19 Nisan 2024 - 10 Şevval 1445 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Hac Suresi 10. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Żâlike bimâ kaddemet yedâke veenna(A)llâhe leyse bizallâmin lil’abîd(i)

Bu da senin, kendi ellerinle kendine hazırladığın şeydir ve şüphe yok ki Allah, alabildiğine zulmetmez kullarına.

"(Ey insan!) İşte bu (ahiret azabı) iki elinle yapıp (önden) gönderdiklerindir." Zira Allah kullarına asla haksızlık edici değildir (diyeceğiz.)

Ve ona o gün: “Bu senin kendi elinle önceden kazandığın şey. Çünkü Allah kullarına, asla en küçük bir haksızlık yapmaz!” denecek.

Onlara:
“Bunlar sizin dünyada, bizzat ellerinizle kazandığınız günahlar sebebiyledir” denir. Şüphesiz Allah kullarına zâlimce davranmaz.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 44/47-50.

"Bu senin kendi ellerinle işlediğinin karşılığıdır. Yoksa Allah, kullarına haksızlık etmez."

(Ey insan) Bu, senin ellerinin önden takdim ettikleridir. Şüphesiz Allah, kullar için zulmedici değildir.

(Kıyamet gününde ona şöyle denecektir): Bu perişanlık ve azab, iki elinin kazandığı günahlar sebebiyledir. Muhakkak ki Allah, kullara zulümkar değildir (günahları olmadan onları cezalandırmaz).

Ona: “İşte bu, kendi ellerinle yaptıklarının cezasıdır. Ve hiç şüphesiz Allah, kullarına zulmedici değildir” (denilir.)

İşte bu, önceden yapıp ettikleri yüzündendir. Elbette Allah, kullarına haksızlık edici değildir.

«Bu senin ellerinle kazandığındır, Allah kullarına zulmeder değil»

(Kıyamet günü ona şöyle denir:) “Bu senin kendi elinle önceden hazırladığın şeydir. Çünkü Allah kullarına asla en küçük bir haksızlık yapmaz (suçsuz yere onları cezalandırmaz).”

Buna kendi elleri ile yapdıkları işler içün müstehak olacaklardır. Zîrâ Allâh ’ibâdına zulüm itmez.

Ona: "Bunlar senin yaptıklarından ötürüdür" denir, yoksa Allah, kullarına karşı hiç de zalim değildir.*

(Ona), “İşte bu kendi ellerinin önceden işledikleri yüzündendir. Allah, kesinlikle kullara zulmedici değildir” (denir.)

(Ona şöyle denilecek:) “Bu, senin kendi ellerinle önceden yapıp ettiklerinden dolayıdır! Yoksa Allah kullarına asla zulmetmez.”

İşte bu, önceden yapıp ettiklerin yüzündendir (denilir). Elbette Allah kullarına haksızlık edici değildir.

"Bu, ellerinin senin için yapıp öne sürdüğü işlerden ötürüdür." ALLAH kullara zulmedici değildir

Ona "Bunlar, senin ellerinle kazandığın günahlar sebebiyledir" denir. Şüphesiz Allah kullarına zulmeden değildir.

Bu, diye: senin iki elinin takdim ettiği ve Allahın kullarına zulümkâr olmadığı içindir

(Hesap gününde ona şöyle buyuracağız:) “İşte bu (âhiret azabı, dünya hayatında iken) kendi ellerinle (cüz’î irâdenle) yaptıklarının (günahlarının) karşılığıdır. Şüphesiz Allah, kullarına asla zulmetmez.”

İşte bu kendi tercihinle yaptığın şeylerden dolayıdır. Kuşkusuz Allah, kullarına haksızlık edici değildir.

Bunun sebebi iki elinin öne sürdüğü şeylerdir ve çünkü Allah, şübhesiz, kulları hakkında zulümkâr değildir.

(O zaman ona şöyle denilir:) “Bu, senin ellerinin takdîm ettiği (senin işlediğingünahlar) yüzündendir.”(2) Şübhesiz ki Allah, kullarına zulümkâr değildir.

(2)“Şeriatta denilmiştir ki: ‘Cehennem cezâ-yı ameldir (amelin karşılığıdır), fakat Cennet fazl-ı İlâhî(Allah’ın lütfu) iledir.’ Bunun sırr-ı hikmeti ... Devamı..

Bu ceza kendi ellerinle kazandığının karşılığıdır. Allah asla kuluna haksızlık yapan değildir.

" İşte bu senin ellerinle işlediklerinin karşılığıdır. Yoksa Allah kullarına karşı hiç de kıyıcı olmamıştır." denilecektir.

«— İşte bu, ellerinle kazandıkları şeylerin cezasıdır. Allah kulları hakkında zulümkâr değildir» denecek.

(Ey insan!) İşte bu senin kendi ellerinle yapıp önceden gönderdiklerin yüzündendir. Muhakkak ki Allah, kullarına asla zulmedici değildir.

