Fekâle-lmeleu-lleżîne keferû min kavmihi mâ nerâke illâ beşeran miślenâ vemâ nerâke-ttebe’ake illâ-lleżîne hum erâżilunâ bâdiye-rra/yi vemâ nerâ lekum ‘aleynâ min fadlin bel nezunnukum kâżibîn(e)
Kavminden ileri gelen kâfirler (den hükümet, servet ve etiket sahibi kimseler ise ona) : “Biz seni, sadece bizim gibi bir beşerden başka (bir şey olarak) görmüyoruz... Ve sana, sığ bakışlı (ve kıt akıllı aşağı tabakadan) rezil ve zelil kimseler dışındakilerin tâbi olduğunu da görmüyoruz… Ve sizin bizden bir üstün tarafınızı (farklı ve faziletli bir yanınızı) da görmüyoruz. Tam aksine sizi yalancı (hürmet ve menfaat toplamak için plancı ve palavracı) olduğunuzu zan ve tahmin ediyoruz” deyip (itiraz ve inkâr etmişlerdi.)
Kavminin kafir olanlarından ileri gelenler, biz dediler, seni de bizim gibi bir adam görmedeyiz ve sana uyanları da görüyoruz ki düşünmeden ve derhal sana kapılıveren ve ancak aşağılık tabakadan olan adamlarımız ve sizin, bize bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz, hatta yalancı olduğunuzu sanıyoruz.
Kavminden gerçekleri örtbas edenlerin ileri gelenleri: “Biz seni de ancak kendimiz gibi bir insan olarak görüyoruz ve bizim basit görüşlü ayak takımlarımızdan başkasının da sana uyduğunu görmüyoruz. Sizin bize karşı, bir üstünlüğünüzü de göremiyoruz. Tersine sizin yalancı kimseler olduğunuzu sanıyoruz” dediler.
Kavminden ileri gelen, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden, küfre saplanan kodamanlar:
“Biz seni, sadece bizden biri gibi düşünüyoruz. İlk bakışta, yalnızca bizim ayak takımımızın, rezillerimizin sana tâbi olduğunu görüyoruz. Sizin bize herhangi bir üstünlüğünüzü de bilmiyoruz. Aksine sizin yalancı olduğunuzu düşünüyoruz.” dediler.*
Kavminin inkar eden ileri gelenleri: "Biz seni ancak bizim gibi bir insan olarak görüyoruz ve ilk anda, düşünmeden sana uyan aşağılarımız dışında kimsenin sana uyduğunu görmüyoruz. Sizin bize karşı bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz, aksine sizin yalancı olduğunuzu sanıyoruz" dediler.
Kavminden, ileri gelen inkârcılar: 'Biz seni yalnızca bizim gibi bir beşerden başkası görmüyoruz; sana, sığ görüşlü olan en aşağılıklarımızdan başkasının uyduğunu görmüyoruz ve sizin bize bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz. Aksine, sizi yalancılar sanıyoruz' dedi.
Buna karşı, Nûh'un kavminden küfür öncüleri olanlar şöyle dediler: “- Biz, seni ancak bizim gibi bir insan görüyoruz ve sana bağlı olanları da ilk bakışta, en düşüklerimizden ibaret görüyoruz. Sizin, bize fazla bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz; hattâ sizi yalancılar sanıyoruz.”
Kavminden ileri gelen ve kâfir olan o meclisleri dedi ki: “Biz senin ancak kendimiz gibi bir insan olduğunu görüyoruz. Ve basit görüşlü alçaklarımızdan başkasının sana tabi olmadığını, sizin bizden bir üstünlüğünüzün bulunmadığını görüyoruz ve sizin yalancılar olduğunuzu biliyoruz.
Kavminin inkâr eden seçkinleri dediler ki: “Biz seni sadece bizim gibi bir insan olarak görüyoruz. Bizden, basit görüşle hareket eden alt tabakamızdan başkasının sana uyduğunu ve sizin bize karşı bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz. Bilakis, sizin yalancılar olduğunuzu düşünüyoruz.”
Bunun üzerine kavminden inkârcıların elebaşları şöyle dedi: “Biz seni sadece bizim gibi bir insan olarak görüyoruz. İçimizden sana uyanların da, aşağı tabakadan bir takım (dar görüşlü) insanlar olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla, sizin bize karşı bir üstünlüğünüzü görmüyoruz. Tersine, sizin yalancı kimseler olduğunuzu düşünüyoruz.”
Milletinin inkarcı ileri gelenleri: "Senin ancak kendimiz gibi bir insan olduğunu görüyoruz. Daha başlangıçta, sana bizim ayak takımı dışında kimsenin uyduğunu görmüyoruz. Sizin bizden bir üstünlüğünüz yoktur; biz sizi yalancı sanıyoruz" dediler.
