Vekadaynâ ileyhi żâlike-l-emra enne dâbira hâulâ-i maktû’un musbihîn(e)
Ve bu işi ona vahyettik de hiç şüphe yok ki dedik, sabah çağı bunların kökleri kesilir.
Ve ona (Lut’a) şu hükmün (kesinleştiğini haber) verdik: "Sabaha çıkarlarken onların arkası mutlaka kesilecek (azgın ve sapkın kavim hepten helak edilecek)tir."
Ve elçilerimiz aracılığıyla, ona şu hükmü tebliğ ettik: “Sabah olur olmaz, bu günahkarların kökü kesilmiş olacaktır.”
Ona kesin olarak şu emri bildirdik: "Sabaha çıkarlarken bunların kökleri kesilecektir."
Ve onlara şu emri verdik: 'Sabaha çıkarlarken onların arkası mutlaka kesilecektir.'
Biz, Lût'a şu kesin emri vahyettik: Bu kâfirler sabaha çıkarken muhakkak kökleri kesilmiş olacaktır.
“Sabahleyin bunların kökü kesilecektir” diye, Lut’a kesin buyruğumuzu ilettik.
Lût'a şu hükmümüzü vahyettik: “Sabaha çıkarlarken mutlaka onların ardı kesilmiş olacaktır.”
Biz de, ona şu buyrumu bildirdik: «Sabahadek kökleri kesilecek onların»
Ona şu durumu kesin olarak bildirdik: “Sabaha çıkarken onların kökü kesilmiş olacaktır.”
Biz bu emri virdik zîrâ irtesi günden evvel bu kavmin kâmilen mahv olmasını takdîr itdik.
Böylece Lut'a bunların sonlarının kesilmiş olarak sabahlıyacaklarını bildirdik.
Ona şu durumu kesin olarak bildirdik: “Sabaha çıkarken onların sonu kesilmiş olacak.”
Lût’a şu hükmü bildirdik: “Onlar, sabah vaktine girerken son ferdine kadar yok edilmiş olacaktır!”
Ona (Lût'a) şu hükmümüzü vahyettik: «Sabaha çıkarlarken mutlaka onların ardı kesilmiş olacaktır.»
'Şu halk, sabahleyin yok edilecektir' şeklindeki emri kendisine bildirdik.
Biz, Lût'a şu kesin emri vahyettik: "Bu kâfirler sabaha çıkarken muhakkak kökleri kesilmiş olacaktır."
Ona kat'î olarak şu emri vahyettik: sabaha çıkarlarken şunları arkaları kat'iyyen kesilecek
Ve ona (Lût’a) şu hükmün (kesinleştiğini haber) verdik: “Sabaha çıkarlarken onların arkası mutlaka kesilecektir (helâk edileceklerdir)!”
Sabaha girerlerken, onların kökünün kesileceği kararımızı, ona bildirdik.
Ona şu (kat'î) emri vahyetdik: «Sabaha çıkarlarken onların arkası behemehal kesilmiş olacakdır».
Ona (Lût'a) şu (kesin) emri de vahyettik: “Sabaha ulaşan kimseler iken, onların (o fâsık kavmin) ardı mutlaka kesilmiş olacaktır (helâk olacaklardır)!”
Böylece, azap emrimizin yerine gelmesi için hükmedince, onların (kötü davrananların) tamamen arkaları sona erecek.
Biz Lut’a buyruğumuzu değirdik: "gün doğarken onların kökleri kesilmiş olacaktır."
Biz ona bu emir ve hükmü vahyettik: Sabah olur olmaz bunların kökü kesilmiş olacaktır.
Ona şu kesin hükmü bildirdik: “Sabaha varmadan onların sonu gelmiş/kökü kesilmiş olacak!”
Ve ona (Lut'a) şu kesin emrimizi bildirdik: “Sabaha çıkarlarken onların arkası (kökü) mutlaka kesilecektir.”
Böylece, elçilerimiz aracılığıyla Lut’a şu hükmü bildirdik: “Gün doğarken, bu azgınların kökü tamamen kazınmış olacak.”
Şimdi, meleklerin gerçek kimliklerini henüz açıklamadıkları olayın başına geri dönelim:
Ona şu Emr’i / İş’i bildirdik: -“Sabahladıklarında bunların arkası kesilmiş olacaktır”.
Biz Lût’a usulca şunu fısıldadık: " sabah olduğunda, bura halkının tamamen kökü kazınmış olacak "
Lut’a kesin emrimizi verdik; "Sabah vakti inkâr edenler yok edilecek! Arkalarında hiç bir yaşam bırakılmayacaktır!"
Ve biz ona şu kesin hükmümüzü bildirdik; sabaha doğru işte bu günahkâr halkın hepsinin kökü kazınacak. 11/84, 51/24...37
Ve ona şu kesin kararımızı bildirdik: “İşte bu güruhun kökü gün ağarırken tamamen kazınmış olacaktır!”
Lut'a da: "Sabaha çıkarlarken onların arkası mutlaka kesilmiş olacaktır. (Hepsi helak olacaktır) emrini vahyettik. (Şimdi de evvele dönelim)
Ona şu hükmü kesin olarak bildirdik ki: "Bunların (Lut kavminin) Sabaha çıkarken arkası kesilmiş olacak"
Ve ona (Hazreti Lût'a) şu emri kat'iyyen vahyettik ki, onların arkaları sabaha çıkacakları vakit elbette kesilmiş olacaktır.
Ona şu kesin emri vahyettik: “Sabaha çıkarlarken onların kökü kesilmiş olacaktır! ” [11, 81]
Ona: "Şunlar sabaha girerlerken arkaları kesilecektir!" buyruğunu bildirdik.
Lût'a vahy idildi ki: "Bu kavmin köki sabaha karşı kesilecekdir.
Şu kesin kararı ona bildirdik: “Sabaha girdiklerinde bunların kökü kesilmiş olacaktır.”
Ona, Sabahleyin onların arkasının kesilmiş olacağı hususunu da açıklamıştık.
Böylece Lût'a şu emri tebliğ ettik ki, sabaha çıktıklarında onların kökü kesilmiş olacaktır.
Ona şu emri bir hüküm olarak ilettik: Şunlar, kökleri kesilmiş olarak sabahlayacaklardır.
daħı degürdük aña ya'nį vaḥy eyledük şol işi kim “bayıķ śoñı şunlaruñ kesilmişdür irte vaķtına giricilerken”.
Daḫı bildürdük aña ol buyruġı ki anlaruñ ardı gelecekdür ṣabāḥolduḳda.
Və ona (Luta da) vəhy etdik ki, səhər çağı onların (kafirlərin) kökü kəsilmiş olacaq.
And We made plain the case to him, that the root of them (who did wrong) was to be cut at early morn.
And We made known this decree to him, that the last remnants of those (sinners) should be cut off by the morning.(1991)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |