18 Nisan 2024 - 9 Şevval 1445 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Hicr Suresi 63. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Kâlû bel ci/nâke bimâ kânû fîhi yemterûn(e)

Onlar, biz dediler, onların şüphe ettikleri şeyi getirdik.

Dediler ki: "Gerçekten biz sana, onların (sapkın halkının) hakkında kuşkuya kapıldıkları şeyle (azap emriyle) geldik."

Onlar da: “Evet fakat biz sana, kötülükten yana olanların, şüphe edip durdukları azap için geldik” diye cevap verdiler.

Onlar:
“Tam aksine, biz sana, onların şüphe ettiği azâbı getirdik” dediler.

Dediler ki: "Hayır, biz onların hakkında şüphe ettikleri şeyi sana getirdik.

'Hayır' dediler. 'Biz sana, onların hakkında kuşkuya kapıldıkları şeyle geldik.'

Elçiler dediler ki: “- Yok, biz sana kavminin şüphe edip durdukları azabı getirdik.

Onlar: “Biz, onların gelmesinde şüphe ettikleri azap ile huzuruna geldik.

Dediler ki: “Bilakis, biz sana, onların şüphe etmekte oldukları şeyi getirdik.”

Onlar Lût'a dediler ki: «Bizler sana, şüphe ettikleri şey için geldik

(Onlar da) dediler ki: “Evet, biz sana (kavminin) şüphe etmekte olduğu azabı getirdik.

63, 64. Melekler: "Sizin kavminiz münkerdir seni tasdîk itmiyorlar biz ânları helâk içün geldik"

63,64,65. "Biz sana sadece şüphe edip durdukları azabı getirdik. Sana gerçekle geldik. Şüphesiz biz doğru söyleyenleriz. Artık, geceleyin bir ara, aileni yola çıkar, sen de arkalarından git; hiçbiriniz arkaya bakmasın; emrolunduğunuz yere doğru yürüyün" dediler.

Dediler ki: “Evet, fakat biz sana (kavminin) şüphe etmekte olduğu azabı getirdik.”

“Öyle ama, biz sana insanların, hakkında kuşkuya düştükleri şeyi getirdik.

Dediler ki: «Bilakis, biz sana, onların şüphe etmekte oldukları şeyi (azabı ve helâkı) getirdik.

Dediler ki: " Onların kuşkulandıkları şeyi sana getirdik."

Elçiler dediler ki: "Bilakis biz sana onların şüphe ettiği azabı getirdik."

Yok dediler biz sana onların şekkedip durduklarını getirdik

(Melekler kendilerini tanıttılar ve Ey Lût) “Endişelenme, (biz) sana (kavminin), hakkında şübhe etmekte oldukları şeyi (azâbı) getirdik!” dediler

Elçiler: “Hayır! Biz sana hakkında kuşku duyulan azabın haberini getirdik;”

Onlar da: «Hayır, dediler, biz sana onların, hakkında şek etmekde oldukları şey'i (azabı) getirdik».

Dediler ki: “Hayır, (biz) sana (kavminin), hakkında şübhe etmekte oldukları şeyi(azâbı) getirdik!”

Onlarda “Biz, kavminin şüphe ettiklerini (azabı) sana getirdik.”

Elçiler dediler: "yok, bizler sana senin ulusunun işkillendiği azabı getirdik.

Onlar dediler: "- Sana kavminin şüphelendikleri azap için geldik.

Dediler ki: “Bilakis, Biz sana sadece şüphe edip durdukları [yemterûn] azabı getirdik.”

“Hayır” dediler: “Biz sana onların hakkında kuşkuya kapıldıkları şeyle (azapla) geldik.”

Melekler gerçek kimliklerini açıklayarak, “Hayır!” dediler, “Sakın ümitsizliğe düşme! Çünkü biz sana, onların şüphe edip durdukları şeyleri getirdik. Yani, onların ölüm fermanını infaz etmeye geldik.

Dediler ki: -“Sana, şüphe ediyor oldukları şeyleri getirdik”.

Melekler: " Yoo! Biz sana, halkın bir türlü inanmadığı bir şeyi getirdik. "

Elçiler; "Onlar senin uyarılarına karşı azap hakkında şüphe ediyorlardı. Allah’ı inkâr edip ayetleri yalanlıyorlardı. Bugün inkâr edenlere cezalarını getirdik."

63,64. (Melekler) “Doğrusu biz sana, onların şüphe etmekte oldukları şeyi (helak haberini) getirdik. Sana gerçeği getirdik. Doğrusu biz doğru söyleyenleriz.” demişlerdi. [*]

Benzer mesajlar: ‘Ankebût 29:31-34; Zâriyât 51:31-34.

(Melekler): “Bilakis biz sana onların şüphe edip durdukları (azabı) haber vermeye geldik...”

Onlar da: “Evet, fakat biz sana, [kö-tülükten yana olanların] şüphe edip durdukları şey[i ⁴⁴ duyurmak] için geldik” diye cevap verdiler,

44 Lafzen, “sürekli şüphe içinde oldukları (kânû) şeyi” -Yani, bilerek isteyerek işledikleri günahların kaçınılmaz bir sonucu olarak, bu dünyada ya da... Devamı..

“Evet, biz sana onların bir türlü inanmadığı o azabı getirdik.” 29/33

Dediler ki: “Hayır, aksine biz sana onların kendisi hakkında kuşku içerisinde bocalayıp durdukları şeyi getirdik,

Elçi meleklerimiz: (Ey Lut endişe etme) biz sana; onların kuşku ettikleri azap emrini getirdik.

Dediler ki: "Doğrusu, biz onların, hakkında şüphe ettiklerini (Allah’ın azabını) getirdik, "

(Onlar da) Dediler ki: «Hayır,biz sana onların kendisinde şüphe eder oldukları şey ile geldik.

63, 64, 65. “Yok” dediler, “Biz sana, onların şüphe ettikleri cezayı getirdik ve sana emr-i Hak ile geldik, emin ol biz sadık kimseleriz. Hemen gecenin sonunda aileni yola çıkar, sen de arkalarından git, içinizden hiç kimse dönüp ardına bakmasın, size emredilen yere geçin gidin. ” [15, 8; 11, 65]

Bundan maksat: “Sakın arkana bakma, yoksa taş kesilirsin.” değildir. Maksat şudur: “Arkanıza bakarsanız felakette helâk olanların müthiş çığlıkları, m... Devamı..

Dediler ki: "Doğrusu, biz onların, hakkında şüphe ettikleri((tanrı azabı)nı sana getirdik,"

Rasûller "Belki biz kavminin şek ve şübhe iyledikleri şeyle geldik"

Dediler ki “Hayır, sana bunların inanmak istemedikleri şeyi getirdik.

-Biz sana hakkında şüphe ettiklerini (azabı) getirdik.

Dediler ki: “Biz sana onların şüpheyle karşıladığı ceza ile geldik.

Dediler: "Sana öyle bir şey getirdik ki, onun hakkında kuşkulanıp duruyorlardı."

eyittiler “belki geldük saña anuñ-ile kim oldılar anuñ içinde gümānlenürler.”

Eyitdiler: Bel ki biz saña geldük inanmaduḳları ‘aẕāb‐ıla.

(Mələklər) belə cavab verdilər: “Xeyr, biz sənə onların (ümmətindən olan kafirlərin) şübhə etdikləri şeyi (əzabı) gətirmişik!

They said: Nay, but we bring thee that concerning which they keep disputing,

They said: "Yea, we have come to thee to accomplish that of which they doubt.(1989)

1989 The unusual appearance of the angels struck Lot as it had struck Abraham, (Cf. n. 5007). Knowing the abominable vices to which the cities were ad... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.