18 Nisan 2024 - 9 Şevval 1445 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Mâide Suresi 89. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Lâ yu-âḣiżukumu(A)llâhu billaġvi fî eymânikum velâkin yu-âḣiżukum bimâ ‘akkadtumu-l-eymân(e)(s) fekeffâratuhu it’âmu ‘aşerati mesâkîne min evsati mâ tut’imûne ehlîkum ev kisvetuhum ev tahrîru rakabe(tin)(k) femen lem yecid fesiyâmu śelâśeti eyyâm(in)(c) żâlike keffâratu eymânikum iżâ haleftum vahfezû eymânekum(c) keżâlike yubeyyinu(A)llâhu lekum âyâtihi le’allekum teşkurûn(e)

Boş yere yemin etmenizden dolayı sorumlu tutmaz sizi Allah, fakat yürekten ve kasten ettiğiniz yeminler yüzünden sorumlu tutar. Yemin kefareti, ailenize yedirdiğiniz yemeklerin orta derecede olanıyla on yoksulu doyurmak, yahut onları giydirmek, yahut da bir kul azat etmektir. Bunlara gücü yetmeyen üç gün oruç tutar. İşte yemininizi bozarsanız budur kefareti. Koruyun yeminlerinizi. Allah, şükredenlerden olursunuz diye ayetlerini işte böyle açıklar size.

Allah sizi, yeminlerinizdeki ’rastgele söylemelerinizden, boş (bulunduğunuz ve dil alışkanlığıyla tekrarlayıp durduğunuz) sözlerden’ dolayı sorumlu tutmaz, ancak yeminlerinizle (bilerek ve isteyerek karara) bağladığınız sözlerden dolayı sizi sorumlu tutar. Onun (bozduğunuz yeminin) kefareti ise, ailenizdekilere yedirdiklerinizin ortalamasından on yoksulu doyurmak, ya da onları giydirmek, (elbise ve ayakkabı almak) veya bir köleyi özgürlüğüne kavuşturmaktır. (Bunlara imkân) Bulamayan (için) üç gün oruç (vardır.) Bu, yemin ettiğinizde (bozduğunuz) yeminlerinizin kefaretidir. (Geçerli olan) Yeminlerinizi koruyunuz. Allah, size ayetlerini böyle açıklar, umulur ki şükredersiniz (ve size yapılan iyiliklere nankörlükten vazgeçersiniz)!

[Not: Yapılan günahlar ve haksızlıklar karşılığı kefaret olarak bir köleyi özgürlüğe kavuşturma tavsiyesi, bu kötü uygulamanın kökünü kurutma amaçlıdı... Devamı..

Allah, düşünmeden ağzınızdan kaçırıverdiğiniz yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutmaz, ama bilerek ve isteyerek yaptığınız yeminlerden sorumlu tutacaktır. Böylece, yeminlerinizi bozma karşılığında, on yoksulu kendi ailenize yedirdiğinizin hemen hemen aynısı ile sabah akşam bir kere doyurmanız veya onları giydirmeniz veya bir insanı özgürlüğüne kavuşturmanız gerekir. Bunların hiç birisine güç bulamayan ise, onun yerine üç gün oruç tutacaktır. Her ne zaman yemin eder ve onu bozarsanız, yeminlerinizin keffareti işte bu olacaktır. Öyleyse, yeminlerinizi koruyun, herşeye yemin edip durmayın yani yeminlerinizi iyice düşünmeden ve sıkça yapmayın. Allah size mesajlarını böylece açıklıyor ki, bu mesajlara göre yaşayıp, O'na şükredesiniz.

Allah sizi, gelişigüzel, kasıtsız yaptığınız yeminlerinizden dolayı sorumlu tutmaz, cezalandırmaz.
Fakat kasıtlı, bile bile yaptığınız yeminlerden sizi sorguya çeker, cezalandırır.
Bozulan yeminlerin keffareti, cezası, ailenize yedirdiğinizin günlük ortalamasıyla çevresi, çaresi olmayan on yoksulu doyurmak, yahut on yoksulu giydirmek, yahut bir köleyi esaret boyunduruğundan kurtararak hürriyetine kavuşturmaktır.
Bunları bulamayan, bunlara gücü yetmeyen üç gün oruç tutmalıdır. İşte ettiğiniz yeminlerinizi bozmanın cezası budur. Yeminlerinize sadık kalın. Allah âyetlerini, şer'î hükümleri size böyle açıklıyor ki, şükredesiniz.

Allah yeminlerinizdeki dil sürçmelerinden dolayı değil bile bile yaptığınız yeminlerinizden dolayı sizi hesaba çeker. [13] Bunun keffareti de, sizin aile fertlerinize yedirdiğinizin orta derecesinden on fakiri doyurmak yahut onları giydirmek veya bir köleyi azad etmektir. Bunu bulamayan üç gün oruç tutmalıdır. Yemin etmeniz durumunda yeminlerinizi bozmanızın keffareti işte budur. Yeminlerinizi koruyun. Belki şükredersiniz diye Allah size ayetlerini böyle açıklıyor.

