27 Nisan 2024 - 18 Şevval 1445 Cumartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Nûr Suresi 12. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Levlâ iż semi’tumûhu zanne-lmu/minûne velmu/minâtu bi-enfusihim ḣayran ve kâlû hâżâ ifkun mubîn(un)

Bunu duydukları zaman inanan erkeklerle kadınlar, kendilerine nasıl hüsnü zanda bulunuyorlarsa öylece hüsnü zanda bulunsalardı da bu, apaçık bir iftira deselerdi.

Ne olurdu, onu (masum bir kadın ve erkeğe iftira suçunu) işittikleri zaman, erkek mü’minler ile kadın mü’minlerin kendi nefisleri (vicdanları) adına hayırlı bir zanda bulunup: "Bu, açıkça uydurulmuş iftira ve yalandır" deselerdi ya!.. (Böyle davranmaları gerekmez miydi?)

Böyle bir söylenti işittiğiniz zaman, siz mü'min erkekler ve mü'min kadınların birbirleri hakkında iyi zan besleyip, “Bu düpedüz bir iftiradır” demeleri gerekmezmiydi?

Bu iftirayı işittiğinizde, erkek ve kadın mü'minlerin birbirleriyle ilgili hayırlı düşüncelerde, hüsn-ü zanlarda bulunarak:
“Bu apaçık bir iftiradır” demeleri gerekmez miydi?”

Onu duyduğunuzda mü'min erkeklerle mü'min kadınların kendileri hakkında hayır düşünmeleri [1] ve: "Bu apaçık bir iftiradır" demeleri gerekmez miydi?

1.Yani birbirleri hakkında iyi zanda bulunmaları

Onu işittiğiniz zaman, erkek mü'minler ile kadın mü'minlerin kendi nefisleri adına hayırlı bir zanda bulunup: 'Bu, açıkca uydurulmuş iftira bir sözdür' demeleri gerekmez miydi?

Keşke, onu (Hz. Aişe'ye iftirayı) işittiğiniz zaman, erkek ve kadın müminler, kendi kardeşlerine iyi bir zanda bulunub da: “- Bu apaçık bir iftiradır.” deselerdi.

Bu hadiseyi işittiğiniz zaman, mümin erkek ve mümine kadınlar, kendilerinden iyilik düşünüp de, neden “bu apaçık bir iftiradır” demediler?

İftirayı duyduğunuzda, inanan erkek ve kadınlar kendi kendilerine iyi zanda bulunup da, “Bu, apaçık bir iftiradır” demeleri gerekmez miydi?

Erkek, kadın, inanlı bulunanlar bunu işitince —kendileriyçin— hayır ölçümleyerek: «Bu açık bir yalandır» deselerdi ya!

(Siz ey inananlar!) Bu iftirayı işittiğiniz zaman, mü'min erkekler ve mü'min kadınlar olarak birbiriniz hakkında iyi zan besleyip: “Bu apaçık bir iftiradan başka bir şey değildir” demeniz gerekmez miydi?

Bu ayet, Müslümanların asla vurdumduymaz olamayacağını, araştırma yapmadan her söylenene inanmayacağını, dedikodulara kendilerini kaptırarak sorumsuz ... Devamı..

Bu iftirâyı işiden mü’min ve mü’mineler derûnlarında hüsn-ü zanda bulunmadılar mı? Bu âşikâr bir yalandır dimediler mi?

Onu işittiğiniz zaman, erkek kadın müminlerin, kendiliklerinden hüsnü zanda bulunup da: "Bu apaçık bir iftiradır" demeleri gerekmez miydi?

Bu iftirayı işittiğiniz zaman, iman eden erkek ve kadınlar, kendi (din kardeş)leri hakkında iyi zan besleyip de, “Bu, apaçık bir iftiradır” deselerdi ya!

Bunu işittiğiniz zaman mümin erkekler ve kadınların birbiri hakkında hüsn-i zan beslemeleri ve “Bu apaçık bir iftiradır” demeleri gerekmez miydi?

Bu iftirayı işittiğinizde erkek ve kadın müminlerin, kendi vicdanları ile hüsnüzanda bulunup da: «Bu, apaçık bir iftiradır» demeleri gerekmez miydi?

Onu işittiğinizde, siz inanan erkek ve kadınların birbiriniz hakkında olumlu düşüncelere sahip olarak, "Bu, açıkça büyük bir yalandır," demeleri gerekmez miydi?

Erkek ve kadın müminlerin, bu iftirayı işittiklerinde kendi vicdanları ile hüsnü zanda bulunup da, "bu apaçık bir iftiradır" demeleri gerekmez miydi?

Ne vardı onu işittiğiniz vakıt erkek ve kadın mü'minler kendi kendilerine husni zann etselerdi de bu açık bir ifktir deselerdi ya

(Siz ey inananlar!) Bu iftirayı işittiğiniz zaman, mü’min erkekler ve mü’min kadınlar olarak, birbiriniz hakkında iyi zan besleyip, “Bu apaçık bir iftiradan başka bir şey değildir!” demeniz gerekmez miydi?

Mü'min erkeklerin ve Mü'min kadınların onu işittikleri zaman, iyi zan¹ ile “Bu apaçık iftiradır.” demeleri gerekmez miydi?

1- İyi niyet göstererek.

Onu işitdiğîniz vakit erkek mü'minlerle kadın mü'minlerin, kendi vicdanları (önünde), iyi bir zanda bulunub da «Bu, apaçık bir iftiradır» demeleri (lâzım) değil miydi?

Onu işittiğiniz zaman, gerek erkek mü'minlerin ve gerekse kadın mü'minlerin, kendi vicdanlarıyla hüsn-i zanda bulunarak: “(Böyle bir şey olamaz!) Bu apaçık bir iftirâdır!” demeleri gerekmez miydi?

Bu iftirayı işittiğinizde, inanan erkekler ve inanan kadınlar kendi içlerinde bu haberi hayra yormalı ve bu açıkça bir uydurma (iftira) demeleri gerekmez miydi?

Erkek, kadın inanan herkes bu yalanı işitir işitmez kendilerinden olanlar için iyilik düşünüp de: "Bu, açıktan açığa yalandır" demeli değilmiydiler?

Bu iftirayı işittiğiniz zaman iman eden erkekler ve kadınlar kendi ehl-i beytleri hakkında hüsn-ü zanda bulunarak bu, apaçık bir iftiradır demeliydi.

Ne olurdu, onu duyduğunuz zaman erkek ve kadın mü’minler, birbirleri [enfusihim] hakkında iyi zan besleyip; “Bu apaçık bir iftiradır” deselerdi.

Onu işittiğiniz zaman, erkek müminler ile kadın müminlerin birbiriniz hakkında hayırlı bir zanda bulunup, “Bu, açıkça uydurulmuş iftira bir sözdür” demeleri gerekmez miydi?

Peki, hiçbir delile dayanmayan bu söylentinin sağda solda konuşulduğunu işittiğiniz zaman siz inanan erkek ve kadınların, Hz. Aişe gibi tertemiz bir insana karşı kalplerinde güzel düşünceler beslemeleri ve “Bu düpedüz bir iftiradır!” demeleri gerekmez miydi? Çünkü suçu ispatlanmadıkça, bütün insanlar masum kabul edilmelidir.

Onu işittiğinizde, erkek Müminler ve kadın Müminler kendi nefisleriyle ilgili hayırlı bilselerdi ya!
“Bu açıkça bir iftiradır” deselerdi ya!

Sizler bu olayı duyduğunuzda keşke bay ve bayan Müslümanlar bunu hayra yorup: " belli ki bu bir iftira" demiş olsalardı!

İftirayı işittiğiniz zaman iman eden erkekler ve iman eden kadınlar olarak; Mümin kardeşleriniz hakkında iyi zanlar besleyip, “Bu apaçık bir iftiradır!” demeleri gerekmez miydi?

Bunu (iftirayı) duyduğunuzda erkek ve kadın müminlerin, kendi vicdanları ile olumlu zanda bulunup da “Bu, apaçık bir iftiradır!” demeleri gerekmez miydi!

O (iftirayı) işittiğiniz zaman, mü’min erkekler ve kadınların kendi aralarında hayırlı bir zanda bulunup: “Bu, apaçık bir iftiradır” demeleri gerekmez miydi?

Böyle bir [söylenti] işittiğiniz zaman, ¹⁵ (siz) inanan erkek ve kadınların, birbirleri hakkında iyi zan besleyip de, “Bu düpedüz bir iftiradır” demeleri gerekmez miydi?

15 Lafzen, “onu (haksız isnadı/söylentiyi) işittiğiniz zaman.” Burada “siz” zamiri bütün bir cemaati ifade etmektedir.

Oysa siz bu iftirayı işittiğiniz zaman, mümin erkek ve mümin kadınlar olarak birbiriniz hakkında hüsnü zanda bulunup “Bu, apaçık bir iftiradır” demeniz gerekmez miydi? 33/58, 49/6, 104 hümeze suresi

Bu (iftirayı) işittiğinizde, mü’min erkekler ve kadınların birbirleri hakkında[²⁹⁸⁴] iyi zanda bulunup da, “Bu düpedüz bir iftiradır” demeleri gerekmez miydi?[²⁹⁸⁵]

[2984] Bi-enfusihim, bu tür bir bağlamda (Krş: 24:61; 49:11) “birbirleri hakkında” anlamına gelir (Bkz: Râzî; ayrıca krş: Âyet 61, not 103). [2985]... Devamı..

O yalan haberi işiten mümin erkeklerle, mümin kadınların, iyi zanda bulunup derhal, "Bu apaçık bir iftiradır" demeleri gerekmez miydi?

Onu işittiğiniz zaman iman eden erkek ve kadınların, kendiliklerinden güzel zanda bulunup: "Bu, apaçık bir iftiradır" demeleri gerekmez miydi?

Onu işittikleri zaman mü'minler ile mü'mineler kendi vicdanlarında hayırlı bir zanda bulunarak, «Bu bir apaçık iftiradır,» demeli değil mi idiler?

Siz ey müminler, bu dedikoduyu daha işitir işitmez, mümin erkekler ve mümin kadınlar olarak birbiriniz hakkında iyi zan besleyip: “Hâşa, bu besbelli bir iftiradan başka bir şey değildir! ” demeniz gerekmez miydi?

Kur’ân, böylesi durumlarda müminlerin, birbirlerine sahip çıkmalarını, hüsnüzannın esas olduğunu etkili bir üslupla istemektedir. Asr-ı saadette bunun... Devamı..

Onu işittiğiniz zaman inanan erkek ve kadınların, kendiliklerinden güzel zanda bulunup: "Bu, apaçık bir iftiradır" demeleri gerekmez miydi?

(İftirâyı) işitdikleri zamân erkek ve kadın mü'minler, kendi nefislerine hayırlı olacağını bilerek neden "Bu âşikâr bir iftirâdır" dimediler?

Suçlamayı duyduğunuzda müslüman erkekler ile müslüman kadınların birbirleri için iyi niyet göstererek “Bu, apaçık bir iftiradır” demeleri gerekmez miydi?

Onu işittiğiniz zaman, mümin erkek ve mümin kadınların kendilerince iyi niyette bulunup “Bu, apaçık bir iftiradır” demeleri gerekmez miydi?

Onu işittiğinizde, mü'min erkekler ve mü'min kadınların birbirleri hakkında iyi şeyler düşünerek “Hâşâ, bu düpedüz iftiradır” demeleri gerekmez miydi?

Onu işittiğinizde, erkek ve kadın müminlerin birbirleri için iyi zanda bulunup "Bu apaçık bir iftiradır" demeleri gerekmez miydi?"

nişe ol vaķt kim işiddüñüz anı gümān iltdi mü’minler daħı įmān getürmiş 'avratlar gendüzilerine ya'nį dįnler ehline ħayr daħı eyitmediler işbu yalandur bellü

Niçün anı işitgende ẓan eylemedi mü’min erler ve mü’min ‘avratlar nefsle‐rinde ḫayr ve eyitmediler ki uşbu ulu bühtāndur?

Məgər o yalan sözü eşitdiyiniz zaman mö’min kişilər və qadınlar öz ürəklərində (özləri haqqında yaxşı fikirdə olduqları kimi, dostlarının da əhli-əyalı barəsində) yaxşı fikirdə olub: “Bu, açıq-aydın bir böhtandır!” – deməli deyildilərmi?

Why did not the believers, men and women, when ye heard it, think good of their own folk; and say: It is a manifest untruth?

Why did not the believers - men and women(2965) - when ye heard of the affair,- put the best construction on it in their own minds and say, "This (charge) is an obvious lie" ?

2965 Both men and women were involved in spreading the scandal. Their obvious duty was to put the best, not the worst, construction on the acts of one... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.