Kullen numiddu hâulâ-i vehâulâ-i min ‘atâ-i rabbike vemâ kâne ‘atâu rabbike mahzûrâ(n)
Onlara da, bunlara da, hepsine, Rabbinin lütuf ve ihsanından yardımda bulunuruz, bağışlar dururuz ve Rabbinin ihsanı, kimseden men edilmez.
(Hepsine ve herkese) Onlara da, bunlara da (dünya isteyenlere de, ahireti tercih edenlere de), Rabbin ihsanından (istedikleri diyarda) bolca veririz. Zaten Rabbinin nimeti hiç kimseye yasaklanmış değildir. (Allah’ın bağış ve ihsanı sınırsızdır.)
Biz onları da, bunları da yani dünyayı isteyenleri de ahireti isteyenlerin de herbirini rızıklarımızla rızıklandırırız. Rabbinizin ihsanı sınırsızdır, kimseden yasaklanmış değildir.
Hepsine, dünyayı isteyenlere de, âhireti isteyenlere de, Rabbinin ihsanından veririz. Rabbinin ihsanı, sınırlı ve kısıtlanmış değildir.
Onlara da bunlara da herbirine Rabbinin ihsanından veririz. Rabbinin ihsanı kesilmiş değildir.
Hepsine, onlara da, bunlara da Rabbinin ihsanından 'arttırarak-veririz.' Rabbinin ihsanı kesilmiş değildir.
Her birine: dünyayı isteyen şunlara da, ahireti isteyen bunlara da, Rabbinin dünyadaki ihsanından veririz. Rabbinin dünyadaki ihsan ve bahşişi hiç kimseden menedilmiş değildir.
Hepsine de; bunlara da, onlara da, Rabbinin ihsanından veririz, imdatlarına yetişiriz. Rabbinin verdiği rızık ve ihsan, kimseden engellenmiş değildir.
Hepsine, bunlara da ötekilere de Rabbinin ihsanından veririz. Rabbinin ihsanı kısıtlanmış değildir.
Baksana, Tanrın vergisinden onlara da, bunlara da veririz; Tanrının vergisi, hiç kimseye yasak değil
Rabbinin lütfundan her birine; (dünyayı isteyenlere de ahireti isteyenlere de) veririz. Rabbinin lütfu (kimseden) kısıtlanmış değildir (kim ne isterse ve ne için çalışırsa karşılığını alır).
Ötekilere de berikilere de lütuflarımızı ihsân ideceğiz senin rabbinin lütfı kimseye dirîğ olmaz.
Onların ve bunların her birine Rabbinin nimetinden ulaştırırız. Esasen Rabbinin nimeti kimseye yasak kılınmış değildir.
Rabbinin lütfundan her birine; onlara da, bunlara da veririz. Rabbinin lütfu (hiç kimseye) yasaklanmış değildir.
Hepsine, bunlara da ötekilere de rabbinin ihsanından kesintisiz veririz. Rabbinin ihsanı sınırlı değildir.
Hepsine, onlara da bunlara da (dünyayı isteyenlere de ahireti isteyenlere de) Rabbinin ihsanından (istediklerini) veririz. Rabbinin ihsanı kısıtlanmış değildir.
Hepsine, onlara da bunlara da, Rabbinin nimetlerinden ulaştırırız. Rabbinin nimetleri sınırlanmamıştır.
Hepsine; (dünyayı isteyenlere de, ahireti isteyenlere de) Rabbinin ihsanından veririz. Rabbinin ihsanı kısıtlanmış değildir.
Hepsine imdad ederiz: hem onlara hem onlara, mahzâ rabbının atâsından, rabbının atâsı yasak değildir
Biz onların her birine (dünyayı isteyenlere de âhireti isteyenlere de) Rabbinin lütfundan veririz. Rabbinin lütfu (kimseden) kısıtlanmış değildir. (Kim ne isterse ve ne için çalışırsa ona göre karşılığını alır.)
Her birine, onlara da, bunlara da Rabbinin vergisinden birbiri ardınca veririz. Rabbinin vergisi (kimseden) men edilmiş değildir.
Herbirine, onlara ve bunlara (dünyayı isteyenlere de, âhireti isteyenlere de)Rabbinin ihsânından meded veririz. Rabbinin ihsânı ise (kimseye) yasaklanmış değildir.
Rabbinin lütfu olan nimetlerini yalnızca şunlara ve bunlara değil, herkes için yeterince artırırız. Rabbinin nimetleri sınırlı değildir.
Biz hepsine, onlara da, bunlara da senin çalabının vergisi kimseden esirgenmiş değildir.
Her birine onlara da, bunlara da dünyada Rabbinin vergisinden birbiri ardınca veririz. Rabbinin vergisi hiçbir fertten geri tutulmaz.
Rabbinin lütfundan [atâ’i] her birine, bunlara da onlara da veririz. Rabbinin lütfu hiç kimseye yasaklanmış değildir.
Hepsine; onlara da bunlara da, Rabbinin ihsanından artırarak veririz. Rabbinin ihsanı kesilmiş değildir.
Dünyayı isteyen o azgınlara da, âhireti isteyen şufedâkâr insanlara da, hepsine Rabb’inin nîmetlerinden bol bol vermekteyiz. Çünkü Rabb’inin lütuf ve ihsânı, kullarından esirgenmiş değildir.
Senin rabbinin verişlerinden hem onlara, hem bunlara, hepsinin imdadına yetişiriz.
Rabbinin verişi sınırlanmış değildir.
Senin Rabb'in ona buna, yani herkese yardım elini uzatır. Kimse Tanrı'nın ikramından mahrum edilemez.
Yeryüzünde insanlara nimetlerimizi verirken ayrım yapmayız. İnsanlar inansın inanmasın herkese payı verilir. Önemli olan verilenleri nasıl değerlendirdikleridir. Onların değerlendirmesine bakarak hükmümüzü veririz.
Hepsine yani onlara da bunlara da Rabbinin cömertliğinden (istediklerini) veririz. Rabbinin verdiği, kimse tarafından engellenemez.
Hepsine (yani) onlara da ötekilere de¹ Rabbinin ihsanından bol bol veririz. Hiç kimse, Rabbinin ihsanından asla mahrum edilmez.²
Hepsine -bunlara da, ötekilere de- Rabbinin lütfundan ulaştırmaktayız; çünkü senin Rabbinin lütfu [insanların bir kısmıyla] sınırlı değildir.
Hâlbuki biz hepsine, hem onlara hem bunlara bu dünyada Rabbinin nimetlerinden zaten bahşetmekteyiz. Zira Rabbinin bağışı herhangi bir zümreyle sınırlandırılamaz. 2/126, 28/77, 45/22, 53/39
Hepsine birden, -ötekilere de, berikilere de- senin Rabbinin lutfundan (bu dünyada zaten) ulaştırmaktayız:[²²⁴⁶] zira Rabbinin lutfu yalnız (bir kesime) tahsis edilmiş değildir.[²²⁴⁷]
Her birine (dünya için çalışanlara da, ahiret için çalışanlara da) Rabbinin ihsanından (istediklerini) veririz. (Amellerinin karşılığı olarak değil, Rabbinin sonsuz ihsanından verilir) Rabbinin ihsanı kısıtlanmış değildir. (Bundan dolayı dünya için çalışanlara dünyalıkları verilirken, ahiret için çalışanlar da dünya nimetlerinden yoksun bırakılmaz)
Rabbinin lütfundan her birine; onlara da, bunlara da veririz. Rabbinin lütfu (hiç kimseye) yasaklanmış değildir.
Hepsine, onlara da ve ötekilerine de Rabbin atasından imdat ederiz. Ve Rabbin atası men'edilmiş değildir.
Hepsine, dünyayı isteyenlere de, âhireti isteyenlere de Rabbinin ihsanından veririz. Rabbinin ihsanı kısıtlanmış değildir.
Hepsine onlara da, onlara da (dünyayı isteyenlere de, ahireti isteyenlere de, mü'minlere de, kafirlere de) Rabbinin vergisiden uzatırız. Rabbinin vergisi kesilmez.
Her ikisine de (mü'mine de, kâfire de) rabbinin 'atâsından viririz. Rabbinin 'atâ ve ihsânı kimseden memnû' değildir.
Bunlardan her birine; hem onlara hem de öbürlerine, Rabbinin ikramından da veririz. Rabbinin ikramı kısıtlanmış değildir.
Hepsine, hem onlara hem bunlara Rabbinin nimetlerinden veririz. Rabbinin bağışı kimseye yasak kılınmış değildir.
Biz onlara da, bunlara da Rabbinin lütfundan veririz. Rabbinin lütfu ise kısıtlanmış değildir.
Rabbinin lütfundan nimetlerle hepsine uzanırız: Onlara da bunlara da. Rabbinin lütfu, kimse tarafından engellenemez/kısıtlanamaz.
dükeline meded eylerüz şunlara daħı şunlara çalabuñ baħşışından. daħı olmadı çalabuñ baħşişi yıġlınmış.
Barçasına virür‐biz anı ṭāyifenüñ. Anlara daḫı, bunlara daḫı ‘aṭālarındanseni yaradan Allāhuñ. Daḫı degüldür ‘aṭāları seni yaradan Allāhuñmemnū‘ mü’minlerden ve kāfirlerden.
Onların və bunların hər birinə Rəbbinin ne’mətindən verərik. Rəbbinin ne’məti (istər dünyada, istərsə də axirətdə heç kəsə) qadağan deyildir.
Each do We supply, both these and those, from the bounty of thy Lord. And the bounty of thy Lord can never be walled up.
Of the bounties of thy Lord We bestow freely on all- These as well as those: The bounties of thy Lord are not closed (to anyone).(2200)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |