23 Nisan 2024 - 14 Şevval 1445 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Nisâ Suresi 78. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Eynemâ tekûnû yudrikkumu-lmevtu velev kuntum fî burûcin muşeyyede(tin)(k) ve-in tusibhum hasenetun yekûlû hâżihi min ‘indi(A)llâh(i)(s) ve-in tusibhum seyyi-etun yekûlû hâżihi min ‘indik(e)(c) kul kullun min ‘indi(A)llâh(i)(s) femâli hâulâ-i-lkavmi lâ yekâdûne yefkahûne hadîśâ(n)

Nerede olursanız olun, ölüm sizi bulur; hatta isterseniz sağlamlaştırılmış yüksek kalelerde olun. Onlara bir iyilik geldi mi bu derler, Allah'tan. Bir kötülük geldi mi, bu derler, senden. De ki: Hepsi Allah'tan. Ne oldu bu kavme ki hiçbir sözü anlamaya yanaşmıyor.

(Halbuki) Her nerede olursanız (olun), ölüm sizi bulur (ve dünyanızdan koparır); yüksekçe yerlerde tahkim edilmiş şatolarda olsanız bile (Azrail canınızı alır). Onlara (gafil ve hain olanlara) bir iyilik (her türlü nimet ve fazilet) dokunsa: "Bu, Allah’tandır" demeye (başlarlar); onlara bir kötülük (musibet ve felaket) dokununca da: "Bu Sendendir" (Senin yüzündendir) diyerek (ey Elçim, Seni suçlamaya çalışırlar). De ki: "(Bunların) Tümü Allah’tandır." (Ama sizin de bu neticelerde; iradenizin, yani niyet ve gayretinizin elbette payı ve karşılığı vardır. Bunları açıklayan elçilerin gönderilişi de Mevlâ’nın lütfundandır.) Fakat bu (sorumsuz) topluluğa ne oluyor ki, hiçbir sözü anlamaya yanaşmayıp (Kur’ani emirleri kavramaya) gayret etmemektedirler?

Nerede olursanız olun, ölüm gelip sizi bulacaktır, göğe yükselen sağlam kulelerde olsanız bile. Onlar, güzel şeylere kavuştuklarında bazıları bu Allah'tandır derler, ama başlarına bir kötülük gelince, bu senin yüzündendir derler. De ki: “Hepsi Allah'tandır.” O halde bu insanlara ne oluyor da, kendilerine bildirilen hakikatı kavramaya yanaşmıyorlar?

Nerede olursanız olun, sarp ve muhkem kalelerde bile olsanız, ölüm gelir, sizi bulur. Onlara bir iyilik dokunursa:
“Bu Allah tarafındandır" derler. Başlarına bir belâ gelirse eğer,
“Bu senin yüzündendir" derler. Sen:
“Hepsi Allah tarafındandır" de. Bu kavim, bu toplum neye güveniyor da, hiç söz anlamaya yanaşmıyor.

bk. Kur’an-ı Kerim, 3/185; 7/131; 21/34; 55/26.

Nerde olursanız olun ölüm size ulaşır. Hatta çok sağlam kalelerde olsanız bile. Onlara bir iyilik erişse: "Bu, Allah katındandır" derler. Bir kötülük dokunsa: "Bu senin tarafındandır" derler. De ki: "Hepsi Allah katındandır." Bu topluluğa ne oluyor da neredeyse hiçbir sözü anlamıyorlar.

Her nerede olursanız (olun), ölüm sizi bulur; yüksekçe yerlerde tahkim edilmiş şatolarda olsanız bile. Onlara bir iyilik dokunsa: 'Bu, Allah'tandır' derler; onlara bir kötülük dokunsa: 'Bu sendendir' derler. De ki: 'Tümü Allah'tandır.' Fakat, ne oluyor ki bu topluluğa, hiç bir sözü anlamaya çalışmıyorlar?

Her nerede olursanız, ölüm size erişir; velev ki, tahkim edilmiş yüksek kalelerde bulunun. Bununla beraber onlara (münafık ve kâfirlere) bir iyilik gelse: “- Bu Allah'dandır”, derler. Bir musibet de geldi mi: “-Bu, senin uğursuzluğundandır”, derler. (Ey Rasûlüm) de ki: “- Hepsi (iyi ve kötüyü yaratmak) Allah'tandır.” Fakat bu topluluğa ne oluyor ki, Kur'an'ı anlamağa yanaşmıyorlar.

Nerede olursanız olun, yüksek kalelerde korunsanız dahi, ölüm gelip sizi yakalar. Onlara bir iyilik gelirse: “Bu, Allah katındandır” derler. Bir musibet başlarına gelirse: “Buna sen sebep oldun” derler. Sen de ki: “Hepsi de Allah katındandır.” Bunlara ne oluyor? Söz anlamaya yanaşmıyorlar.

Nerede olursanız olunuz ölüm size ulaşır; sarp ve sağlam kalelerde olsanız bile! Kendilerine bir iyilik dokunsa “bu Allah'tan” derler; başlarına bir kötülük gelince de “bu senden” derler. “Hepsi Allah'tandır” de! Bu adamlara ne oluyor ki bir türlü laf anlamıyorlar?

Nerede olursanız, sağlam kulelerde olsanız bile ölüm size erişir, onlara bir iyilik gelecek olsa: «Bu Allahtandır» derler, bir kötülük gelince: «Bu senin yüzünden» demektedirler, onlara diyesin ki: «Hepsi de Allahtan!»; bu ulusa ne oldu? Söz anlamaz oldular

Nerede olursanız olun, sağlam yapılı kaleler içinde bulunsanız dahi ölüm size ulaşır. Onlara bir iyilik dokunursa “Bu Allah'tandır” derler. Bir kötülük dokunursa “Bu senin yüzündendir” derler. Onlara de ki: “Hepsi de Allah tarafındandır.” Böyle iken bu topluluğa ne oluyor da kendilerine bildirilen hakikati anlamaya yanaşmıyorlar? 

Bkz. 33/16, 62/8

Nerede olur iseniz olunız, ölüm sizi gelir bulur. Yüksek kal’alarda bile size vâsıl olur. Kâfirler galebe çaldılar mı bu senden geliyor diyorlar. Ânlara di ki: "Her şey Allâh’dan gelir" Bu kavim bunı niçün anlamıyor?

Nerede olursaniz olun, sağlam kaleler içinde bulunsanız bile, ölüm size yetişecektir. Onlara bir iyilik gelirse: "Bu Allah'tandır" derler, bir kötülüğe uğrarlarsa "Bu, senin tarafındandır" derler. De ki: "Hepsi Allah'tandır". Bunlara ne oluyor ki, hiçbir sözü anlamaya yanaşmıyorlar?

Nerede olursanız olun, sağlam ve tahkim edilmiş kaleler içinde bulunsanız bile ölüm size ulaşacaktır. Onlara bir iyilik gelirse, “Bu, Allah’tandır” derler. Onlara bir kötülük gelirse, “Bu, senin yüzündendir” derler. (Ey Muhammed!) De ki: “Hepsi Allah’tandır.” Bu topluma ne oluyor ki, neredeyse hiçbir sözü anlamıyorlar!

Nerede olursanız olun ölüm sizi yakalar; sarp ve sağlam kalelerde olsanız bile! Kendilerine bir iyilik dokunsa “Bu Allah’tan” derler, başlarına bir kötülük gelince de “Bu senden” derler. “Hepsi Allah’tandır” de. Ne oldu bu topluluğa ki bir türlü söyleneni anlayamıyorlar!

