî leecidenne ḣayran minhâ munkalebâ(n)
“Kıyametin kopacağını (ve herkesin hesap vermek üzere mahşere toplanacağını da) pek sanmıyorum. (Ama) Buna rağmen (zayıf bir ihtimal olarak öldükten sonra diriltilip) Rabbime döndürülecek olsam bile, şüphesiz şu (andaki durumum) dan daha hayırlı bir sonuç bulacağım” (düşüncesindeydi.)
Ve kıyametin kopacağını da ummam ama Rabbimin tapısına gönderilmiş olsam bile mutlaka bundan daha da iyi nimetler bulurum.
“Kıyametin kopacağını da zannetmem. Ama eğer Rabbime döndürülürsem, bundan daha iyi bir yer karşımda bulurum” diyordu.
“Kıyametin kopacağı ânın gerçekleşeceğini de zannetmiyorum, inanmıyorum. Şayet diriltilerek Rabbimin huzuruna götürülürsem, elbette orada, bundan daha hayırlı bir âkıbet bulurum.” dedi.*
Kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Rabbime döndürülsem bile muhakkak bundan daha hayırlı bir sonuç bulacağım."
'Kıyamet-saati'nin kopacağını da sanmıyorum. Buna rağmen Rabbime döndürülecek olursam, şüphesiz bundan daha hayırlı bir sonuç bulacağım.'
Kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Böyle olmakla beraber, eğer Rabbime döndürülürsem, muhakkak bundan daha hayırlı bir âkıbet bulurum.
“Kıyametin kopacağını da sanmam; şayet Rabbimin huzuruna götürülsem de bundan daha iyi bir yer kaparım” dedi.
“Kıyametin kopacağını da zannetmiyorum. Eğer Rabbime götürülürsem, andolsun, orada buradan daha iyi bir sonuç bulurum.”
“Kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Buna rağmen ben, Rabbime döndürülsem bile andolsun bundan daha iyisini bulurum” dedi.
35,36. Kendisine böylece yazık ederek bahçesine girerken: "Bu bahçenin batacağını hiç zannetmem. Kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Eğer Rabbime döndürülürsem, and olsun ki orada bundan daha iyisini bulurum" dedi.
“Kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Rabbime döndürülsem bile andolsun bundan daha iyi bir sonuç bulurum.”
«Kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Şayet Rabbimin huzuruna götürülürsem, hiç şüphem yok ki, (orada) bundan daha hayırlı bir akıbet bulurum.»
"Dünyanın sonunun da geleceğini sanmıyorum. Rabbime döndürülürsem de orada daha iyisini bulurum.
"Kıyametin kopacağını da zannetmem. Şayet Rabbimin huzuruna götürürlürsem, muhakkak orada bundan daha hayırlı bir sonuç bulurum".
zannetmem ki Kıyamet kopsun, bununla beraber şayed rabbıma reddedilirsem her halde bundan daha hayırlı bir akıbet bulurum
«Kıyametin de kopacağını sanmıyorum. (Bununla beraber senin iddiana göre) eğer ben Rabbime döndürülüp götürülürsem, andolsun, bundan daha hayırlı bir aakıbet bulurum».
“Kıyâmetin gerçekleşecek bir şey olduğunu da sanmıyorum; bununla berâber, eğer gerçekten Rabbime döndürülürsem, elbette (orada da) bundan daha hayırlı bir dönüş yeri(bir âkıbet) bulurum.” (dedi).
Kıyamet saatinin meydana geleceğini de zannetmiyorum. Eğer tekrar Rabbime döndürülecek olsam bile, bundan daha farklı, değişik nimetler bulacağım kesin” emişti.
“Kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Eğer (sözgelişi) Rabbime döndürülecek olursam, şüphesiz bundan daha hayırlı bir sonuç bulurum.”
“Ayrıca kıyâmetin kopacağını ve insanların yeniden diriltilip hesaba çekileceğini de sanmıyorum; ama eğer iddia ettiğin gibi diriltilip Rabb’imin huzuruna çıkarılacak olsam bile, herhâlde bundan daha iyisiyle karşılaşırım. Nitekim, dünyada sahip olduğum şu zenginlik, Allah katında ne kadar seçkin ve değerli bir kul olduğumu göstermiyor mu?”
(Hatta): “Ben kıyametin kopacağını da sanmıyorum, ama şâyet (kıyamet kopar da) Rabbimin huzuruna götürülürsem şüphesiz (orada) bundan daha hayırlı bir makamı da kesinlikle bulurum.”1 (demişti.)*
ve “Son Saat'in (bir gün) gelip çatacağını da düşünemiyorum” (diye ekledi,) “hem, [o saat gelse ve] ben Rabbimin huzuruna çıkarılacak olsam bile, 43 sonuç olarak, her halde bundan daha iyisini karşımda bulacağım!”
Hoş, ben Son Saat’in bir gün gerçekleşeceğini de düşünemiyorum ya! Fakat Rabbime döndürülecek olsam bile, sonuçta bundan daha iyisini bulacağımı zannediyorum.”[2389]*
«Ve zannetmem ki, Kıyamet kopsun ve eğer Rabbime reddedilir isem elbette bundan daha hayırlı bir merci bulurum.»
35, 36. Bu adam gururu yüzünden kendi öz canına zulmeder vaziyette bağına girdi ve: “Zannetmem ki bu bağ bozulup yok olsun; kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Bununla beraber şayet Rabbimin huzuruna götürülecek olursam o zaman elbette bundan daha iyi bir âkıbet bulurum. ” dedi. [41, 50; 46, 11]
Kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Şayet Rabbime döndürülsem bile (orada) bundan daha güzel bir sonuç (daha güzel bir yer) bulurum.
Kıyamet saati diye bir şeyin olacağını da hiç sanmam ama şurası bir gerçek ki eğer Rabbimin huzuruna çıkarılsam kesinlikle bundan daha iyisini bulurum."
Kıyametin kopacağını da hiç zannetmiyorum. Eğer Rabbime döndürülürsem, elbette bundan daha iyisini bulurum, derdi.
“Kıyametin kopacağını da zannetmiyorum ya; Rabbimin huzuruna dönecek olsam bile herhalde orada bundan daha iyi bir âkıbet bulurum.”
"Kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Ama eğer Rabbime döndürülüp götürülürsem, bundan daha iyisini bulacağımdan eminim."
I think not that the Hour will ever come, and if indeed I am brought back unto my Lord I surely shall find better than this as a resort.
"Nor do I deem that the Hour (of Judgment) will (ever) come: Even if I am brought back to my Lord, I shall surely find (there) something better in exchange."(2378)*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |