19 Nisan 2024 - 10 Şevval 1445 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Yûsuf Suresi 78. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Kâlû yâ eyyuhâ-l’azîzu inne lehu eben şeyḣan kebîran feḣuż ehadenâ mekâneh(u)(s) innâ nerâke mine-lmuhsinîn(e)

Ey aziz dediler, onun ihtiyar bir babası var, onun yerine bizim birimizi al; seni görüyoruz ki gerçekten de iyilik edenlerdensin.

(Kardeşleri:) "Ey Vezir, gerçek şu ki, bunun çok büyük yaşta (ihtiyar) bir babası vardır (kendisini geri götüreceğimize dair ona söz verdik); onun yerine bizden birisini alıkoy. Doğrusu biz, seni iyilik yapanlardan görmekteyiz" diye (yalvarmaya girişmişlerdi.)

Dediler ki: “Ey vezir! Onun çok yaşlı bir babası var, O'nun burada bırakıldığına çok üzülür, O'nun yerine bizden birimizi al; zira biz seni iyilik edenlerden birisi olarak görüyoruz.”

Kardeşleri:
“Ey Devletlü vezirim, onun çok yaşlı bir babası var. Onun yerine bizden birini alıkoy. Biz seni iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan idarecilerden ve mü'minlerden biri olarak görüyoruz.” dediler.

Dediler ki: "Ey aziz! Onun gerçekten ihtiyar, büyük bir babası var. Onun yerine bizden birimizi al. Biz seni iyilik edenlerden görüyoruz."

Dediler ki: 'Ey Vezir, gerçek şu ki, bunun yaşlı (ve) büyük bir babası var; onun yerine bizden birisini alıkoy. Doğrusu biz, seni iyilik yapanlardan görüyoruz.'

Onlar şöyle dediler: “- Ey Vezir! Doğrusu, bunun büyük bir ihtiyar babası var, (bununla teselli buluyor), onun için yerine birimizi al, çünkü biz, seni iyilik edenlerden görüyoruz.”

Onlar: “Ey güçlü Bakan! Onun yaşlı bir babası vardır. (Ona üzülecek.) Onun yerine birimizi tut. Şüphesiz, biz seni iyilerden görüyoruz” dediler.

Kardeşleri, “Ey Aziz! Doğrusu, onun yaşlı kalmış bir babası vardır. Bizden birini onun yerine al! Doğrusu, iyi davrananlardan olduğunu görüyoruz” dediler.

Kardeşleri dediler ki: «Ey Başkan! Onun çok yaşlanmış bir babası var, onun yerine birimizi alıkoy, seni iyilik edenlerden görürüz»

(Yusuf'un kardeşleri:) “Ey Vezir! Gerçek şu ki, bunun büyük bir yaşlı babası var; onun yerine bizden birisini alıkoy. Görüyoruz ki, sen iyiliksever bir adamsın.”

Birâderleri "Ey ’Azîz! Ânın gâyet ihtiyâr bir pederi vardır, Bizden birini ânın yerine al, senin fâzıl bir adam oldığını biliyoruz." didiler.

Kardeşleri: "Ey Vezir! Onun yaşlanmış, kocamış bir babası vardır. Bizden birini onun yerine al. Doğrusu biz senin iyi davrananlardan olduğunu görüyoruz" dediler.

Onlar, Yûsuf’a: “Ey güçlü vezir! Bunun çok yaşlı bir babası var. Onun yerine bizden birini alıkoy. Şüphesiz biz senin iyilik edenlerden olduğunu görüyoruz” dediler.

Dediler ki: “Efendimiz! Gerçekten onun çok yaşlı bir babası var. Onun yerine içimizden birini alıkoy. Şüphesiz biz seni iyilik sever biri olarak görüyoruz.”

Dediler ki: Ey aziz! Gerçekten onun çok yaşlı bir babası var. Onun yerine bizim birimizi alıkoy. Zira biz seni, iyilik edenlerden görüyoruz.

Dediler ki: "Sayın ekselans, onun oldukça yaşlı bir babası var; onun yerine bizden birimizi al. Biz seni iyilik edenlerden olduğunu görüyoruz."

Dediler ki: "Ey vezir! Emin ol ki, bunun çok yaşlı bir babası var. Onun için yerine birimizi al. Gerçekten de biz seni iyilik edenlerden görüyoruz."