Nerede olursanız olun ölüm size ulaşır; sarp ve sağlam kalelerde olsanız bile! Kendilerine bir iyilik dokunsa «Bu Allah'tan» derler; başlarına bir kötülük gelince de «Bu senden» derler. «Hepsi Allah'tandır» de. Bu adamlara ne oluyor ki bir türlü laf anlamıyorlar!

Nerede olursanız olun, sağlam kalelerde bile olsanız ölüm sizi yakalar. Başlarına iyi bir şey gelse, "Bu ALLAH tarafındandır," derler. Kendilerine bir kötülük dokunsa, "Bu senin tarafındandır," derler. De ki, "Hepsi ALLAH tarafındandır." Bu topluma ne oluyor ki neredeyse hiç bir söz anlamıyorlar!

Her nerede olursanız olun ölüm size yetişir, son derece sağlam kaleler içinde de bulunsanız yine kurtulamazsınız. Onlara bir iyilik erişirse "Bu, Allahtandır" derler, bir kötülüğe uğrarlarsa, "Bu, senin yüzündendir." derler. Ey Muhammed! De ki: "Hepsi Allah'tandır." Bu topluma ne oluyor ki, hiç söz anlamaya yanaşmıyorlar?

Her nerede olsanız ölüm size yetişir eflâke ser çekmiş burclarda da olsanız; bununla beraber kendilerine bir güzellik erdimi «bu Allahdan» diyorlar, bir musıbet de değdimi «bu senden» diyorlar, de ki: hepsi Allah tarafından, fakat neye bu adamlar söz anlamağa yanaşmıyorlar

Nerede olursanız olun, yüksek kalelerde korunsanız dahi, ölüm gelip sizi yakalar. Onlara (kâfirlere) bir iyilik gelirse, “Bu, Allah tarafındandır” derler. Bir kötülük/musibet başlarına gelirse, “(Ey Muhammed!) Bu (başımıza gelenler) senin yüzündendir!” derler. (Habibim!) De ki: “Hepsi (yaratılma yönüyle) Allah tarafındandır. Bu kimselere ne oluyor ki hiçbir söz anlamaya yanaşmıyorlar.”

Nerede olursanız olun, sağlam kalelerde de olsanız, ölüm gelir sizi bulur. Onlara, bir iyilik isabet etse, “Bu Allah'tandır.” derler. Onlara, bir kötülük isabet etse, bu “senin yüzündendir.” derler. De ki: “Hepsi Allah'tandır.”¹ Bu halka ne oluyor ki söylenen hadisi² anlamaya yanaşmıyorlar!

1- Allah\ın koyduğu kuralların, yasaların sonucudur. 2 - Sözü

«Nerede olursanız olun velev tahkim edilmiş yüksek kal'alarda bulunun, ölüm size çatıb yetişir». Eğer onlara bir iyilik dokunursa: «Bu, Allah katındandır» derler. Şayet onlara bir fenalık dokunursa. «Bu, senin katından (senin yüzünden) dir» derler. De ki: «Hepsi Allah tarafındandır». Böyle iken onlara, o kavme ne oluyor ki (kendilerine söylenen) hiç bir sözü anlamıya yanaşmıyorlar?

Nerede olursanız olun, (hattâ) yüksek kalelerde bile olsanız, ölüm size yetişir. Hâlbuki onlara (yahudilere ve münâfıklara) bir iyilik gelirse: “Bu, Allah katındandır!” derler. Ama onlara bir kötülük gelirse: “Bu senin yüzündendir!” derler. (Onlara) de ki: “Hepsi Allah katındandır” Böyleyken, bu kavme ne oluyor ki, hiçbir sözü anlamaya yanaşmıyorlar!

(Şunu unutmayın) Her nerede olursanız olun, hatta sağlam kaleler içinde olsanız dahi (yazılmış ise) ölüm size ulaşır. Onlara bir iyilik isabet ederse “Bu Allah’dan” derler, birde kötülük isabet ederse (ey elçi) “Bu senden” derler. Deki “ Bunların hepsi Allah’dan.” Bu topluluğa ne oluyor ki? Kendilerine açıklanan sözü anlamaya çalışmıyorlar.

Nerede bulunursanız bulunun, isterseniz berkitilmiş burçlar içine bulunun , ölüm nasıl olsa size gelip çatacaktır. Eğer onlara bir iyilik gelecek olursa: "Allah’tan" derler, eğer onlara bir kötülük gelecek olursa: "senin yüzünden" derler. De ki : " ne gelirse Allah’tan gelir". Öyleyse ne oluyor o kimselere ki söz anlamıya yanaşmıyorlar?

Nerede bulunursanız bulunun yüce, sağlam burçlarda [⁴] bulunsanız bile ölüm size gelir, çatar. Onlara bolluk gibi bîr iyilik gelirse «bu iyilik Allah tarafındandır.[⁵]» derler. Kıtlık gibi bir kötülük gelince «bu da senin tarafındandır [⁶]» derler. Onlara de ki hepsi Allah tarafındandır. Artık bu cemaata ne oluyor da söz [⁷] anlamaz gibi oluyorlar.

[4] Kalelerdeki kuleler veya köşklerde.[5] Yaratması itibariyle.[6] «Uğursuzluğunuzdandır» diyerek Yahudiler, münafıklar sana dil uzatırlar.[7] Veya K... Devamı..

Nerede olursanız olun, velev ki sarp ve sağlam kalelerde/ burçlarda olsanız dahi, ölüm size ulaşır. Eğer onlara bir iyilik erişirse “Bu, Allah tarafındandır” derler. Eğer onlara bir kötülük erişirse “Bu senin yüzündendir” derler. De ki: “Hepsi Allah tarafındandır.” Bu topluluğa [kavm] ne oluyor ki, neredeyse hiçbir söz anlamıyorlar.

Nerede olursanız olun, sağlamlaştırılmış yüksek şatolar içinde olsanız bile, ölüm size yetişecektir. Onlara bir iyilik gelirse, “Bu Allah'tandır” derler. Bir kötülüğe uğrarlarsa, “Bu, senin tarafındandır” derler. De ki: “Hepsi Allah'tandır.” Bunlara ne oluyor da hiçbir sözü anlamaya yanaşmıyorlar?

Her nerede olursanız olun, sapasağlam kaleler içindekorunmuş bile olsanız, hattâ gökteki yıldızlara dahî çıksanız, eninde sonunda ölüm gelip sizi bulacaktır. Öyleyse, ölüm korkusuyla vazifeden kaçmanın ne anlamı var? Fakat münâfıklar, kendilerine bir iyilik ulaştığında, “Bu Allah’tandır.” diyorlar fakat başlarına bir kötülük gelince, “Bu senin uğursuzluğun yüzündendir, ey Muhammed!” diyorlar. Böylece senin şahsında İslâm’ı mahkûm etmeye çalışıyorlar. Onlara de ki: “Hayır! Bütün iyilik ve kötülükler, —her ne kadar bazılarının meydana gelmesine sizin tercih ve irâdeniz sebep olmuş ise de— hepsi Allah’ın katındandır. Yani, O’nun izni ve irâdesi iledir. Çünkü O izin vermedikçe, hiçbir şey gerçekleşmez. İyi veya kötü, var olan her şey sonuçta O’nun yaratması ve takdiri iledir. Fakat bundan yola çıkarak, ‘İyilik ve kötülük Allah’tandır yani onlara Allah sebep olmuştur’ denilemez. Zira O, kötülük yapılmasına razı değildir, dolayısıyla razı olmadığı şeyin müsebbibi de olamaz.
O hâlde, bu insanlara ne oluyor ki, söylenenleri doğru anlamaya bir türlü yanaşmıyorlar? Doğrusu şu ki:

“Nerede olursanız olun, sapasağlam burçların içinde bile olsanız, size Ölüm yetişir”.
Onlara iyilik isabet ettiğinde: -“Bu Allah katındandır” diyorlar.
Kötülük isabet ettiğinde de: -“Bu senin yüzündendir” diyorlar.
De ki: -“Hepsi Allah katındandır”.
Şu Kavm’e ne oluyor; nerdeyse söz anlamıyorlar?

Kaldı ki nerede olursanız olun ölüm sizi arar bulur. Hattâ sağlam dökme kulelerde olsanız bile. " Bu gibiler, bir iyiliğe kondular mı hemen: " bu, Allah tarafından " derler. Başlarına bir kötülük geldi mi de: " bu, senin yüzünden " derler. De ki: " hepsi Allah'tan. " Ne oluyor bu millete, nerdeyse laf anlamaz bir toplum olup çıktılar.

Unutmayın! Nerede olursanız olun sağlam ve tahkim edilmiş kaleler içinde olsanız bile eceliniz geldiyse ölüm size ulaşır. Onlara bir iyilik gelirse "Bu Allah’tandır!" derler. Onlara bir kötülük gelirse, "Bu senin yüzündendir!" derler. De ki: "Hepsi Allah’tandır!" Bu topluma ne oluyor ki neredeyse hiçbir sözü anlamıyorlar!

Nerede olursanız olun, sağlam kalelerde bile olsanız ölüm size ulaşır. Kendilerine herhangi bir iyilik gelse “Bu, Allah’tandır.” derler. Kendilerine herhangi bir kötülük geldiğinde ise “Bu, sendendir.” derler. De ki: “Hepsi Allah’tandır. Bu topluluğa ne oluyor ki neredeyse hiçbir sözü anlamıyorlar!”

Her nerede olursanız olun hatta yüksek kaleler içerisinde bile bulunursanız bulunun, ölüm sizi bulur. (Ey Muhammed!) Eğer onlara bir iyilik ulaşırsa: “Bu Allah’tandır” derler. Yok, eğer başlarına bir kötülük gelirse: “Bu senin yüzündendir.” derler. Sen de onlara: “Hayır, hepsi Allah’tandır.” de. Bu adamlara ne oluyor da kendilerine söylenen sözü, anlamaya bir türlü yanaşmıyorlar?

Nerede olursanız olun, ölüm gelip sizi bulacaktır, göğe yükselen kulelerde olsanız bile.” Onlar güzel şeylere kavuştuklarında, bazıları “Bu Allah’tandır!” derler; ama başlarına bir kötülük gelince, “Bu senin yüzündendir [ey arkadaş]!” diye feryad ederler. ⁹² De ki: “Hepsi Allah’tandır!” O halde bu insanlara ne oluyor da kendilerine bildirilen hakikati ⁹³ kavramaya yanaşmıyorlar?

92 Yani, onlar, başlarına gelen kötülüklerin kendi eylemlerinin veya önlerindeki çeşitli yollar arasında yanlış seçim yapmalarının bir sonucu olabilec... Devamı..

Her nerede olsanız ölüm sizi yakalayacaktır, sapasağlam kalelerin burçlarında olsanız bile. İşleri iyi gittiğinde: “Bu, Allah’tandır.” derler. Başlarına bir sıkıntı gelse, “Bu, senin yüzünden” derler. De ki: “Başınıza gelen her şey Allah’ın bilgisi dâhilindedir. Şunlara ne oluyor ki neredeyse Allah’ın hadisini anlamak istemiyorlar. 3/156, 36/13...27

Nerede olursanız olun, ölüm gelip sizi bulur; yıldızlara yükselmiş[⁸¹⁰] bile olsanız.” Başlarına güzel bir şey gelse “Bu Allah katındandır!” derler; fakat başlarına bir musibet gelse, “(Ey Muhammed! Bu senin yüzünden başımıza geldi!” derler. De ki: “Hepsi Allah’tandır!” Fakat şu topluluğa da ne oluyor; sanki hiçbir sözü anlamıyor!

[810] Veya ‘burjuvazi’ isminin de kaynağı olan: “heybetli burçlarda” (Krş: 22:45). Tercihimiz ölümlülük yasasının gücünü daha iyi yansıtmaktadır (Krş:... Devamı..

Nerede olursanız olun, sağlam kaleler içinde dahi olsanız ölüm size ulaşır. (Ey Muhammed, o münafıklara) Bir iyilik dokunacak olsa "Bu Allah'tandır" derler. Bir kötülük eriştiğinde ise, "Bu senin yüzündendir" diye seni kınarlar. De ki: "Hepsi de Allah katındandır" O adamlara ne oluyor ki, (bu kadar uyarılara rağmen) söz anlamaya (gönülden iman etmeye) yanaşmıyorlar.

Nerede olursanız olun, sağlam ve tahkim edilmiş kaleler içinde bulunsanız bile ölüm size ulaşacaktır. Onlara bir iyilik gelirse, "Bu, Allah’tandır" derler. Onlara bir kötülük gelirse, "Bu, senin yüzündendir" derler. (Ey Muhammed!) De ki: "Hepsi Allah’tandır. " Bu topluma ne oluyor ki, neredeyse hiçbir sözü anlamıyorlar!

Her nerede olsanız, size ölüm yetişir, velev ki, tahkim edilmiş yüksek kuleler içinde bulunmuş olunuz. Ve eğer onlara bir güzellik dokunursa derler ki: «Bu Allah Teâlâ tarafındandır. Ve eğer onlara bir kötülük isabet ederse, bu senin tarafındandır derler.» De ki: «Hepsi de Allah Teâlâ tarafındandır. Artık o tâifeye ne oluyor ki, söz anlamaya yanaşmıyorlar.»

“Nerede bulunursanız bulunun: Sağlam, yüksek kulelerde, (hatta eflâke ser çeken) gökteki yıldız burçlarında bile olsanız, ölüm mutlaka size yetişir. ”Onlara bir iyilik ulaşınca “Bu, Allah'tandır” derler. Bir fenalık gelince “Bu, senin yüzündendir” derler. De ki: “Hepsi de Allah tarafındandır. ” Fakat bu adamlara ne oluyor da, söz anlamaya bir türlü yanaşmıyorlar? [55, 26; 3, 185; 21, 34; 7, 131]

Yaratma bakımından hem iyilik, hem fenalık hem hayır, hem şer Allah’tandır. Fakat şerre sebebiyet veren, dâvet eden insan olması itibariyle şer insana... Devamı..

Nerede olsanız, sağlam kaleler içinde de bulunsanız yine ölüm sizi bulur. Onlara bir iyilik erişirse: "Bu, Allah tarafındandır" derler. Onlara bir kötülük erişirse: "Bu, senin yüzündendir" derler. De ki: "Hepsi Allah tarafındandır". Bu topluma ne oluyor ki hemen hiç söz anlamıyorlar?

Nerede olur iseniz olunuz velev ki yüksek ve metîn bir kal'a ve hisârlarda bile olsanız size ölüm irişir. Eğer onlara (yahûdîlere ve münâfıklara) bir eyilik irişse (bolluk, ucuzluk, refâh gibi) "Bu Allâh'dandır" dirler. Eğer (kaht u gılâ gibi) bir fenâlık gelse "Bu sendendir" (senin uğursuzluğundandır) dirler [¹] Onlara söyle ki: Her şey gibi bunların cümlesi de Allâh tarafındandır. Ne oldı bunlara ki sözi anlamaz oldılar.

[1] Rasûl 'aleyhisselâmın hicretle Medîne'ye geldikleri sene Medîne'de bahâlılık hâsıl oldığından yahûdîler ve münâfıklar bunı Rasûlullah ile ashâbını... Devamı..

Nerede olursanız olun, ölüm sizi yakalayacaktır; isterse sağlam kaleler içinde olun. Onlara bir iyilik gelse "Bu Allah'tandır[1]" derler. Bir kötülük gelse "Bu da sendendir" derler. De ki "Herşey Allah’tandır.” Bu topluluğa ne oluyor ki hiçbir sözü anlamaya yanaşmıyorlar[2]?

[1] Bakara 2/216- Savaş size farz kılındı. O size itici gelir. Size itici gelen bir şey sizin için hayırlı olabilir. Hoşunuza giden bir şey de sizin i... Devamı..

Her nerede olsanız ölüm size yetişir, isterseniz sapasağlam şatolarda olun. Onlara bir iyilik dokunsa: - Bu, Allah'tandır, derler. Onlara bir kötülük dokunsa - Bu, sendendir, derler. De ki: - Hepsi Allah'tandır. Bu topluluğa ne oluyor ki neredeyse hiç söz anlamıyorlar?

Nerede olsanız ölüm size yetişir—isterseniz yüksek kulelerde veya semânın burçlarında olun! Onlara bir iyilik eriştiği zaman, “Bu Allah katından” derler. Başlarına bir kötülük geldiğinde ise, “Bu sendendir” deyiverirler. De ki: Hepsi Allah katındandır. Bunlara da ne oluyor ki sözden anlamıyorlar?

Nerede olursanız olun ölüm sizi yakalayacaktır. titizlikle korunan muhteşem kulelerde olsanız bile. Onlara bir iyilik isabet ettiğinde, "Bu, Allah katındandır!" derler. Ama kendilerine bir kötülük dokunduğunda, "Bu senin yüzündendir." derler. De ki: "Hepsi, Allah katındandır." Şu topluluğa ne oluyor ki, neredeyse hiçbir sözü anlamıyorlar!

ķanda kim olasız, ire size yā bula ölüm; daħı eger olduñuz-ise burçlar içinde kirec-ile yapılmış daħı eger ire anlara ya'nį münafıķlara eylük eyideler uşbu Tañrı ķatındandur [45a] daħı eger ire anlara yavuz iş eyideler uşbu senüñ ķatundandur. eyit: “dükeli Tañrı ķatındandur. pes nedür uşbu ķavmun yaķın olmazlar kim añlayalar sözi.

Her ḳanda olsañuz ölüm yitişür size, muḥkem yapılmış yüçeḳal‘alarda olsañuz daḫı. Eger anlara yaḫşılıḳ yitişse eydürler: Bu Allāhdandurdirler ve eger anlara zaḥmet yitişse eydürler: Bu sendendür dirler. Eyit:Barçası Tañrıdandur. Ne oldı uşbu ḳavme ki sözi fehm eylemek bilmezler?

Harada olursunuz olun, hətta uca (möhkəm) qalalar içərisində olsanız belə, ölüm sizi haqlayacaq. (Ya Rəlulum!) Onlara (yəhudilərə və münafiqlərə) bir xeyir yetişdikdə: “Bu Allahdandır!” – deyərlər, bir pislik üz verdikdə isə: “Bu səndəndir!” – söyləyərlər. (Onlara) de: “Hamısı Allahdandır”. Bu camaata nə olub ki, az qala söz də anlamır!

Wheresoever ye may be, death will overtake you, even though ye were in lofty towers. Yet if a happy thing befalleth them they say: This is from Allah; and if an evil thing befalleth them they say: This is of thy doing (O Muhammad). Say (unto them): All is from Allah. What is amiss with these people that they come not nigh to understand a happening?

"Wherever ye are, death will find you out, even if ye are in towers built up strong and high!" If some good befalls them, they say, "This is from Allah.; but if evil, they say, "This is from thee" (O Prophet).(597) Say: "All things are from Allah." But what hath come to these people, that they fail to understand a single fact?

597 The Hypocrites were inconsistent, and in this reflect unregenerate mankind. If a disaster happens, due to their own folly, they blame somebody el... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.