13.Bakara suresinin 225. ayeti kerimesi de bu konu ile ilgilidir. Bu ayeti kerimenin meali ile ilgili dipnotta da bu konuda açıklamada bulunulmuştur.... Devamı..

Allah sizi, yeminlerinizdeki 'rastgele söylemelerinizden, boş sözlerden' dolayı sorumlu tutmaz, ancak yeminlerinizle bağladığınız sözlerden dolayı sizi sorumlu tutar. Onun (yeminin) keffareti, ailenizdekilere yedirdiklerinizin ortalamasından on yoksulu doyurmak ya da onları giydirmek veya bir köleyi özgürlüğüne kavuşturmaktır. (Bunlara imkan) Bulamayan (için) üç gün oruç (vardır.) Bu, yemin ettiğinizde (bozduğunuz) yeminlerinizin keffaretidir. Yeminlerinizi koruyunuz. Allah, size ayetlerini böyle açıklar, umulur ki şükredersiniz.

Allah, sehven ve kasıtsız olarak yaptığınız yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutmaz. Fakat bile bile yaptığınız yeminler yüzünden sizi sorumlu tutar. Bunun da keffâreti, ailenize yedirdiğinizin orta derecesinden on fakiri doyurmak, yahut giydirmek, yahut bir köle azâd etmektir. Bunlara gücü yetmiyen üç gün (arka arkaya) oruç tutar. İşte yemin ettiğiniz vakit yeminlerinizin keffâreti budur. Bununla beraber yeminlerinizi bozmaktan sakının. Allah âyetlerini size böyle açıklıyor ki, şükredesiniz.

Allah, boş (kasdi olmayan) yeminlerinizden sizi sorumlu tutmaz. Fakat sözleşmeli yeminlerinizden sizi sorumlu tutar. (Böyle bir yemin bozmanın) keffareti, ailenize yedirdiğinizin vasatından on miskini yedirmek ve giydirmek veya bir köle azad etmektir. Kim böyle bir imkân bulamazsa (onun keffareti) üç gün oruç tutmaktır. Yemin edip bozduğunuz zaman, onun keffareti budur. Fakat (mümkün mertebe) yeminlerinizi koruyun (bozmayın.) İşte Allah ayetlerini böylece size açıklıyor ki (hak ve hukuka riayetsizlikten kurtulup) şükredesiniz.

Allah sizi, kasıtsız olarak yaptığınız yeminlerden dolayı sorumlu tutmaz. Fakat bilerek yaptığınız yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutar. Bunun kefâreti, ailenize yedirdiğiniz yemeğin orta hallisinden on fakire yedirmek yahut onları giydirmek ya da bir köle âzat etmektir. Bunları bulamayan kişi üç gün oruç tutmalıdır. Yemin ettiğiniz takdirde, yeminlerinizin kefâreti işte budur. Yeminlerinizi koruyunuz. Allah size âyetlerini açıklıyor; umulur ki şükredersiniz.[104]

[104] Yemin ve kefareti hakkında geniş bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, VI, 138-143.

Düşünmeden, yanılarak edilen antlarınızdan Allah size sormıyacak, bilerek yaptığınız antları soracak size, imdi bunun kefareti evinizde yenilen, ya da giyilen bir şeyin ortancasiyle, on yoksulu doyurmak, ya giydirmektir, ya da bir köle salmak, bunları bulamıyan üç gün oruç tutmalı, ettiğiniz antların kefareti işte budur, andınızda durunuz, böylece Allah size âyetlerin açıklar, ola ki şükredersiz

Allah, bilinçsiz olarak yaptığınız yeminlerinizden dolayı sizi sorumlu tutmaz ama bilerek ve isteyerek yaptığınız yeminlerden sorumlu tutar. Böylece, yemini bozmanın kefareti, on yoksulu kendi ailenize yedirdiğinizin aynısı ile yedirip doyurmak yahut onları giydirmek veya bir köleyi özgürlüğüne kavuşturmaktır. Buna imkânı olmayan ise üç gün (arka arkaya) oruç tutacaktır. Her ne zaman yemin eder ve onu bozarsanız yeminlerinizin kefareti işte budur. Öyleyse yeminlerinize sadık kalın. Allah ayetlerini size böylece açıklıyor ki şükredersiniz.

Bkz. 2/225“Allah ayetlerini size böylece açıklıyor ki şükredersiniz” yani büyük bir günah işlemişsiniz, vebal altına girmişsiniz ve bundan kurtulmanız... Devamı..

Allâh sizi bilâ teemmül itdiğiniz yemînden dolayı tecziye itmez. Lâkin düşünerek itdiğiniz yemînden dolayı sizi muâhaze ider. Yemînin kefâreti on fakire, ’âilenize virdiğiniz vasatî yemekden virmek, yâhud ânları telbîs iylemek ve yâhud bir esîr âzâd itmekdir. Bu kefâreti yapamıyan üç gün oruç tutacakdır. İdeceğiniz yemînlerin kefâreti budur. Yemînlerinizde halef itmeyiniz, Allâh size âyâtını böyle tebyîn idiyor, müteşekkir olınız.

Allah size rasgele yeminlerinizden dolayı değil, bile bile ettiğiniz yeminlerden ötürü hesap sorar. Yeminin keffareti, ailenize yedirdiğinizin ortalamasından on düşkünü yedirmek yahut giydirmek ya da bir köle azad etmektir. Bulamayan üç gün oruç tutmalıdır; yeminlerinizin keffareti budur. Yemin ettiğinizde yeminlerinizi tutun. Şükredesiniz diye Allah size böylece ayetlerini açıklıyor.

Allah, boş bulunarak ettiğiniz yeminlerle sizi sorumlu tutmaz. Ama bile bile yaptığınız yeminlerle sizi sorumlu tutar. Bu durumda yeminin keffareti, ailenize yedirdiğinizin orta hâllisinden on yoksulu doyurmak, yahut onları giydirmek ya da bir köle azat etmektir. Kim (bu imkânı) bulamazsa, onun keffareti üç gün oruç tutmaktır. İşte yemin ettiğiniz vakit yeminlerinizin keffareti budur. Yeminlerinizi tutun. Allah, size âyetlerini işte böyle açıklıyor ki şükredesiniz.[157]

Üç çeşit yemin vardır: 1- Bile bile yalan yere yapılan yemin. Bunun keffareti yoktur. Çünkü bu büyük bir vebaldir, keffaretle temizlenmez. Tövbe ve is... Devamı..

Allah sizi kasıtsız olarak yaptığınız yeminlerden ötürü sorumlu tutmaz, fakat bilerek ettiğiniz yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutar. Bunun da kefâreti, ailenize yedirdiğinizin ortalama seviyesinden on fakire yedirmek yahut onları giydirmek ya da bir köle âzat etmektir. Buna imkânı olmayan ise üç gün oruç tutmalıdır. Yemin ettiğinizde (bozarsanız) yeminlerinizin kefâreti işte budur. Yeminlerinize bağlı kalın. Allah âyetlerini sizin için bu şekilde açıklıyor ki şükredesiniz.

Allah, kasıtsız olarak ağzınızdan çıkıveren yeminlerinizden dolayı sizi sorumlu tutmaz, fakat bilerek yaptığınız yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutar. Bunun da keffâreti, ailenize yedirdiğiniz yemeğin orta hallisinden on fakire yedirmek, yahut onları giydirmek, yahut da bir köle azat etmektir. Bunları bulamıyan üç gün oruç tutmalıdır. Yemin ettiğiniz takdirde yeminlerinizin keffâreti işte budur. Yeminlerinizi koruyun (onlara riayet edin). Allah size âyetlerini açıklıyor; umulur ki şükredersiniz!  

 Allah üzerine bilerek yemin eden bir kimse yeminini yerine getirmelidir. Eğer yeminle yapacağı iş haram ve kötü bir iş ise bu takdirde kötü işi yapma... Devamı..

ALLAH rastgele ettiğiniz yeminlerden sizi sorumlu tutmaz. Ancak bile bile ettiklerinizden sizi sorumlu tutar. Yemininizi bozarsanız cezası, ailenize genellikle yedirdiğiniz yemeklerden on yoksulu doyurmak veya giydirmek veya bir köleyi salmaktır. Kim bulamazsa üç gün oruç tutmalı. Bu, bile bile ettiğiniz yeminlerinizin cezası. Yeminlerinizi tutun. ALLAH güzel karşılık veresiniz diye ayetlerini böyle açıklıyor.

Kölelik konusundaki Kuran'ın tutumu için bak 4:25; 90:1-20.

Allah sizi, kasıtsız olarak yaptığınız yeminlerinizden sorumlu tutmaz. Fakat kasıtlı yaptığınız yeminlerinizden sizi sorumlu tutar. Bozulan yeminin keffareti (cezası), ailenize yedirdiğinizin ortalamasından on yoksulu yedirmek veya giydirmek yahut da bir köle azad etmektir. Verecek bir şey bulamayan kimse için de üç gün oruç tutmaktır. İşte yemin ettiğiniz zaman yeminlerinizi bozmanın cezası budur. Yeminlerinizi koruyun. İşte Allah âyetlerini size böyle açıklar ki, şükredesiniz.

Allah sizi yeminlerinizde -bilmiyerek ettiğiniz- lâgv ile muahaze etmez ve lâkin bile bile akd ettiğiniz yeminlerle sizi muahaze buyuruyor, bunun da keffareti çoluğunuza çocuğunuza yedirdiğinizin orta derecesinden on fakırı doyurmak yahud geydirmek, yahut bir esîr azâd etmektir, bunlara gücü yetmiyen üç gün oruç tutar, işte yemîn ettiğiniz vakıt yeminlerinizin keffâreti bu, bununla beraber yeminlerinizi gözetin, böyle beyan ediyor Allah size âyetlerini ki şükr edesiniz

Allah sizi, (yemin niyeti ile olmayıp da dil alışkanlığı ile yapmış olduğunuz) kasıtsız yeminlerinizden dolayı sorumlu tutmaz. Fakat bilerek/kasıtlı yaptığınız yeminlerden dolayı sorumlu tutar. Bunun (yemini bozmanın) kefâreti, ailenize yedirdiğinizin ortalamasından on yoksulu yedirip doyurmak yahut giydirmek ya da bir köle azat etmektir. (Bunlara imkân) bulamayan kimse, (ara vermeden) üç gün oruç tutsun. İşte, (bilerek/kasıtlı) yemin ettiğiniz zaman, yeminlerinizi bozmanın kefareti budur. Yeminlerinize sadık kalın. Şükredesiniz diye Allah âyetlerini size böyle açıklıyor.

Allah, kasıtsız¹ yeminlerinizden dolayı sizi sorumlu tutmaz, ancak bilinçli olarak ettiğiniz yeminlerden dolayı sorumlu tutar. Bunun² bedeli ailenize yedirdiğinizin ortalaması üzerinden on yoksulu yedirmek veya onları giydirmek veya bir rekâbeyi³ özgürlüğüne kavuşturmaktır. Fakat bunlara gücü yetmeyene üç gün siyam⁴ vardır. Bozduğunuz yeminlerinizin bedeli budur. Yeminlerinizi bozmayın. Allah, size ayetlerini5 böyle açıklıyor. Umulur ki şükredersiniz.6

1- Yalan söyleme amacıyla yapılmayan veya doğru sanılarak yapılan. 2- Oruç. 3- Boyunduruk altında bulunan kimseye, özgürlüğüne kavuşmasını sağlama... Devamı..

Allah, sizi yemînlerinizdeki lâğvden dolayı sorumlu tutmaz. Fakat kalblerinizin azmetdiği yeminler yüzünden muâhaze eder. Bunun da keffâreti ailenize yedirmekde olduğunuzun orta (derece) sinden on yoksulu doyurmak, ya onları giydirmek, yahud bir kul azad etmekdir. Fakat kim (bunları) bulamaz (bulmıya muktedir olamaz) sa üç gün oruç (tutması lâzımdır), İşte bu andetdiğiniz vakit yeminlerinizin keffâretidir. Yeminlerinizi muhaafaza edin. Allah âyetlerini size böylece açıklıyor. Tâki şükredesiniz.

Allah sizi, yeminlerinizdeki ka sıdsız hatâ(larınız) ile mes'ûl tutmaz; fakat (bi le rek)yap tığınız yeminler yüzünden sizi sorumlu tutar. Artık bunun keffâreti, (tercihinize göre)ya âilenize yedirdiğinizin orta hâllisinden on yoksulu (bir gün sabah ve akşam) doyurmak ve ya on la rı (baştan ayağa) giydirmek veya bir köle âzâd etmektir.
Bununla berâber kim (bunları) bulamazsa (vermeye güç yeti remezse) artık (keffâret olarak ona) üç gün oruç (tutma borcu) vardır.
Yemîn ettiğiniz zaman; (bozduğunuz) yeminlerinizin ke ffâreti işte budur! Artık yeminlerinizi muhâfaza e din (gereğini yerine getirin)! Allah size âyetlerini böyle açık lıyor, tâ ki şükredesiniz.

Allah, sizin gelişi güzel ettiğiniz yeminlerden sorumlu tutmuyor, Ancak yaptığınız antlaşmalardaki ettiğiniz yeminlerden sorumlu tutuyor. Yerine getirmediğiniz yeminlerin karşılığı, ailenize yedirdiğiniz yemeklere denk olmak üzere, on fakiri doyurmanız veya giydirmeniz veya köle azat emenizdir. Kimde bunları yapmaya gücü yetmiyorsa, üç gün oruç tutmalıdır. Bunlar yerine getirmediğiniz yeminlerin karşılığı olup, yeminlerinizi yerine getirin. Allah ayetlerini sizin için böylece açıklıyor ki, O’na şükredesiniz.

Allah sizi gelişi güzel ettiğiniz antlardan dolayı sorumlu tutmaz. Yalnız bilerek, isteyerek ettiğiniz antlardan dolayı sorumlu tutar. Bu günahın örtülmesi için de çoluğunuza, çocuğunuza, yedirdiklerinizin ortalamasından on yoksulu doyurmak, ya giydirmek, ya da bir köle boşlamak gerek. Bunlara gücü yetmiyenler için üç gün oruç tutmak vardır. Bu, antdan dönme suçunun örtülmesi içindir. Antlarınızı tutun. İşte Allah ayetlerini size böyle açıklar, şükredesiniz diye.

Allah beyhude andınızla [³] sizi muaheze etmez. Fakat antları bağlamanızla [⁴] sizi muaheze eder, onun kefareti çoluğunuza çocuğunuza yedirdiğinizin orta derecesinden on yoksula yemek yedirmek [⁵] veya esvap giydirmek, yahut bir köle azat etmektir. Bunu bulamayan üç gün birbiri ardınca oruç tutsun. Yemin edip bozduğunuz yeminlerinizin kefareti budur. Antlarınızı koruyun [⁶]. Allah size âyetlerini şükredesiniz diye böyle beyan ediyor.

[3] Bakara Sûresi 225. âyet.[4] Gönül ile kasdedilen bir andı bozarsanız.[5] Veya bu kadar yemeği vermek, temlik etmek.[6] Andınızı bozmayın. Veya dil... Devamı..

Allah size rastgele ettiğiniz yeminlerden dolayı değil, bile bile ettiğiniz yeminlerden dolayı hesap sorar²⁹. Yeminin kefareti; ailenize yedirdiğinizin ortalamasından on düşkünü [mesâkîn] yedirmek veya onları giydirmek veyahut da bir köle azat etmektir. Bunu bulamayan kimse üç gün oruç tutsun. İşte yemin ettiğinizde yeminlerinizin (bozduğunuz takdirde) kefareti budur. Yeminlerinizi koruyunuz. Şükredesiniz diye Allah ayetlerini size böyle açıklıyor.

29 Krş. Bakara, 2/225.

Allah kasıtsız olarak ağzınızdan çıkıveren yeminlerinizden dolayı sizi sorumlu tutmaz, fakat bilerek yaptığınız yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutar. Yeminin kefareti, ailenize yedirdiğinizin ortalamasından on düşkünü yedirmek yahut giydirmek ya da bir köle azat etmektir. Bulamayan üç gün oruç tutmalıdır; yeminlerinizin kefareti budur. Yemin ettiğinizde yeminlerinizi tutun. Allah size ayetlerini böyle açıklar; umulur ki şükredersiniz!

Allah sizi, yemin kastı olmaksızın ağzınızdan kaçıveren, ya da doğru olduğuna inanarak ettiğiniz, fakat daha sonra gerçeğe aykırı olduğu anlaşılan yeminlerinizdeki yanılgıdan dolayı sorumlu tutmaz. Fakat sizi, kasıtlı olarak yaptığınız yeminlerden sorumlu tutacaktır.
Böyle bilerek yemin ettikten sonra, onu yerine getirmemenin daha hayırlı olduğunu görürseniz, yemininizi bozmalısınız. Ancak bu veya başka bir sebeple yemininizi bozacak olursanız, yine onun cezasını ödemelisiniz ki, buna yemin kefâreti denir. Yemin kefâreti şudur:
a-Kalite, miktar ve öğün sayısı olarak kendi ailenize yedirdiğinizin orta derecesinden, on fakiri bir gün boyunca doyurmak,
b-Veya onları altlı üstlü takım hâlinde giydirmek,
c-Ya da bir köleyi özgürlüğüne kavuşturmaktır. Bu üçünden birini seçmekte serbestsiniz.
Fakat fakir olduğu için bunlardan hiçbirini bulamayan, üç gün arka arkaya oruç tutmalıdır. Oruç tutacak gücü de yoksa, yalnızca tövbe istiğfar etmekle yetinir. İşte, yemin ettiğiniz ve onu bozduğunuz zaman, yemininizin kefareti budur.
Eğer yeminin bozulmasından dolayı başkaları da zarar görmüş olursa, bu da ayrıca telâfî edilmelidir. Bir de, nasıl olsa kefaretini öder kurtulurum diyerek, iyice düşünmeden, olur olmaz yeminler etmeyin, ettiğiniz zaman da —eğer bir günaha sebep olmayacaksa— gücünüz yettiğince ona bağlı kalın; kısacası, yeminlerinizi koruyun!
İşte Allah, size ayetlerini böyle açıkça bildiriyor ki, şükredesiniz.

Allah yeminlerinizdeki Lağv / Boş Söz / İsabetsizlik sebebiyle sizi sorguya çekmez; ama Yeminler’le akid yapmanız sebebiyle sorguya çeker.
Bunun keffareti, yedirdiğinizin orta derecesinden on düşkünü doyurmak veya giydirmek veya bir köleyi hürriyetine kavuşturmaktır.
Kim bunları bulamadıysa, üç gün oruç tutması gerekir.
Bozduğunuz zaman yeminlerinizin keffareti budur.
Yeminlerinizi tutun!
Şükretmeniz için Allah, size âyetlerini böyle açıklıyor.

Allah sizi, ağız alışkanlığı ile ettiğiniz içi boş yeminlerden dolayı sorgulamaz. Fakat bağlayıcı yeminlerinizden dolayı hesaba çeker. Yeminin kefareti ise: ortalama kendi ailenize yedirdiğiniz yemekle on yoksulu doyurmak veya giydirmek ya da bir esiri kurtarmaktır. Buna imkânı olmayan üç gün oruç tutar. Bunlar, ettiğiniz yeminlerden kurtuluş fidyesidir. Yeminlerinize sahip olun. Allah, teşekkür etmeniz umuduyla, sözlerini size bu şekilde ayrıntılamaktadır.

Boş bulunarak ettiğiniz yeminlerden Allah sizi sorumlu tutmaz. Bilerek yaptığınız yeminlerden sorumlu tutar. Bilerek yaptığınız yeminlerin kefareti, ailenize yedirdiğinizin orta hallisinden on yoksulu doyurmak yahut onları giydirmek ya da bir köle azat etmektir. Kim bu imkânları bulamazsa onun kefareti üç gün oruç tutmaktır. Bilerek yemin ettiğiniz vakit yeminlerinizin kefareti budur. Yeminlerinizi tutun! Allah size ayetlerini böyle açıklıyor ki öğüt alıp şükredesiniz.

Allah sizi (kasıtsız) yeminlerinizdeki boş sözlerle ilgili sorumlu tutmaz fakat bir şeye bağladığınız (kasıtlı) yeminlerden sorumlu tutar. [*] (Bozduğunuz zaman) kefareti, ailenize yedirdiğiniz yemeğin orta hallisinden on fakire yedirmek veya onları giydirmek [*] ya da bir köle azat etmektir. (Bunları) bulamayan kişinin üç gün oruç tutması (gerekir). Yemin ettiğiniz zaman (yemini bozduğunuz zaman) yeminlerinizin kefareti işte budur. Yeminlerinizi koruyun (bozmayın)! Allah şükredesiniz diye ayetlerini size işte böyle açıklıyor.

Yeminlerde sorumlulukla ilgili bkz. Bakara 2:225.,Kefaret, kişinin ailesine yedirdiği ya da giydirdiği şeylerin ortalamasından ödenmelidir. Bunun bir ... Devamı..

Allah sizi yeminlerinizdeki (bilmeyerek söylediğiniz) boş sözlerinizden dolayı sorumlu tutmayıp¹ yeminlerinizdeki kasıtlı olarak söylediklerinizden dolayı sorumlu tutar.² O (yeminin) keffareti de; ailenize yedirdiğinizin ortalamasından on yoksulu doyurmak³ veya giydirmek yahut da bir köle azat etmek, (bunları) bulamayan kimse için ise üç gün oruç tutmaktır. İşte yemin ettiğiniz zaman yeminlerinizin keffareti budur. (Öyleyse) yeminlerinize sahip çıkın. Allah şükredesiniz diye size âyetlerini böyle açıklamaktadır.⁴

1 Yemin: Kelime olarak, itibar edilemeyecek kadar önemsiz söz demektir. Yemin-i lâğv ise; bir yalan kastı bulunmaksızın yapılan yemindir. Bu yeminlerd... Devamı..

ALLAH, düşünmeden ağzınızdan kaçırıverdiğiniz yeminlerden dolayı ¹⁰¹ sizi sorumlu tutmaz, ama bilerek ve isteyerek yaptığınız yeminlerden sorumlu tutacaktır. Böylece, yemininizi bozma karşılığında, on yoksulu kendi ailenize yedirdiğinizin hemen hemen aynısı ile ¹⁰² beslemeniz veya onları giydirmeniz veya bir insanı özgürlüğüne kavuşturmanız gerekir; ¹⁰³ buna imkanı olmayan ise [onun yerine] üç gün oruç tutacaktır. Her ne zaman yemin eder [ve onu bozar]sanız yeminlerinizin kefareti işte bu olacaktır. Öyleyse yeminlerinize sadık olun! ¹⁰⁴ Allah mesajlarını size böylece açıklar ki şükredici olasınız.

101 Lafzen, “yeminlerinizdeki düşüncesizce bir söz (lağv) için”. Bu deyim, öncelikle, kişinin İslamî kuralların yasaklamadığı şeylerden (yani, “hayatı... Devamı..

Allah, düşüncesizce ettiğiniz yeminlerden sizi sorumlu tutmaz ama bilinçli olarak yaptığınız yeminlerden sizi sorumlu tutar. Böyle bir yemini bozmanın keffâreti, kendi ailenize yedirdiğinizin ortalamasından on yoksulu doyurmak veya giydirmek ya da bir köleyi özgürlüğe kavuşturmaktır. Bunları yapmaya imkân bulamayan da üç gün oruç tutar. Bu bozduğunuz yeminlerin keffâretidir. Öyleyse yeminlerinize sadık olun. Şükredesiniz diye Allah, ayetlerini işte böyle açıklıyor. 2/224, 16/94, 66/2

Allah, düşüncesizce ağzınızdan kaçırdığınız yeminler hususunda sizi sorumlu tutmaz. Fakat bilinçli olarak yaptığınız yeminlerden sorumlu tutacaktır.[⁹⁷⁶] Bu tür yeminleri bozmanın karşılığı, kendi ailenize yedirdiğinizin ortalamasıyla on yoksulu doyurmak ya da giydirmek veya bir insanı özgürlüğe kavuşturmaktır; bunu bulamayan kimse ise üç gün (peşpeşe) oruç tutar. Bozduğunuz yeminlerin keffareti budur: öyleyse yeminlerinize sadık kalın![⁹⁷⁷] Allah size âyetlerini böyle açıklıyor; umulur ki şükredersiniz.

[976] Öncesiyle birlikte zımnen: İnsanın yeminle helâli haram kılması, Allah’ın eşyayı koyduğu yere müdâhaledir. Bu Allah’a rağmen bir yemindir ve kef... Devamı..

Allah, -kasıtsız olarak ağızınızdan çıkıveren yeminlerinizden değil- bilerek yaptığınız yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutar. Bunun da keffareti (vebâlinden kurtulmanın çaresi) ailenize yedirdiğiniz yemeğin ortalamasından, on yoksulu yedirmek, yahut giydirmek veya bir köle azat etmektir, fakat kim bunları bulamazsa (gücü yetmezse) üç gün oruç tutması gerekir. İşte bu (hüküm bilerek) yaptığınız yeminlerinizin keffaretidir. (Ey iman edenler) Yeminlerinizi tutun! (Önce herşeye yemin etmeyin, ikinci olarak yemininizin şeklini iyi belleyin, ihmal ederek unutmayın, üçüncü olarak günah olmayan ve bir hayrı yasaklamayan yeminlerde gücünüz yettiği kadar sebat edip bozmayın, dördüncü olarak da, bozduğunuz takdirde keffaretini vererek yeminin şanını koruyun) İşte Allah ayetlerini size böyle açıklıyor, umulur ki (yerine getirir) şükredersiniz.

Allah, boş bulunarak ettiğiniz yeminlerle sizi sorumlu tutmaz. Ama bile bile yaptığınız yeminlerle sizi sorumlu tutar. Bu durumda yeminin keffareti, ailenize yedirdiğinizin orta hallisinden on yoksulu doyurmak, yahut onları giydirmek ya da bir köle azat etmektir. Kim (bu imkânı) bulamazsa, onun keffareti üç gün oruç tutmaktır. İşte yemin ettiğiniz vakit yeminlerinizin keffareti budur. Yeminlerinizi tutun. Allah, size âyetlerini işte böyle açıklıyor ki şükredesiniz.

Allah Teâlâ sizleri yeminlerinizdeki lağv sebebiyle muahaze etmez. Velâkin sizi (bile bile) aktettiğiniz yeminler ile muahaze eder. Bunun keffareti ise ailenize yedirdiğinizin orta derecesinden on fakiri doyurmak, veyahut giydirmek, yahut bir köle azad etmektir. Fakat kim bunları bulamazsa üç gün oruç tutar. İşte bu, yemin ettiğiniz vakit yeminlerinizin keffaretidir. Maahaza yeminlerinizi muhafaza ediniz. İşte Allah Teâlâ âyetlerini sizin için böylece beyan ediyor, tâ ki şükredesiniz.

Allah sizi kasıtsız olarak yaptığınız yeminlerden dolayı sorumlu tutmaz, ama bilerek yaptığınız yeminlerden ötürü sorumlu tutar. Böyle bir yemini bozarsanız onun keffâreti, çoluk çocuğunuza yedirdiğiniz orta halli yemek çeşidinden on fakir doyurmak, yahut on fakiri giydirmek veya bir köleyi hürriyetine kavuşturmaktır. Bunlara gücü yetmeyen kimse, üç gün oruç tutsun. İşte yemin ettiğinizde, yemin bozmanın keffareti budur. Yeminlerinize sahip çıkın. Allah işte size âyetlerini böyle açıklıyor, ta ki şükredesiniz.

Allah sizi, yeminlerinizdeki lağv(kasıtsız olarak yaptığınız yeminler)den ötürü sorumlu tutmaz. Fakat bilerek yaptığınız yeminlerden ötürü sizi sorumlu tutar. Bu(geleceğe bağlı yemini bozma)nın keffareti: ailenize yedirdiğinizin orta derecesinden on fakiri yedir(ip doyur)mak, yahut onları giydirmek, ya da bir boyun(köley)i hürriyete kavuşturmaktır. Bunu bulamayan kimse, üç gün oruç tutsun. İşte yemin ettiğiniz zaman, yeminleriniz(i bozman)ın keffareti budur. yeminlerinizi koruyun. Allah, ayetlerini size böyle açıklıyor ki, şükredesiniz.

(75) Keffâret: örtücü, affettirici bir fidye demektir. (76) Bunları yapamayan

Allâh Te'âlâ sizi yemînlerinizde lağvınız sebebiyle muâhaze itmez [¹] ve lâkin kasd ile 'akd iylediğiniz yemînlerden muâhaze iyler. Bunun kefâreti, ehlinizi it'âm iylediğiniz şeylerin orta kısmından olarak on fakîri doyurmak veyâ giydirmek ve yâhud bir köle veyâ câriye âzâd itmekdir. Bunları bulamayan içün üç gün oruc tutmak vardır. Yemînlerinizde halef iderseniz bu kefâretidir. Yemînlerinizi muhâfaza idiniz. Allâh, ona şükür itmeniz içün âyâtını size bu sûretle beyân iyler.

[1] Bakara sûresinin 223ünci âyet notuna bak.

Allah, düşünmeden ettiğiniz yeminlerden sizi sorumlu tutmaz. Ama yeminlerinizle bağladığınız şeylerden dolayı sorumlu tutar. Onun keffâreti, ailenize yedirdiğinizin ortalamasından on çaresizi[*] doyurmak veya giydirmek ya da bir esiri hürriyetine kavuşturmaktır. Bunları bulamayan üç gün oruç tutar. Bu, yemin bozmanın kefaretidir. Yeminlerinizi yerine getirin. Allah, âyetlerini size böyle açıklar ki görevinizi yerine getiresiniz.

Allah, sizi bilinçsiz olarak yaptığınız yeminlerden dolayı hesaba çekmez. Bilinçli olarak yaptığınız yeminlerden dolayı hesaba çeker. Yemininizi bozma karşılığı, kendi ailenize yedirdiğinizden on yoksulu doyurmaktır. Veya giydirmek ya da bir köleyi hürriyete kavuşturmaktır. Kim bunları bulamazsa üç gün oruç tutması gerekir. Bu, bozduğunuz yeminlerin kefaretidir. Yeminlerinizi tutun. Şükredesiniz diye Allah, ayetlerini işte böyle açıklıyor.