Ey şanlı Azîz! Dediler: emin ol ki bunun büyük bir ihtiyar pederi var, onun için yerine birimizi al, çünkü biz seni muhsinlerden görüyoruz.

(Kardeşleri, Yûsuf’a hitaben) dediler ki: “Ey vezir! Gerçek şu ki, bunun çok yaşlı (ihtiyar) bir babası var. (Onu geri götüreceğimize dair de babamıza söz vermiştik.) Onun yerine bizden birisini alıkoy. Doğrusu biz, seni iyilik yapanlardan görmekteyiz!”

Kardeşleri: “Ey soylu Aziz! Emin ol ki, bunun çok yaşlı bir babası var. Onun yerine bizden birini alıkoy. Senin iyilik edenlerden olduğunu görüyoruz.” dediler.

«Ey azîz, dediler, hakıykat bunun ihtiyar bir babası var. Binâen'aleyh onun yerine (bizden) birimizi alıkoy. Seni muhakkak iyilik edenlerden görüyoruz».

Dediler ki: “Ey azîz! Gerçekten onun çok yaşlı bir babası var (onu bizden çok sever); bunun için onun yerine birimizi alıkoy! Şübhe yok ki biz, seni iyilik edenlerden görüyoruz.”

Kardeşleri Yusuf’a “Ey Aziz! O çocuğun yaşlı ve ihtiyar bir babası var. Onun yerine içimizden birisini alıkoy. Biz seni iyilikseverlerden birisi olarak görüyoruz” dediler.

Dediler: "Ey vezir! Doğrusu onun babası çok yaşlıdır. Onun yerine içimizden birini alıkoy. Çünkü biz görüyoruz sen iyilik edici bir kimsesin."

Onlar «— Vezir! Onun ihtiyar, büyük bir babası vardır. Onun yerine birimizi al, seni lütuf ve ihsan edenlerden görüyoruz» dediler [⁷].

[7] İhsanını tam kıl da biraderimizi bağışla.

Onlar, “Ey Vezir [Azîz]! Onun şüphesiz çok yaşlı bir babası var. Onun yerine bizden birini al! Muhakkak biz senin iyilik edenlerden olduğunu [muhsinîn] görüyoruz” dediler.

Kardeşleri, “Ey Aziz! Onun yaşlanmış, kocamış bir babası vardır. Bizden birini onun yerine al. Doğrusu biz senin ihsan sahiplerinden olduğunu görüyoruz” dediler.

Daha sonra Yusuf’un kardeşleri, “Ey vezir hazretleri!” dediler, “Bünyamin’in suçlu olduğunu kabul ediyoruz fakat onun ihtiyar bir babası var, onu kaybetmeye yüreği dayanamaz; ne olur, onun yerine içimizden birini al. Görüyoruz ki, sen çok iyi bir insansın.”

-“Ey Azîz!
Bunun çok ihtiyar bir babası var. Bunun yerine bizden birini al!
Biz, seni Muhsinler’den / İyilik-Güzellik Edenler’den görüyoruz” dediler.

Kardeşler: " Beyefendi! Onun yaşlı mı yaşlı bir babası var. N'olur onun yerine bizden birini tutukla, zira gördüğümüz kadarıyla sen temiz kalplisin. "

Kardeşleri Yusuf’a; "Ey vezir! Onun ihtiyar babası var! O’nun alıkonduğuna çok üzülür. O’nun yerine bizden birimizi al. Zira biz seni iyilik edenlerden görüyoruz." dediler.

(Kardeşleri) şöyle demişti: “Ey vezir (Yusuf)! [*] Şüphesiz ki onun büyük, yaşlı [*] bir babası var. Onun yerine bizim birimizi alıkoy! Şüphesiz ki biz seni güzel davrananlardan görüyoruz.”

Burada Züleyha’nın eşine dendiği gibi Hz. Yusuf’a da “Aziz” denmektedir ki amaç, söz konusu kişiler için kullanılan bu kelimeye “yönetici” anlamı verm... Devamı..

(Yûsuf’un kardeşleri): “Ey Vezir! Hakikaten, bunun çok yaşlı bir babası var. Bari onun yerine bizden birisini tutukla. Gerçekten biz, seni iyi bir kimse olarak biliyoruz.” dediler.

“Ey soylu kişi!” dediler, “onun çok yaşlı bir babası var; bu yüzden onun yerine bizden birini yanında alıkoy. Doğrusu sen, görüyoruz ki, iyilik sever birisin!”

Onlar: “Ey değerli yönetici! Onun yaşlı bir babası var, onun yerine bizden birini alıkoy. Biz senin iyilerden olduğunu görüyoruz.” dediler. 2/177, 3/30

“Ey saygın yönetici!” dediler, “Onun yaşını başını almış bir babası var; bu nedenle onun yerine içimizden birini alıkoy: Kesinlikle biz senin iyiliksever biri olduğunu düşünüyoruz.”

(Bünyamin'in alıkonulduğunu gören kardeşleri yalvarmaya başladılar ve) "Ey Aziz... onun çok yaşlı bir babası var; (onu çok sevdiği için ayrılığına dayanamaz, ne olur) onun yerine, içimizden birini alıkoy, biz seni iyilik eden bir kimse olarak görüyoruz. (Bizim bu dileğimizi kabul et.)" dediler.

Dediler ki: "Ey güçlü (vezir), onun yaşlı, ihtiyar bir babası var, Onun yerine bizden birini al; şüphesiz, biz seni güzel davrananlardan görüyoruz. "

Dediler ki: «Ey azîz! Muhakkak onun bir ihtiyar büyük babası vardır. Onun yerine bizden birini al. Şüphesiz ki, biz seni iyilik edenlerden görüyoruz.»

Yusuf'un kardeşini alıkoyması karşısında, onlar şöyle dediler: “Aziz vezir! Onun pîr-i fanî bir babası var (Bu küçük evladını kaybetmeye dayanamaz), onun yerine bizden istediğini alıkoy. Gerçekten seni anlayış gösteren, iyilik sever insanlardan olarak görüyoruz! ”

Dediler ki: "Ey vezir, onun büyük bir ihtiyar babası var! (Onun alıkonduğuna çok üzülür.) Onun yerine (bizden) birimizi al; doğrusu, biz seni iyilik edenlerden görüyoruz."

Evlâd-ı Ya'kûb: "Ey 'Azîz! Bu çocuğun çok yaşlı bir babası vardır. Bizden birimizi onun yerine al. Biz seni ihsân idicilerden göriyoruz." didiler.

Dediler ki “Sayın vezirim, onun çok yaşlı bir babası var. Onun yerine içimizden birini al. Çünkü biz görüyoruz ki sen güzel davrananlardansın.”

- Ey Vezir! Onun ihtiyar bir babası var, bizden birini onun yerine al. Biz senin iyi kimselerden olduğunu görüyoruz, dediler.

“Ey Aziz,” dediler. “Onun çok yaşlı bir babası var. Başka birimizi onun yerine alıkoy. Biz seni iyiliksever birisi olarak görüyoruz.”

Kardeşler dediler ki: "Ey vezir! Bunun ihtiyar bir babası var. Onun yerine bizden birini alıkoy. Senin iyilikseverlerden olduğuna inanıyoruz."

eyittiler “iy 'azįz! bayıķ anuñ atası var ķoca ulu pes al birümüzi anuñ yirine bayıķ biz görürüz seni eylük eyleyicilerden.”

Yūsuf ḳardaşları yā mālik didiler, anuñ bir ulu ḳoca kişi babası vardur. Albizüm birümüzi anuñ yirine, biz seni görürüz muḥsinlerden didiler.

(Qardaşlar) dedilər: “Ey vəzir! Bunun çox qoca bir atası vardır. Onun yerinə bizim birimizi tutub saxla. Biz sənin yaxşılıq edən adamlardan olduğunu görürük”.

They said: O ruler of the land! Lo! he hath an aged father, so take one of us instead of him. Lo ! we behold thee of those who do kindness.

They said: "O exalted one!(1750) Behold! he has a father, aged and venerable, (who will grieve for him); so take one of us in his place; for we see that thou art (gracious) in doing good."

1750 I have translated the tide of 'Aziz here as "the exalted one" when addressed to Joseph in order not to cause confusion with the other man, the 'A... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.