Kavminin inkâr eden ileri gelenleri, “Biz, senin ancak bizim gibi bir insan olduğunu görüyoruz. İlk bakışta sana uyanların da ancak en aşağılıklarımızdan ibaret olduğunu görüyoruz. Sizin bize karşı herhangi bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz. Aksine sizin yalancı kimseler olduğunuzu sanıyoruz” dediler.
Kavminden ileri gelen kâfirler dediler ki: «Biz seni sadece bizim gibi bir insan olarak görüyoruz. Bizden, basit görüşle hareket eden alt tabakamızdan başkasının sana uyduğunu görmüyoruz. Ve sizin bize karşı bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz. Bilakis sizin yalancılar olduğunuzu düşünüyoruz.» *
Halkından inkar eden ileri gelenler, "Seni sadece bizim gibi bir insan olduğunu görüyoruz ve aramızdaki sığ görüşlü ayak takımının dışında kimsenin seni izlemediğini görüyoruz. Sizin bizden herhangi bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz. Tersine, biz sizin yalancı olduğunuzu sanıyoruz," dediler.
Buna karşılık, kavminin ileri gelen kâfirlerinden bir kısmı dediler ki: "Biz seni bizim gibi insanlardan biri olarak görüyoruz, başka değil. İlk bakışta bizim ayak takımımızdan başkasının senin arkana düştüğünü görmüyoruz. Sizin bizden fazla bir meziyetinizi de görmüyoruz. Aksine sizi yalancılar sanıyoruz."
Buna karşı kavminden küfüreden cümhur cemahat dediler ki: biz seni ancak bizim gibi bir beşer görüyoruz ve sana tâbi' olanları da ilk nazarda en aşağılıklarımızdan ıbaret görüyoruz, sizin bize fazla bir meziyyetinizi de görmüyoruz, hattâ sizi zannediyoruz ki yalancılarsınız
Bunun üzerine kavminden küfredenlerin elebaşları «Biz seni kendimiz gibi bir insandan başka olarak görmüyoruz. Basıyt ve zaahirî bir görüşle (uyan) en aşağı tabakalarımızdan başkasının sana tâbi olduğunu da görmüyoruz. Sizin bize karşı bir üstünlüğünüzü dahi görmüyoruz. Biz sizi bil'akis yalancılar sanıyoruz» dedi (ler).
Bunun üzerine kavminden inkâr edenlerin ileri gelenleri dediler ki: “(Biz) seni ancak bizim gibi bir insan olarak görüyoruz ve sana basit görüşlü aşağı (tabakada)olanlarımızdan başkasının tâbi' olduğunu görmüyoruz. Bize karşı bir üstünlüğünüzü degörmüyoruz; bil'akis sizi yalancı kimseler zannediyoruz.”
Kavminden inkar edenlerin önde gelenleri “Biz seni, bizim gibi bir insan olarak görüyoruz ve yine gördüğümüz o ki, sana tabi olanlar bizim toplumumuzun en aşağı ve ilkel dar görüşlü kesimi. Ayrıca seni kendimizden daha üstünde görmüyoruz, tam aksine senin yalancılardan olduğunu zannediyoruz” dediler.
Kavminden küfre sapanların elebaşları, “Senin ancak kendimiz gibi bir insan olduğunu görüyoruz. Sana sığ görüşlü olan en aşağılıklarımızdan başkasının uyduğunu da görmüyoruz ve sizin bize bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz. Aksine biz sizi yalancılar sanıyoruz” dediler.
Bunun üzerine, kavminin önde gelen inkârcıları, halkı sömürerek kurdukları kölelik sisteminin yıkılacağı ve böylece alışageldikleri lüks ve refah dolu yaşantının sona ereceği endişesiyle, “Ey Nûh!” dediler, “Görüyoruz ki, sen de bizim gibi fâni bir insandan başka bir şey değilsin. Allah elçi göndermek isteseydi, olağanüstü güçlere sahip bir melek gönderemez miydi? Üstelik, bu ülkede ezilen, horlanan dar görüşlü ayak takımından başka hiç kimsenin sana uymadığını görüyoruz. Eğer bu din güzel bir şey olsaydı, herkesten önce bizim gibi akıllı, zengin ve yetenekli insanlar ona inanırdı. Bize göre kişinin doğru yolda olduğunu gösteren biricik ölçü, sahip olduğu güç ve zenginliktir. Sizin bize karşı bir meziyetinizi, üstün bir tarafınızı da göremiyoruz ki, gücünüz karşısında boyun eğelim. Tam tersine, bize öyle geliyor ki, sizler bu ülkede iktidarı ele geçirmek amacıyla kutsal din duygularını istismar eden, halkı kandırmak için de bu niyetini gizleyip sürekli iyi görünmeye çalışan birer yalancısınız!”
