Fele’alleke târikun ba’da mâ yûhâ ileyke vedâ-ikun bihi sadruke en yekûlû levlâ unzile ‘aleyhi kenzun ev câe me’ahu melek(un)(c) innemâ ente neżîr(un)(c) va(A)llâhu ‘alâ kulli şey-in vekîl(un)
Ona bir hazine indirilseydi, yahut onunla beraber yanında bir melek de gelseydi demelerine sıkılarak sana vahyedilenlerin bir kısmını terk ediverecek misin? Sen ancak bir korkutucusun ve Allah her şeyi korur.
(Ey Elçim ve ey Hakk davanın temsilcisi!) Şimdi (inkâr edenlerin ve nasipsizlerin;) “Ona bir hazine indirilmeli veya onunla bir melek gelmeli değil miydi?” demeleri dolayısıyla, göğsün daralıp, belki de Sana vahyolunan (gerçeklerden ve müjdelerden) bir kısmını (onların keyfi için) neredeyse terk edecek hale gelirsin!.. (Unutma ve yolundan geri durma) Sen sadece bir uyarıcısın!.. Allah her şeye Vekîl’dir (ve yeterlidir. Sizin göreviniz Hakkı yaşamak ve yaymaktır.)
O halde ey peygamber! Sırf inkârcılar hoşlanmıyor diye ve onların “Niçin O'na gökten bir hazine inmedi? ya da, niçin O'nunla beraber bir melek görünmedi?” diye söylenmelerinden dolayı yüreğinin daralması ve bu nedenle sana vahyedilen mesajın bir kısmını neredeyse gözardı etmen hiç doğru olur mu? Unutma ki, sen sadece bir uyarıcısın; Allah ise herşeyin üzerinde bir gözetici ve hakkın üstün gelmesini sağlayıcı olarak bulunuyor.
Belki de sen, onların:
“Ona bir hazine indirilseydi veya onunla beraber bir melek gelseydi” diyerek seni yalanlamaları endişesiyle sana vahyolunan âyetlerin bir kısmını tebliğ etmeyi terkedeceksin ve bu yüzden ruhun daralacaktır. Unutma ki, sen sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan bir uyarıcısın. Her şeyi denetleyen, her şeyin kaydını yapan, hesabını soran, himaye eden Allah'tır.
Onların: "Ona bir hazine indirilmeli veya beraberinde bir melek gelmeli değil miydi?" demelerinden dolayı göğsün daralabilir ve sana vahyedilenin bir kısmını belki bırakabilirsin. [1] Sen sadece bir uyarıcısın. Allah ise her şeye vekildir.
Şimdi onların: 'Ona bir hazine indirilmeli veya onunla birlikte bir melek gelmeli değil miydi?' demeleri dolayısıyla göğsün daralıp sana vahyolunanlardan bir kısmını terk mi edeceksin? Sen yalnızca bir uyarıcısın. Allah her şeye vekildir.
Şimdi sen (Ey Resulüm), müşrikler: “- ona bir hazine indirilseydi, yahut beraberinde bir melek gelseydi ya”, demelerinden ötürü göğsün daralacak, sana vahyolunanın bazısını terkedecek (söylemiyecek) hâle gelirsin. Fakat sen, ancak Allah'ın azabı ile korkutan bir peygambersin. Allah ise her şeye vekîldir. (Ona güven; O, müşriklerin cezasını verir.).
Nerde ise, “üzerine bir hazine inmeli veya onunla beraber bir melek gelmeli değil miydi?” demelerinden dolayı, sana inen bu vahiylerin bir kısmını terk edecektin ve göğsün daralıyordu. Hâlbuki sen, ancak bir uyarıcısın ve her şeyi koruyup kollayan yalnızca Allah’tır.
Belki de sen, müşriklerin “Ona gökten bir hazine indirilseydi veya onunla beraber bir melek gelseydi ya!” demelerinden dolayı, sana vahyolunan âyetlerin bir kısmını tebliğ etmeyi terk edeceksin ve bu yüzden ruhun daralacaktır. İyi bil ki, sen sadece bir uyarıcısın. Allah ise her şeye vekildir.”
Sana vahiy edilmiş olan şeylerin, bir takımını, bırakacak mısın sen? «Ona bir hazne indirseydi, ya da onunla birlikte bir melek gelseydi» demelerinden, canın da sıkılıyor mu? Sen ancak kocundurursun; Allah her şeye vekil
Şimdi (Ey Resul! Sırf inkârcılar hoşlanmıyor ve) onların “Niçin o'na (gökten) bir hazine inmedi” ya da “(neden) kendisiyle birlikte bir melek gelmedi?” diye söylenmelerinden ötürü yüreğin daralıyor. Bunun için sana vahyedilen mesajın bir bölümünü onlara duyurmaktan vaz geçebilirsin (asla böyle yapma! Unutma ki,) sen sadece bir uyarıcısın. Allah ise her şeye vekildir (herkese layık olduğu neticeyi verendir).
Sana vahy olan şeylerden birini unutur isen ve senden gökden hazîne indirilmesini ve yâhud yanına bir melek gelmesin taleb iderler ise mükedder olma, sen yalnız neşr-i dîne me’mûrsın Allâh her şeyi idâre ider.
Putperestlerin: "Ona bir hazine indirilmeli veya yanında bir melek gelmeli değil miydi?" demelerinden senin kalbin daralır ve belki de sana vahyolunanın bir kısmını terkedecek olursun. Sen ancak bir uyarıcısın, Allah her şeye vekildir.
(Ey Muhammed!) Belki de sen, (müşriklerin) “Ona bir hazine indirilseydi veya beraberinde bir melek gelseydi ya!” demelerinden dolayı sana vahyolunanlardan bir kısmını göz ardı edeceksin ve o yüzden göğsün daralacak. Fakat sen, ancak bir uyarıcısın. Allah ise her şeye vekildir.
“Ona bir hazine indirilse veya onunla beraber bir melek gelse ya!” demelerinden dolayı canın sıkılarak sana vahyedilen âyetlerin bir kısmının tebliğini terkedecek değilsin ya! Sen ancak bir uyarıcısın. Allah her şeye vekildir.
Belki de sen (müşriklerin:) «Ona (gökten) bir hazine indirilseydi veya onunla beraber bir melek gelseydi!» demelerinden ötürü sana vahyolunan âyetlerin bir kısmını (duyurmayı) terk edeceksin ve bu yüzden ruhun daralacaktır. (İyi bil ki) sen ancak bir uyarıcısın. Allah ise her şeye vekîldir.
"Ona bir hazine, yahut onunla birlikte bir melek inmeli değil miydi," dedikleri için belki göğsün daralacak ve sana vahyedilenin bir kısmını terkedeceksin. Sen yalnız bir uyarıcısın; ALLAH her şeyi kontrol edendir.
(Ey Resulüm!) Şimdi belki sen, "Ona bir hazine indirilse, ya da beraberinde bir melek gezip dolaşsa ya!" diyorlar diye sana vahyolunan vahyin bir kısmını terkedecek olursun ve bundan dolayı da göğsün daralır. Sen yalnızca bir uyarıcısın. Allah ise her şeye vekildir.
Şimdi ihtimal ki sen «ona bir hazine indirilse ya veya beraberindeki bir Melek gelse ya» diyorlar diye göğüsün daralarak sana vahyolunanın ba'zısını bu sebeble terkedecek olursun, fakat sen sırf bir nezîrsin' Allah ise, her şey'e karşı vekîl
(Habibim!) “Ona bir hazine indirilmeli veya beraberinde bir melek gelmeli değil miydi?” demelerinden dolayı (üzülerek) göğsün daralabilir, (“İnkâr ediyorlar, âyetlerimizle alay ediyorlar” diyerek) sana vahyolunanın bir kısmını (o kâfirlere duyurmayı) neredeyse terk edecek hâle de gelebilirsin, (Resûlüm! O müşriklerin, sana vahyedilenleri inkâr edip, alay etmelerine aldırış etme, üzülme.) Şunu bil ki sen ancak (Allah’ın azabına karşı) bir uyarıcısın. Allah, her şeye vekildir (şahittir).
O halde sen, “Ona bir hazine indirilmeli veya onunla bir melek gelmeli değil miydi?” dedikleri için göğsün daralıp; sana vahyolunanın bir kısmını tebliğ etmekten vaz mı geçeceksin? Sen yalnızca bir uyarıcısın.¹ Allah ise her şeye vekildir.²
Şimdi sen (müşriklerin belki): «Ona (gökden) bir hazîne indirilseydi, yahud maiyyetinde bir de melek gelseydi ya» demelerinden (nâşî) sana vahy olunandan bir kısmını, bu yüzden yüreğin daralarak, hemen terk mi edivereceksin? Sen ancak bir nezirsin (Allahın azâbiyle korkutan bir peygambersin). Allah ise her şey'e hakkıyle vekildir.
(Habîbim, yâ Muhammed!) Şimdi sen (müşriklerin): “Ona bir hazîne indirilmeli veya berâberinde bir melek gelmeli değil miydi?” demeleri yüzünden, olur ki, sana vahyolunanın bir kısmını (kabûl etmezler diye anlatmayı) terk edici olursun. Hem bundan dolayı göğsün daralacak olur. Sen ancak bir korkutucusun. Allah ise, herşeye vekîldir.
Onların “Sana bir hazine indirilseydi veyahut seninle birlikte bir melek gelseydi” demelerine karşı göğsünün daraldığını ve sana vahy olanların bir kısmını terketmek istediğini (biz biliyoruz). (Unutma) Sen ancak bir uyarıcısın, Allah ise her şeyin sorumluluğunu üzerine alandır.
Bu böyle iken onların peygamber için : "Ne olurdu,kendisine bir hazine gönderilseydi, ya da kendisiyle birlikte bir melek gelseydi"demelerinden sıkılıp da gönlüne bildirilenlerden bir kısmından vaz mı geçeceksin? Çünkü sen yalnız bir uyarıcısın, o kadar. Allah ise her nesneyi gözeticidir.
Onların «— Ona bir hazine indirmeliydi veya onunla beraber bir melek gelmeliydi» demelerinden dolayı sana vahiy olunan şeyin bazısını [⁷] terkedecek [⁸] oluyorsun, göğsün de onunla darlaşacak oluyor. Sen ancak Allah azabıyle korkutucu bir peygambersin. Allah her şeye vekildir [⁹].
(Ey Peygamber!) Belki de sen onların, “Niçin ona bir hazine inmedi veya niçin onunla bir melek gelmedi?” diye söylenmelerinden ötürü göğsün daralıyor diye, vahyedilenlerin bir kısmını (tebliğden) sarf ı nazar edecek [târikun] olursun⁵. (Hâlbuki) Sen ancak bir uyarıcısın. Allah ise her şeye vekildir/sorumludur.
“Neden ona bir hazine indirilmiyor veya onunla beraber (kendisini onaylamak için) bir melek gelmiyor?” demelerinden ötürü, belki de kalbin daralacak ve sana vahyolunanın bir kısmını (onlara okumayı) terk edeceksin? Oysa sen ancak bir uyarıcısın ve Allah her şeye vekildir.
Şimdi sen, inkârcıların, “Eğer Muhammed gerçekten Peygamber olsaydı, ona gökten bir hazine indirilmeli, yâhut onunla birlikte iddialarını destekleyecek bir melek gelmeli değil miydi?” şeklindeki alaycı sözlerinden ötürü yüreğin daralıyor diye, sana gönderilen ayetlerin arasından, kâfirlerin çıkarlarına dokunacak bir kısmınıonlara duyurmaktan vaz mı geçeceksin? Sakın ha! Şunu hiç unutma ki, senin görevin onları imana getirmek değildir. Çünkü sen ancak bir uyarıcısın; her şeyi görüp gözeten ve bütün işleri düzenleyip takdir eden gerçek vekil ise, yalnızca Allah’tır. Öyleyse O’na güven, zâlimlerin yalan ve iftiralarına aldırmadan görevini yapmaya devam et!
-“Ona ya bir hazine indirilseydi veya onunla birlikte bir melek gelseydi!” diyorlar diye neredeyse göğsün daralacak; sana vahyedilenlerin bir kısmını neredeyse terk edeceksin!
Doğrusu sen bir uyarıcısın.
Allah her şeye vekîldir.
Resulüm! Herhalde senin içine daral gelmiş olmalı ki sana vahyedilen ayetleri biraz bırakır gibi oldun: sırf " ona bir hazine indirilmeli ya da yanına bir melek verilmeliydi " demeleri yüzünden. Resulüm! Sen, sadece bir uyarıcısın. Endişelenme her şeyin tek savunmanı Allah'tır.
Belki sen: "O’na bir hazine verilmeli veya beraberinde bir melek gelmeli değil miydi?" demelerinden ötürü, sana vahyolunanın bir kısmını duyurmayı terk edeceksin. Sana gönderilen gerçeklerin tümünü onlara okumaktan göğsün daralacak, sıkılacaksın. Veya bazı ayetleri çeşitli nedenlerle onlara okumayı erteleyeceksin. Onların seni yanlış anlamalarından, okuyacağın ayetlere tepki göstereceklerinden, dini tamamen ret edeceklerinden endişe duyacaksın. Önce onların hoşlanacağı ayetleri okumak isteyeceksin. Ancak şunu unutma ki; sen sadece bir uyarıcısın! Onların davranışlarına, ileri geri konuşmalarına aldırma, gerekeni yap! Emrimiz üzerine ayetlerimizi onlara açıkla! Unutma ki her şeye vekil olan Rabbindir!
Neredeyse sen (müşriklerin) “Ona (gökten) bir hazine indirilseydi veya onunla birlikte bir melek gelseydi ya!” [*] demeleri yüzünden sana vahyolunan ayetlerin bir kısmını terk edeceksin ve (bu yüzden) ruhun daralacak. [*] Sen sadece bir uyarıcısın. Allah her şeye [vekil]dir (güven kaynağıdır).
(Ey Muhammed! Yoksa) şimdi o (kâfirlerin): “o (Peygambere) bir hazine indirilse veya onunla birlikte bir melek gelse olmaz mıydı?” demeleri sebebiyle sıkılıp da sana vahyolunandan bir kısmını, (insanlara duyurmayı) terk mi edeceksin?¹ Sen sadece bir uyarıcısın ve Allah da her şeye vekildir.²
O HALDE, [ey Peygamber, sırf inkarcılar hoşlanmıyor diye ve] onların “Niçin o’na (gökten) bir hazine inmedi” ya da, “[niçin] o’nunla [gözle görülebilen] bir melek gelmedi?” diye söylenmelerinden ötürü yüreğin daralıyor diye ²⁰ sana vahyedilen mesajın bir kısmını gözardı etmen hiç doğru olur mu? ²¹ [Unutma ki,] sen sadece bir uyarıcısın; Allah ise her şeyin üzerinde gözetici olarak bulunuyor, ²²
Sen: – Sana bir hazine indirilmeli veya seninle birlikte bir melek gelmeli değil miydi? Dedikleri için göğsün daralıp sana vahyedilenlerden bir kısmını az kalsın terk ediverecektin. Unutma ki sen sadece bir uyarıcısın, her şeye vekil olan sadece Allah’tır. 5/49, 6/50- 51, 15/97, 33/3
VE SEN (Ey Nebî!) Onlar “Onun üzerine bir hazine indirilmeli değil miydi?” ya da “Onunla birlikte bir de melek gelseydi (ya)!” diyorlar diye için daralacak, belki de bu yüzden sana indirilen kimi vahiyleri terk edeceksin![¹⁷⁰⁰] Unutmaki sen sadece, kendini uyarmaya adamış birisin! Allah ise, her şeyi en ideal mânada koruyan bir otoritedir.[¹⁷⁰¹]
(Ey Muhammed) Yoksa sen (müşriklerin) -Ona gökten bir hazine indirilseydi, yahut beraberinde bir de melek gelseydi- demelerinden ötürü -üzüntüye kapılarak- sana vahyolunan ayetlerin bir kısmını (onların aleyhinde olan azaba uğrayacaklarını bildiren ayetleri) onlara tebliğ etmeği erteleyecek misin? Oysa sen ancak bir uyarıcısın. (Onları, Allah’ın azabıyla korkutan bir peygambersin, onların yaptıklarından sorumlu değilsin) Allah ise herşeye vekil'dir. (Senin de onların da yaptıkları herşeyden haberdardır.)
Herhalde sen: "Ona bir hazine indirilmeli veya beraberinde bir melek gelmeli değil miydi?" demelerinden ötürü göğsün daralıyor ve bu yüzden neredeyse sana vahyedilenin bir kısmından vazgeçeceksin; ama sen bir uyarıcısın, ancak her şeye vekil olan Allah’tır.
İmdi sen ihtimal ki, «Onun izerine bir hazine indirilmeli veya onunla beraber bir melek gelmeli mi idi?» demelerinden dolayı sana vahyolunanların bazısını terkedici ve onunla göğsün daralır bulunacaksın. Sen ancak bir nezirsin. Allah Teâlâ ise her şey üzerine vekildir.
İmdi, senin de muhatap olduğun imtihan icabı ey Resûlüm, o müşriklerin: “Ona bir hazine indirilse ya! ” veya “beraberinde bir melek gelse ya! ” demelerinden ötürü, belki de göğsün daralarak sana vahyolunanın bir kısmını terk edecek olursun. Fakat sen böyle yapmazsın ve yapma! Zira sen sadece uyaran bir elçisin. Bütün işleri düzenleyen, herkese lâyık olduğu neticeyi verecek olan ise Allah Teâlâdır. [3, 173; 25, 7-8; 15, 97-98]
Herhalde sen: "Ona bir hazine indirilmeli veya beraberinde bir melek gelmeli değil miydi?" demelerinden ötürü, sana vahyolunanın bir kısmını bırakacaksın ve bununla göğsün sıkılacak; ama sen sadece bir uyarıcısın (böyle sözlere aldırma), her şeye vekil olan Allah'tır.