(Ey insan!) Bu, senin ellerinin önden takdim ettikleridir. Şüphesiz Allah, kullar için zulmedici değildir.

O Gün ona, “Bu ceza, kendi ellerinle yaptığın zulüm ve haksızlıkların karşılığıdır!” diyeceğiz, “Çünkü Allah, kullarına asla zulmetmez! Dolayısıyla, hiç kimseyi işlemediği bir suçtan ötürü cezalandırmaz.

İşte bu, senin iki elinin takdim ettikleri sebebiyledir.
Yoksa Allah, Kullar’a zulmedici değildir.

" bu ceza vaktiyle işlediklerin yüzünden, yoksa Allah, kuluna zulmetmez. " diyeceğiz...

Onlara denilir ki; "İnkâr edenlere verilen ceza dünya hayatında yaptıkları yüzündendir. Allah kesinlikle insanlara zulmedici değildir. Allah hiçbir zaman insanları uyarmadığı ve yapmadığı şeylerden sorumlu tutmaz."

(Onlara): “İşte bu, ellerini(zi)n öne sunduğu şeyler yüzündendir.” (denecektir). Elbette Allah kullara asla haksızlık edici değildir. [*]

Benzer mesajlar: Âl-i İmrân 3:182; Enfâl 8:51.

(Âhirette böylelerine): “İşte bu (azap,) senin ellerinle kazandığın günâhlar sebebiyledir. Çünkü Allah, kesinlikle kullara zulmedici değildir.” (denilir.)

[Ve ona] (o Gün:) “bu senin kendi elinle önceden kazandığın şey; çünkü Allah kullarına asla en küçük bir haksızlık yapmaz!” [denecek].

Ve işte bu işlediğin suçların bir karşılığıdır. Yoksa Allah’ın kullarına haksızlık edip zulmetme ihtimali yoktur. 3/108- 117, 10/44, 18/49, 41/46

“İşte bu senin kendi ellerinde takdim ettiklerindir; unutma ki Allah’ın kullarına zulmetme ihtimali asla bulunmamaktadır!”[²⁸⁰⁴]

[2804] Çevrimizin gerekçesi, nefyin haberinin bâ ile gelmesidir. Bu, öznenin bahis konusu işi yapma imkân ve/veya ihtimalinin bulunmayışına delâlet ed... Devamı..

Ona: "Bunlar (çektiğin bu azaplar) senin (dünyadayken) işlemiş olduğun kötü amellerinin karşılığıdır" diye nida olunur. Şüphe yok ki Allah, kullarına zulmedici değildir.

(Ona), "İşte bu, senin ellerinin yapıp öne sürdüğü işler yüzündendir. Allâh kullara zulmedici değildir!"

(Denilir ki) «Bu (azab) senin iki elinin evvelce yaptığından dolayıdır. Ve şüphe yok ki, Allah kulları için hiçbir zulmeden değildir.»

O vakit kendisine: “İşte bu, dünyada işlediklerinin cezasıdır. Yoksa Allah kullarına en ufak bir haksızlık bile yapmaz. ” denilir. [44, 47-50]

(Ey insan), "İşte bu, senin ellerinin yapıp öne sürdüğü işler yüzündendir. Allah kullara zulmedici değildir!"

"İşbu 'azâb, cezâ-yı 'amelindir. Tahkîk Allâh kullarına zulüm idici olmadı" dinilür.

(Onlara denecek ki) “İşte bu senin ellerinle yaptığının karşılığıdır. Yoksa Allah kullarına karşı yanlış yapmaz.”

-Bunlar, senin elinle yaptığının karşılığıdır. Yoksa Allah, kullarına karşı asla zulmedici değildir.

İşte bu senin elinle hazırladığın şeydir. Yoksa Allah kullarına asla haksızlık etmez.

"Al, işte bu, iki elinin önden gönderdiğidir. Şu bir gerçek ki, Allah, kullara asla zulmedici değildir."

şol anuñ içündür kim ilerü duttı iki elüñ daħı bayıķ Tañrı degül žulm eyleyici [176a] ķullara.

Ol rüsvāylıḳ ve ‘aẕāb kesb eyledü[gü]ñ küfr ve ma‘ṣiyet sebebi biledür.Tañrı Ta‘ālā ẓulm idici degüldür ḳullarına.

(O zaman ona belə deyiləcək:) “Bu, (dünyada) öz əllərinlə etdiyin günahların cəzasıdır, yoxsa Allah bəndələrinə əsla zülm edən deyildir!”

(And unto him it will be said): This is for that which thy two hands have sent before, and because Allah is no oppressor of His slaves.

(It will be said): "This is because of the deeds which thy hands sent forth, for verily Allah is not unjust to His servants.(2781)

2781 'What you suffer is the consequence of your own sinful deeds; Allah is just; He is not unjust in the least to any of His creatures'. (R).


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.