Allah sizi yeminlerinizdeki yanılmadan sorumlu tutmaz; fakat bilerek edip de sorumluluğu altına girdiğiniz yeminlerin hesabını sizden sorar.(23) Böyle bir yemini bozmanın kefareti, ailenize yedirdiğiniz yemeğin orta hallisiyle on fakiri doyurmak veya giydirmek yahut bir köleyi özgürlüğüne kavuşturmaktır. Bunlara imkân bulamayan üç gün oruç tutar. İşte bu, bozduğunuz yeminlerin kefaretidir. Yeminlerinize sahip çıkın. Şükretmeniz için Allah size âyetlerini işte böyle açıklıyor.

(23) 2:224-225’e de bakınız.

Allah sizi yeminlerinizdeki boş lakırdıdan ötürü hesaba çekmez, ama bilinçli olarak gerçekleştirdiğiniz yeminlerden sizi sorumlu tutar. Böyle bir yeminin keffâreti, ailenize yedirmekte olduğunuzun orta derecesinden on yoksulu doyurmak, yahut onları giydirmek, yahut da özgürlüğüne kavuşturmaktır. Bunlara imkân bulamayan üç gün oruç tutar. Yemin ettiğinizde yeminlerinizin keffâreti işte budur. Yeminlerinizi koruyun. Allah size ayetlerini böyle açıklar ki şükredebilesiniz.

dutmaz sizi Tañrı i'tibarsuz söz-ile andlaruñuz içinde velįkin dutar sizi anuñ da kim baġladuñuz anları pes anuñ yazuġını gidericisi yiyesi virmekdür on miskinlere ortasından anuñ kim yiyesi virürsiz ķavmuñuza ya'nį eger bunlara virür-ise her birine buçuķ śa' buġday vire eger yidürür-ise iki üyün yidüre yā ŧon anlaruñ ya'nį günlek yā iç ŧon yā āźād eylemek bir ādemį kim mülk ola. pes her kim bulmasa oruçdur üç günler. şol yazuġını gidericisidür andlaruñuzuñ ķaçan and içdüñüz. daħı śaķınuñ andlaruñuzı ancılayın bellü eyler Tañrı sizüñ içün āyeterini anuñ-içün kim siz şükr eyleyesiz.

Tañrı Ta‘ālā size ‘aẕāb eylemez laġv idenler bile. Līkin ‘aẕāb eyler sizeandlar ‘azīmet eyleyüp ‘aḳd eylemek bile. Pes ol and keffāreti on miskīne yi‐mek yidürmekdür ortasından ehlüñüz yidürdü[gü]ñüz yimekden, yā anla‐ra ḳumāş eylemekdür, yā bir ḳul yā bir ḳırnaḳ āzād eylemekdür. Pes kimgüci yitmese üç gün oruç dutmaḳdur, oldur keffāreti andlaruñuzuñ. Ḳaçanand içseñüz daḫı ṣaḳlañuz, bozmañuz andlaruñuzı. Anuñ gibi beyān iderTañrı Ta‘ālā size āyetlerini illā kim şükr eyleyesiz.

Allah sizi bilmədən (səhvən) içdiyiniz andlarınıza görə cəzalandırmaz (məzəmmət, sorğu-sual etnəz), lakin (bilə-bilə və ya qəsdən) içdiyiniz andları (pozmağa) görə cəzalandırar. Belə bir andın pozmağın kəffarəsi ailənizə yedirtdiyinizin orta hesabından on yoxsulu yedirdib doyurmaq, yaxud geyindirmək, yaxud da bir kölə azad etməkdir. Bunları etməyə imkanı olmayan şəxs üç gün (dalbadal) oruc tutmalıdır. Bu, içdiyiniz andların kəffarəsidir. Bununla belə, andlarınızı qoruyun (onları pozmaqdan çəkinin). Allah ayələrini sizə belə izah edir ki, bəlkə, şükür edəsiniz!

Allah will not take you to task for that which is unintentional in your oaths, but He will take you to task for the oaths which ye swear in earnest. The expiation thereof is the feeding of ten of the needy with the average of that wherewith ye feed your own folk, or the clothing of them, or the liberation of a slave, and for him who findeth not (the wherewithal to do so) then a three day fast. This is the expiation of your oaths when ye have sworn; and keep your oaths. Thus Allah expoundeth unto you His revelations in order that ye may give thanks.

Allah will not call you to account for what is futile in your oaths,(792) but He will call you to account for your deliberate oaths: for expiation, feed ten indigent persons, on a scale of the average for the food of your families; or clothe them; or give a slave his freedom. If that is beyond your means, fast for three days. That is the expiation for the oaths ye have sworn. But keep to your oaths. Thus doth Allah make clear to you His signs, that ye may be grateful.

792 Vows of penance or abstention may sometimes be futile, or even stand in the way of really good or virtuous act. See 2:224-226, and notes. The gene... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.