(Yâ Muhammed) Sana vahy olunan şeyin bir kısmını terk mi idersin? (Teblîğ itmez misin) "O'na (Muhammed'e) gökden hazîne inse (onunla tarafdâr bulsa) veyâhud berâberinde bir melek olsa (sâdık oldığına şehâdet itse)" dimelerinden kalbin sıkılıyor mı? (Bundan sıkılma) Çünki sen ancak bir nezirsin. (Onlara vahyi teblîğ ve 'azâbdan korkutmakla mükellefsin). Her şey üzerine vekîl Allâh Te'âlâ'dır.
“Ona bir hazine indirilseydi veya beraberinde bir melek gelseydi” demesinler diye sanki sana gelen vahiyden bir kısmını onlara okumayacak gibisin; bu da senin göğsünü daraltıyor. Hâlbuki sen yalnızca bir uyarıcısın. Her şeye vekil olan Allah’tır.
O halde sen: -Ona bir hazine indirilmeli veya Onunla birlikte bir melek gelmeli değil miydi? dedikleri için göğsün daralıp sana vahyedilenin bir kısmını terk mi edeceksin? Sen ancak bir uyarıcısın. Allah, her şeyin vekilidir.
“Ona gökten bir hazine indirilmeli veya onunla beraber bir melek gelmeli değil miydi?” demeleri yüzünden göğsün daralıyor diye, sana vahyedilenlerden bir kısmını terk edecek değilsin ya! Sen ancak bir uyarıcısın. Allah ise herşeyi görüp gözeten Vekildir.
Belki de sen; onlar, "Ona bir hazine indirilseydi, yahut beraberinde bir melek gelseydi ya!" diyorlar diye göğsün sıkışıp daralarak, sana vahyedilmekte olanının bir kısmını terk etmeye kalkarsın. Gerçek olan şu ki, sen sadece bir uyarıcısın. Allah ise her şey üzerinde bir Vekîl'dir.
pes ola kim sen ķoyıcısın bir nicesini anuñ kim vaħy olınur saña daħı ŧar olıcıdur anuñ-ile gögsüñ kim eydürler “nişe indürinilmedi anuñ üzere genc” yā gelmedi anuñ-ile firişte?” bayıķ sen ķorķıdıcısın. daħı Tañrı her nesene üzere iş süricidür daħı śaķlayıcıdur.
İllā kim sen ḳoyasın saña [vaḥy] olunanuñ nicesini. Daḫı dar ola anuñlasenüñ yüregüñ anlar üstine oḳumaġa ḳorḳarsın eyitdüklerinden ötürü ki:Niçün özine genc virilmedi, yā niçün bir ferişteh gelmedi özi‐y‐le özini girçek‐lemege? Yoḳdur senüñ üstüñe illā inẕār eylemek. Daḫı Allāh her nesne üs‐tine raḳībdür.
(Ya Rəsulum!) Müşriklərin: “Heç olmasa, (Peyğəmbərliyinin doğruluğunu təsdiq etmək üçün) ona bir xəzinə endiriləydi və ya onunla birlikdə bir mələk gələydi!” – deməklərindən dolayı, bəlkə də, sənə gələn vəhyin bir hissəsini tərk etməli (bə’zi ayələri dərhal təbliğ etməyib tə’xirə salmalı) olacaqsan və (bə’zən) buna görə ürəyin qısılacaq! Sən ancaq (müşrikləri və kafirləri Allahın əzabı ilə) qorxudan bir peyğəmbərsən. Allah isə hər şeyə vəkildir!
A likely thing, that thou wouldst forsake aught of that which hath been revealed unto thee, and that thy breast should be straitened for it, because they say: Why hath not a treasure been sent down for him, or an angel come with him? Thou art but a warner, and Allah is in charge of all things.
Perchance thou mayest (feel the inclination) to give up a part of what is revealed(1509) unto thee, and thy heart feeleth straitened lest they say, "Why is not a treasure sent down unto him, or why does not an angel come down with him?" But thou art there only to warn! It is Allah that arrangeth all affairs!
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |