20 Nisan 2024 - 11 Şevval 1445 Cumartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Ra’d Suresi 30. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Keżâlike erselnâke fî ummetin kad ḣalet min kablihâ umemun litetluve ‘aleyhimu-lleżî evhaynâ ileyke vehum yekfurûne bi-rrahmân(i)(c) kul huve rabbî lâ ilâhe illâ huve ‘aleyhi tevekkeltu ve-ileyhi metâb(i)

İşte böylece seni de, sana vahyettiğimizi onlara okuman için bir ümmete gönderdik ki onlardan önce nice ümmetler gelip geçmiştir; onlar, rahmanı inkar ettiler; de ki: O, benim Rabbimdir, yoktur ondan başka tapacak. Ona dayandım, sonucu varıp gideceğim yer de onun tapısı.

(Ey Nebim!) Böylece Biz Seni, kendilerinden önce nice insan toplulukları gelip-geçmiş olan (gafil ve cahil) bir ümmete (Elçi olarak) gönderdik; ki Sana vahyettiklerimizi onlara okuyasın (açıklayıp uygulayasın) diye. Oysa onlar Rahman’a nankörlük ediyorlar. De ki: "O, Benim Rabbimdir, O’ndan başka ilah yoktur. Ben O’na tevekkül ettim ve son dönüşüm de O’nadır."

İşte böylece ey Muhammed! Seni, kendisinden önce nice toplumların gelip geçtiği inanmayan bir toplum içinden elçi olarak çıkardık ki, sana vahyettiklerimizi onlara okuyup açıklayasın. Çünkü onlar, Rahman olan Allah'ı hâlâ tanımıyorlar. De ki: O'dur benim Rabbim, O'ndan başka gerçek ilah yoktur, ben O'na güvendim ve yönümü de O'na döndüm.

Daha önceki görevlendirmelerimiz gibi, biz seni, kendilerinden önce, nice milletlerin yaşadığı, yok olup gittiği bir bölgede, bir millet içinde, özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere Rasul olarak görevlendirdik. Onlar, sınırsız rahmeti ile hayat veren, yaşatan, koruyan, rahmetine, lütfuna, hayırlara mazhar eden, Rahman olan Allah'ı inkâr ederlerken, sana vahyettiğimizi, Kur'anı onlara tane tane okuyasın istedik.
“- O benim Rabbimdir, ondan başka ilâh yoktur. O'na dayanıp güvendim, işlerimi O'na havale ettim. Tevbem de, günah işlemekten vazgeçerek itaatle yönelişim de O'nadır.” de.

bk. Kur’an-ı Kerim, 6/34; 16/63.

Bu şekilde seni, kendilerinden önce nice ümmetler geçmiş bir ümmete, onlara sana vahyettiğimizi okuman için gönderdik. Onlarsa Rahman'ı inkâr etmektedirler. De ki: "O benim Rabbimdir. O'ndan başka ilâh yoktur. Ben O'na güvendim. Dönüş de yalnız O'nadır." [4]

4.Bir başka açıklamaya göre: "Tevbe de yalnız O`nadır."

Böylece biz seni, kendisinden önce nice ümmetler gelip-geçmiş olan bir ümmete (elçi olarak) gönderdik; sana vahyettiklerimizi onlara okuyasın diye. Oysa onlar Rahman'a nankörlük ediyorlar. De ki: 'O, benim Rabbimdir, O'ndan başka ilah yoktur. Ben O'na tevekkül ettim ve son dönüş O'nadır.'

İşte senden önce, Peygamberleri gönderdiğimiz gibi, seni de, kendilerinden önce bir çok ümmetler geçmiş olan bir ümmet içinde gönderdik ki, onlar Rahman'ı inkâr ederlerken, sana vahyettiğimiz kitabı (Kur'an'ı) onlara karşı okuyasın. De ki: “- O Rahman, benim Rabbimdir, ondan başka hiç bir ilâh yoktur. Ben ancak Ona tevekkül ettim ve tevbem de yalnız onadır. “

Daha önce nice peygamberler gönderdiğimiz gibi, seni de kendilerinden önce nice toplumlar gelip geçmiş olan bir topluma gönderdik ki sana vahiy ile bildirdiğimiz mesajları onlara aynen açıklayasın. Çünkü onlar, her şeyin rızkını veren Rahmanı inkâr ediyorlar. De ki: “Beni yaratıp büyüten O’dur, O’ndan başka yaratan ve mabud yoktur. Yalnızca O’na tevekkül ettim ve dönüşüm O’nadır.

Biz böylece sana vahyettiğimizi onlara okuman için seni, kendilerinden önce birçok milletler geçmiş olan bir millete gönderdik. Oysa, onlar Rahmân'ı inkâr ederler. De ki: “O benim Rabbimdir. O'ndan başka tanrı yoktur. O'na güvenirim ve dönüşüm de O'nadır.”

Sana vahiy ettiğimiz şeyleri, onlara okumançin, seni bir ümmete gönderdik, nasıl ki, o ümmetten önce, nice nice ümmetler geçti, onlarsa küfrettiler esirgeyen Tanrıya; de ki: «Benim Tanrım o, ondan özge Tanrı yok, ben ona dayanırım, döneyim de onadır»

(Ey Muhammed!) Böylece seni, kendilerinden önce nice milletlerin gelip geçtiği bir ümmete gönderdik ki, onlar Rahman'ı inkâr ederken sana vahyettiğimiz (Kur'an')ı onlara okuyasın. De ki: “O, benim Rabbimdir. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Ben yalnız O'na güvendim ve yönelişim de sadece O'nadır.”

Bkz. 6/34, 16/63

Kendinden evvel bir çok kavimler gelmiş olan bir ümmete seni gönderdik ki bizim vahiylerimizi kendilerine tebliğ idesin. Rahmetine had ve pâyân olmayan Allâh’a inanmıyorlar. Ânlara di ki "O benim Allâh’ımdır ve ândan başka Allâh yokdur, ben âna tevekkül itdim, her şey âna rücû’ idecekdir."

Sana vahyettiğimizi okuman için, seni de onlardan önce nice ümmetlerin gelip geçtiği bir ümmete gönderdik; o ümmet merhametli olan Allah'ı inkar eder; de ki: "O benim Rabbim'dir, O'ndan başka Tanrı yoktur, yalnız O'na güvenirim, dönüşüm de O'nadır."

(Ey Muhammed!) Böylece seni, kendilerinden önce nice ümmetlerin geçmiş olduğu bir ümmete gönderdik ki, onlar Rahmân’ı inkâr ederken sana vahyettiğimizi kendilerine okuyasın. De ki: “O, benim Rabbimdir. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Ben yalnız O’na tevekkül ettim, dönüşüm de yalnız O’nadır.”

İşte seni de kendilerinden önce nice benzerlerinin gelip geçtiği bir ümmete gönderdik ki sana vahyettiğimizi onlara okuyasın. Onlar ise rahmânı inkâr ediyorlar. De ki: “Benim rabbim O’dur, O’ndan başka tanrı yoktur; sadece O’na güvenip dayandım, dönüş de yalnız O’nadır.”

(Ey Muhammed!) Böylece seni, kendilerinden önce nice ümmetlerin gelip geçtiği bir ümmete gönderdik ki, sana vahyettiğimizi onlara okuyasın. Onlar Rahman'ı inkâr ediyorlar. De ki: O benim Rabbimdir. O'ndan başka tanrı yoktur. Sadece O'na tevekkül ettim ve dönüş sadece O'nadır.

Daha önceki toplumlara olduğu gibi seni de bu topluma gönderdik ki sana vahyettiğimizi onlara okuyasın, halbuki onlar Rahman'a nankörlük ediyorlar. De ki: "O'dur benim Rabbim; O'ndan başka tanrı yoktur. O'na güvendim; dönüş O'nadır."

İşte seni böyle, kendilerinden önce nice ümmetler gelip geçmiş olan bir ümmet içinde gönderdik ki, onlar Rahmân'a küfredip dururlarken, sen onlara sana vahyettiğimiz kitabı okuyasın. De ki: "O Rahmân benim Rabbimdir, O'ndan başka tanrı yoktur. Ben O'na dayandım, tevbem de O'nadır.

İşte böyle kendilerinden evvel nice ümmetler geçmiş olan bir ümmet içinde gönderdik ki onlar rahmana küfredenlerken sen onlara karşı sana vahyettiğimiz kitabı okuyasın, de ki: o rahman benim Rabbım, ondan başka ilâh yok, ben ona dayandım tevbem de onadır

(Resûlüm! Vaktiyle her kavme/topluma, peygamberler gönderdiğimiz gibi) seni de, kendilerinden önce nice ümmetlerin gelip geçtiği bir ümmete (resûl olarak) gönderdik ki, sana vahyettiğimizi (Kur’ân âyetlerini) onlara okuyasın (da kendilerini doğru yola çağırasın). Ama onlar, (hakka uyacakları yerde, azgınlık ederek) Rahmân’a nankörlük ediyorlar. De ki: “O, benim Rabbimdir, O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Ben yalnız O’na tevekkül ettim ve dönüş sadece O’ (nun, manevi huzuru) nadır.”

Kendilerinden önce nice toplumların gelip geçtiği bir topluma seni gönderdik ki, sana vahyettiğimizi onlara okuyup duyurasın. Onlar, Rahman'a nankörlük ediyorlar. De ki: “O benim Rabbimdir; Ondan başka ilah yoktur. Ben O'na tevekkül¹ ettim, tevbe² O'nadır.

1- Allah\a güvenme, O\na dayanma; her türlü çabayı gösterdikten sonra sonucu Allah\a bırakma. 2- Dönüş.

(Senden önce nasıl peygamberler gönderdiysek) öylece seni de, kendilerinden evvel nice ümmetler gelib geçmiş olan, bir ümmete — sana vahyetdiğimiz (Kur'ân-ı kerîm) i onlara okuman için — gönderdik. Onlar Rahmaanı tanımazlar. Sen, de ki: «O, benim Rabbimdir». Ondan başka hiç bir Tanrı yokdur. Ben ancak Ona dayanıb güvendim. En son dönüşüm de yalınız Onadır».

(Habîbim, yâ Muhammed!) Böylece (biz) seni, kendilerinden önce nice ümmetler geçmiş bulunan bir ümmet içinde gönderdik ki, sana vahyettiğimizi onlara okuyasın; onlar Rahmân'ı inkâr ediyorlar. De ki: “O, benim Rabbimdir; O'ndan başka ilâh yoktur. (Ben)ancak O'na tevekkül ettim, tevbem de ancak O'nadır.”

Böylece daha önce gelip geçmiş, birtakım inançlara sahip olanların arkasından gelen bir topluma, seni elçi olarak gönderdik ki, sana vahyettiğimizi onlara okuyasın. Onlar Rahmanı inkâr ediyorlar. Deki “Benim Rabbim O Rahmandır. O’ndan başkada hiçbir ilah yoktur. Ben yalnızca O’na güvendim, dayandım ve tevbe edilecek makam da yalnızca O’dur. ”

Böylece Biz seni öyle bir topluluğa gönderdik ki kendinden önce birçok topluluklar gelip geçmiştir. Senin gönlüne bildirdiğimiz Kur’an’ı onlara okuyasın diye. Onlar ise acıyıcı olan Allah’ı tanımıyorlar. Sen onlara de ki: "O benim çalabımdır. Ondan başka tanrı yoktur. Ben yalnız Ona dayanırım. Dönüşüm de ancak Ona olacaktır."

Böylece kendilerinden evvel gelip geçen ümmete peygamberler gönderdiğimiz gibi sana da vahiy ettiğimiz Kur/an/ı okuman için ümmetine seni gönderdik. Bunlar rahmanı tanımazlar [¹]. Onlara de ki O, benim Rabbimdir. O/ndan başka tapacak yoktur, ben ancak O/na güvendim. Tövbem ve dönüşüm de O/nadır.

[1] Araplar Allah'a «Esirgeyen ile tercüme ettiğimiz rahman» demezlerdi. Kur'an'da rahman işitince başka bir mâbut sandılar. Rahman kimdir dediler. Ây... Devamı..

(Ey Peygamber!) İşte böyle, Biz seni, kendisinden önce nice toplumların [umem] gelip geçtiği bir topluma [ummet] gönderdik ki, sana vahyettiğimizi onlara okuyasın. Onlar ise Rahmân’ı inkâr ediyorlar. De ki: “O, benim Rabbimdir. O’ndan başka tanrı yoktur. Ben O’na güvenip dayandım. Dönüşüm de yalnız O’nadır.”

Böylece sana vahyettiklerimizi onlara okursun diye biz seni, kendisinden önce nice ümmetler gelip geçmiş olan bir ümmete gönderdik. Oysa onlar Rahman'ı inkâr etmektedirler. De ki: “O, benim Rabbimdir, O'ndan başka ilah yoktur. Ben O'na tevekkül ettim ve şüphesiz dönüş O'nadır.”

İşte böylece ey Muhammed, seni, kendilerinden önce nicemedeniyetler, nicetoplumlar gelip geçmiş olan inkârcı bir topluma elçi olarak gönderdik ki, sana gönderdiğimiz bu Kur’an ayetlerinionlara okuyup kendilerini doğru yola çağırasın. Ama onlar, bu çağrıya kulak verecekleri yerde, gönderdiği mesajı reddederek Rahman’ı inkâr ediyorlar. Onlara de ki: “O, benim hayatımı düzenleme yetkisine sahip yegâne Sahibim, Efendim ve Rabb’imdir.O’ndan başka hükmüne boyun eğilecek bir otorite, bir ilâh yoktur. Ben yalnızca O’na güvenir, tüm ruhum ve tüm benliğimle, yalnızca O’na yönelirim.”
Madem inkârcılar mûcize istiyorlar, işte en büyük mûcize, Kur’an... Hem öyle büyük bir mûcize ki:

İşte böyle, sana vahyettiklerimizi kendilerine okuman için, seni onlardan önce ümmetlerin gelip geçtiği bir ümmete rasûl gönderdik; oysa onlar Rahmân’ı inkâr ediyorlardı.
De ki: -“O benim rabbimdir; O’ndan başka ilah yoktur.
Sadece O’na tevekkül ettim.
Benim metabım / tevbe etmişliğim / tevbe makamım / yönelişim sadece O’nadır”.

Resulüm biz seni, tarihî geçmişi olan bir topluma görevlendirdik. Yapacağın iş, sana söylediklerimizi onlara aktarmaktır. Çünkü bunlar, her şeye sevgiyle hakim olan Allah'a inanmıyorlar. Onlara de ki: "Benim Rabb’imden başka tanrı yoktur. Ben ona dayanır ona güvenirim.

Böylece seni kendilerinden önce nice toplumların geçmiş olduğu bir topluma gönderdik ki, onlar Rahman’ı inkâr ederken sana gönderdiğimiz ayetleri kendilerine okuyasın! De ki: "Allah benim Rabbimdir. Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur. İlah olarak yasama, yürütme, yargılama, cezalandırma hakkına sahiptir. Hiçbir zaman bu yetkileri Allah’tan başkalarında görmem! Ben yalnız O’na güvenirim. Dönüşüm yalnız Allah’adır."

Böylece seni, kendilerinden önce nice ümmetlerin geçtiği bir ümmete gönderdik ki sana vahyettiğimizi onlara [tilavet] edesin (okuyup aktarasın). (Oysa) onlar Rahmân’ı inkâr ediyorlar. De ki: “O benim Rabbimdir. O’ndan başka ilah yoktur. Yalnızca O’na güvendim; dönüşüm de yalnızca O’nadır.”

(Ey Muhammed!) işte Biz seni, kendisinden önce nice ümmetler gelip geçen ve Rahman’ı inkâr eden bir ümmete sana vahyettiğimiz (Kur’an’)ı okuman için gönderdik. (Onlara): “O benim Rabbimdir, ondan başka ilâh yoktur. Ben sadece Ona tevekkül ettim ve yönelişim de sadece Onadır.” de.

İşte böylece ⁵¹ [ey Muhammed] seni, kendisinden önce nice toplumların gelip geçtiği bir [inanmayanlar] toplumu içinden ⁵² Elçi olarak çıkardık ki, sana vahyettiklerimizi onlara okuyup açıklayasın; çünkü [bilmezlikleri yüzünden] O Rahmân’ı inkar ediyor onlar. ⁵³ De ki: “O’dur benim Rabbim. O’ndan başka tanrı yoktur. Ben O’na güven bağlamış bulunuyorum ve O’na dönüktür yönüm”.

51 Müfessirlerin çoğu kezâlike (“böylece” ya da “işte böylece”) sözcüğünü önceki peygamberlere işaret olarak yani, “işte böyle, senden önce peygamberl... Devamı..

İşte böylece, kendilerinden önce gelip geçmiş ümmetlere elçiler gönderdiğimiz gibi bu topluma, sana vahyettiklerimizi kendilerine okuyup iletesin diye seni de elçi olarak gönderdik.1 Zira onlar Rahman’ı kabul etmiyorlar. De ki: “O Rahman benim rabbimdir.2 O’ndan başka ilah yoktur,3 ben yalnız O’na bağlanıp/güvendim4 ve yalnız O’na yöneldim.5, 15/67, 21/45, 24/54, 225/60, 32/255, 59/22-23-24, 43/159-1605/11, 8/2, 530/31, 39/17, 73/8

Böylece (ey Nebi), kendisinden önce nice (inkârcı) toplumların gelip geçtiği bir toplumun arasından elçi olarak seni seçtik ki, sana vahyettiklerimizi kendilerine ulaştırasın: zira onlar Rahman’ı inkâr ediyorlar.[¹⁹⁶⁹] De ki: “O benim Rabbimdir; kendisinden başka ilâh olmayandır: yalnızca O’na güvendim, yüzümü O’na çevirdim.”

[1969] Rahmân’a nankörlük etmelerinin, Allah’ın varlığını inkâr etmeleri anlamını taşımadığı açık (Krş: 21:36, not 47 ve 25:60). Çünkü bu âyetlerin il... Devamı..

(Ey Muhammed) İşte seni, -kendilerinden önce nice ümmetlerin gelip geçtiği- bir ümmete gönderdik ki, sana vahyettiğimizi (Kur'an'ı) onlara okuyasın. Oysa onlar Rahman'ı inkar ediyorlar. ("Rahman ne imiş?" -Furkan/ 60- diyorlar) De ki: O, benim Rabbim'dir, O'ndan gayrı ilah yoktur, ben sadece O'na güvenip dayanırım ve dönüşüm de O'nadır!

Seni de böylece, kendilerinden önce nice topluluklar geçmiş bulunan bir topluma gönderdik ki, sana vahyettiğimizi onlara anlatasın. O (anlatacağın) sana vahyettiğimizdir. Ve onları inkarı Rahmân’a dır. De ki: "O (Rahmân), benim Rabbimdir. O’ndan başka ilah yoktur. O’na dayandım ve tevbem O’nadır. "

İşte seni öylece bir ümmet içinde gönderdik ki, onlardan evvel de nice ümmetler gelip geçmişlerdi. Sana vahyettiğimizi onlara tilâvet edesin (diye) ve onlar Rahmân'ı inkâr ederler. De ki: «O benim Rabbimdir, O'ndan başka ilâh yoktur, ancak O'na tevekkül ettim ve son dönüş de ancak O'nadır.»

İşte senden önce peygamberler gönderdiğimiz gibi, sana vahyettiğimiz kitabı onlara okuman için seni de, kendilerinden önce nice milletler geçmiş olan bir millete gönderdik. Onlar ise Rahman'a nankörlük eder, O'nu tanımazlar. De ki: “O benim Rabbimdir. O'ndan başka tanrı yoktur. O'na dayandım, tövbem ve dönüşüm yalnız O'nadır. ” [16, 63; 6, 34]

Seni de böylece, kendilerinden önce nice milletler geçmiş bulunan bir millete gönderdik ki, sana vahyettiğimizi onlara okuyasın. Oysa onlar Rahman'a nankörlük ederler. De ki: "O (Rahman), benim Rabbimdir. O'ndan başka tanrı yoktur. O'na dayandım, tevbem yalnız O'nadır."

O çok merhametli Allah'ın nimetlerine şükretmezler.

Onlara, sana vahy iylediğimiz Kur'ân'ı tilâvet itmek içün seni, kendinden evvel ümmetlere gelüb geçen bir ümmete gönderdik. Halbuki onlar "Rahmân nedir" diye inkâr iderler. Di ki: "O benim rabbimdir. Ondan, gayri ilâh yokdur. Ben O'na tevekkül itdin. Tevbem ve rücû'um O'nadır."

Hep böyle olur. Seni bir topluma elçi gönderdik ki sana vahyettiğimiz şeyi onlara okuyasın. Onlardan önce de nice toplumlar gelip geçmişti. Onlar, Rahman'ı görmezlikten geliyorlar. De ki “O benim Rabbimdir (Sahibimdir). O’ndan başka ilah yoktur. O’na güvenip dayandım. Dönüş O’nadır.”

İşte böylece seni, kendilerinden önce nice ümmetlerin gelip geçtiği bir ümmete gönderdik ki; vahyettiklerimizi onlara okuyasın. Oysa onlar Rahman'ı tanımadılar. De ki: -O benim Rabbim'dir, O'ndan başka ilah yoktur. Yalnızca O'na bağlandım, dönüşüm de O'nadır!

İşte seni de kendisinden önce nice ümmetler gelip geçmiş bir ümmete böylece gönderdik ki, sana vahyettiğimiz şeyi onlara okuyasın. Fakat onlar Rahmân'a nankörlük edip duruyorlar. De ki: O benim Rabbimdir. Ondan başka tanrı yoktur. Ben Ona tevekkül ettim; dönüş de yalnız Onadır.

İşte seni böylece, kendilerinden önce nice ümmetlerin gelip geçtiği bir ümmet içinde resul kıldık ki, onlar Rahman'a küfrederlerken sen kendilerine, sana vahyettiğimizi okuyasın. De ki: "O'dur benim Rabbim, ilah yok O'ndan başka, O'na dayanmışım ben! Yalnız O'nadır tövbem!"

ancılayın viribidük seni bir bölük içine bayıķ geçdi andan ilerü bölükler tā oķıyasın anlara anı kim vaḥy eyledük saña. daħı anlar kāfir olurlar gey raḥmet ķılıcıya. eyit “ol çalabumdur yoķdur Tañrı illā ol. aña tevekkül eyledüm daħı añadur dönmeegüm.”

Ancılayın viribidük seni bir bölük içine. Bayıḳ geçdi andan ilerübölükler. Tā oḳuyasın anlara anı kim vaḥy eyledük saña. Anlar kāfir olurlar key raḥmet ḳılıcıya. Eyit: Oldur Çalabum, yoḳdur tañrı illā oldur. Anuñ üzeretevekkül eyledüm, daḫı andan yañadur dönmegüm.

(Ya Rəsulum! Səndən əvvəl peyğəmbərlər göndərdiyimiz kimi) səni də özündən əvvəl çoxlu ümmətlər gəlib-getmiş bir ümmətə Peyğəmbər göndərdik ki, onlar Rəhmanı (Allahı) inkar etdikləri halda, sənə vəhy etdiyimiz (Qur’anı) onlara oxuyasan. De: “O (Rəhman) mənim Rəbbimdir. Ondan başqa heç bir tanrı yoxdur. Mən ancaq Ona təvəkkül etdim. Axır dönüşüm (və ya tövbəm) də yalnız Onadır!”

Thus We send thee (O Muhammad) unto a nation, before whom other nations have passed away, that thou mayst recite unto them that which We have inspired in thee, while they are disbelievers in the Beneficent. Say: He is my Lord; there is no God save Him. In Him do I put my trust and unto Him is my recourse.

Thus have we sent thee amongst a People before whom (long since) have (other) Peoples (gone and) passed away;(1845) in order that thou mightest rehearse unto them what We send down unto thee by inspiration; yet do they reject (Him), the Most Gracious! Say: "He is my Lord! There is no god but He! On Him is my trust, and to Him do I turn!"(1846)

1845 Our Prophet came later in time than other Prophets, to complete their Message and universalise Religion. And certainly it is after his age that t... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.