Kavminin ileri gelen kâfirleri (Nûh’a): “Biz seni, sadece bizim gibi bir insan olarak görüyoruz, (hatta) sana sadece bizim ayak takımı rezil insanlarımızdan başkasının uyduğunu görmüyoruz ve sizin bizden fazla bir meziyetinizi de göremiyoruz. Bilakis sizin yalancı olduğunuza inanıyoruz.” dediler.
Kavminden hakkı kabule yanaşmayanların ileri gelenleri: “Biz senin kişiliğinde bizim gibi ölümlü bir insandan başka bir şey görmüyoruz” dediler, “üstelik, hemen ilk bakışta, içimizde, aşağı tabakadan birtakım (dar görüşlü) insanların dışında kimsenin seni izlediğini de görmüyoruz; 47 dolayısıyla, bize karşı bir üstünlüğünüz olduğu görüşünde değiliz; 48 tersine, yalancı kimseler olduğunuzu sanıyoruz!”
Bunun üzerine kavminin seçkinlerinden inkârda ısrar edenler şöyle dedi: “Bakıyoruz da, sen de bizim gibi sadece ölümlü bir insansın. Yine, sana ayak takımına mensup sığ görüşlü kişilerin dışında kimsenin uymadığını görüyoruz.[1712] Sonuçta, sizin bize karşı bir üstünlüğünüzün olmadığını zannediyoruz.[1713] Aksine, sizin yalancı olduğunuzdan eminiz!”*
Onun kavminden kâfir olan eşraftan bir gürûh ise dedi ki: «Biz seni bizim mislimiz gibi bir beşerden başka görmüyoruz ve sana tâbi olanları da biz ilk nazarda bizim en aşağılarımızdan başka görmüyoruz ve sizin için bizim üzerimize bir fazlalık da görmüyoruz. Belki sizi yalancılar zannediyoruz.»
Buna karşı halkının ileri gelen kâfirleri hep birden kalkıp: “Bize göre, sen sadece bizim gibi bir insansın, bizden farkın yoktur. Hem sonra senin peşinden gidenler toplumumuzun en düşük kimseleri, bu da gözler önünde! Ayrıca sizin bize karşı bir meziyetiniz olduğunu da görmüyoruz. Bilâkis sizin yalancı olduğunuzu düşünüyoruz” dediler. [23, 24]
Kavminden ileri gelen inkarcı grup dedi ki: "Biz seni de bizim gibi insan görüyoruz ve sana bizim basit görüşlü ayak takımlarımızdan başkasının uyduğunu görmüyoruz. Sizin bize karşı bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz; tersine sizi yalancı sanıyoruz!"
Halkının ileri gelenlerinden ayetleri görmezlikten gelenler (kafirler) dediler ki “Görüşümüze göre sen, tıpkı bizim gibi bir insansın. Sana uyanların da görüş belirtmede en aşağılarımız olduğunu görüyoruz. Sizin bizden üstün bir yanınızı da görmüyoruz. Aslında sizin yalancı olduğunuz kanaatindeyiz.”
Halkının ileri gelen kafir takımı: -Biz, senin sadece bizim gibi bir insan olduğunu görüyoruz. Sana, görüşü kıymetsiz ayak takımından başka kimsenin uyduğunu da görmüyoruz. Sizin bizim üzerimize bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz. Aksine, sizin yalancı olduğunuzu sanıyoruz, dediler.
Kavminin ileri gelen inkârcıları, “Biz seni kendimiz gibi bir beşer olarak görüyoruz,” dediler. “Sana uyanların da bizim en aşağılıklarımızın olduğu ilk bakışta anlaşılıyor. Sizde bize karşı hiçbir üstünlük görmüyoruz ve sizin yalancı olduğunuzu düşünüyoruz.”
Toplumunun küfre sapanlarından bir grup kodaman şöyle konuşmuştu: "Bize göre sen, bizim gibi bir insandan başkası değilsin. Bakıyoruz sana, ayak takımımızın basit görüşlü insanlarından başkası ardına düşmüyor. Sizin bize hiçbir üstünlüğünüzün olduğuna inanmıyoruz. Aksine, sizi yalancılar sayıyoruz."
The chieftains of his folk, who disbelieved, said: We see thee but a mortal like us, and we see not that any follow thee save the most abject among us, without reflection. We behold in you no merit above us nay, we deem you liars.
But the chiefs of the Unbelievers among his people said: "We see (in) thee nothing but a man like ourselves: Nor do we see that any follow thee but the meanest among us, in judgment immature: Nor do we see in you (all) any merit above us: in fact we thing ye are liars!"(1518)*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |