20 Nisan 2024 - 11 Şevval 1445 Cumartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Bakara Suresi 191. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Vaktulûhum hayśu śekiftumûhum veaḣricûhum min hayśu aḣracûkum(c) velfitnetu eşeddu mine-lkatl(i)(c) velâ tukâtilûhum ‘inde-lmescidi-lharâmi hattâ yukâtilûkum fîh(i)(k) fe-in kâtelûkum fektulûhum keżâlike cezâu-lkâfirîn(e)

Onları Nerede yakalarsanız öldürün. Sizi yurdunuzdan çıkardıkları gibi siz de onları yurtlarından çıkarın. Fitne, adam öldürmeden beterdir. Yalnız onlar, Mescidi Haram yanında sizinle savaşa kalkışmazlarsa siz de onlarla Mescidi Haram yanında savaşmayın. Ama onlar, sizi orada öldürmeye kalkışırlarsa öldürün onları. Budur kafirlerin cezası işte.

(Size düşmanlık yapanları, birlik ve dirliğinizi bozmaya çalışanları, saldırıya ve isyana kalkışanları) Onları bulduğunuz yerde öldürün ve sizi (yurdunuzdan, huzur ve hürriyet ortamınızdan) çıkardıkları gibi siz de onları (etkili ve yetkili konumdan ve işgal ettikleri makam ve topraklardan) çıkarın! (Çünkü;) Fitne, katl’den eşeddir! (Yani zalimlere ve hainlere fitne ve fesatlık imkânı ve iktidarı vermek, hayırlı bir hizmet ve hareketi bölmek ve engellemek "Katl"den-öldürmek için savaşmaktan daha şiddetli-tehlikeli sonuçlar doğuracaktır!..) Ancak, hatta ki onlar, size karşı savaş açmadıkça, siz Mescid-i Haram yanında onlarla savaşmayın. (Ama) Sizinle savaşırlarsa, siz de onlarla savaşın. Kâfirlerin cezası işte böyledir.

Size karşı savaşanları, karşılaştığınız her yerde öldürün ve sizi sürdükleri yerden, siz de onları sürüp çıkarın. Mü'minleri dinlerinden döndürmek için yapılan baskı, kavga, zulüm ve bozgunculuk yani şirk düzeni öldürmekten daha kötüdür. Onlar size karşı savaş açmadıkça, Mescidi Haram civarında onlarla savaşmayın, ama sizinle savaşırlarsa onları öldürün. Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenlerin cezası böyledir.

Onları, size savaş açanları, size düşmanca davrananları yakaladığınız yerde öldürün. Sizi hicrete mecbur ettikleri yerden, Mekke'den siz de onları çıkarıp sürün. Temel hak ve hürriyetlere yapılan tecavüz, baskı, zulüm ve işkence, fitne, cinayetten ve savaştan daha ağır sorumluluğu gerektirir.
Mescid-i Haram civarında, onlar size saldırmadıkça, düşmanca davranmadıkça siz onlarla savaşmayın. Onlar sizinle savaşırlar, düşmanca davranırlar, sizi öldürmeye kastederlerse, onları öldürün. İşte kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlerin, kâfirlerin cezası böyledir.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 48/24.

Onları bulduğunuz yerde öldürün ve kendilerini sizi çıkardıkları yerden çıkarın. Fitne öldürmekten daha kötüdür. Orada sizinle savaşmadıkları sürece onlarla Mescidi Haram etrafında savaşmayın. Eğer savaşırlarsa o zaman onları öldürün. Kâfirlerin cezası işte böyledir.

Onları, bulduğunuz yerde öldürün ve sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Fitne, öldürmekten beterdir. Onlar, size karşı savaşıncaya kadar siz, Mescid-i Haram yanında onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa siz de onlarla savaşın. Kafirlerin cezası işte böyledir.

O kâfirleri nerede bulursanız öldürün, onlar sizi Mekke'den çıkardıkları gibi, siz de onları oradan çıkarın. Onların şirk (Allah'a ortak koşma) fitneleri, katilden daha kötüdür. Onlar, Mescid-i Harâm'da sizinle döğüşmedikçe, siz de orada kendileriyle savaşmayın. Fakat, orada sizi öldürürlerse, siz de onları öldürün; kâfirlerin cezası böyledir.

(Sizi öldürenleri) nerde yakalarsanız öldürün. Onlar sizi memleketlerinizden çıkardıkları gibi, siz de onları çıkartın. Çünkü bozgunculuk, öldürmekten daha kötüdür. Mescid-ül Haram’da (Kâbe’de) onlarla dövüşmeyin ki, onlar da sizinle dövüşmesinler. Eğer orada sizinle dövüşürlerse, siz de onlarla dövüşün. Kâfirlerin cezası böyle olur.

Sizi öldürmeye teşebbüs edenleri karşılaştığınız her yerde öldürünüz ve sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkartınız; zaten zulüm ve baskı, öldürmekten daha kötüdür. Onlar size savaş açmadıkça Mescid-i Harâm civarında onlarla savaşmayınız, ama eğer sizinle savaşırlarsa onları öldürünüz; kâfirlerin cezası budur.[34]

[34] Fitne kavramı hakkında geniş bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, II, 484-488; XIX, 211-212.

Onları nerede yakalarsanız, öldüresiniz, sizleri nereden çıkardılarsa, siz de çıkarın, fitne öldürmekten daha kötüdür, onlar sizinle çarpışmadıkça, Kâbede onlarla çarpışmayınız, sizi öldürürlerse, siz de öldürün, işte budur kâfirlerin cezası

O (size savaş açarak öldürmeye kalka)nları yakaladığınız yerde öldürün. Sizi çıkardıkları yerden (Mekke'den) siz de onları çıkarın. Zulüm ve baskı, adam öldürmekten daha ağırdır. Ama onlar size savaş açmadıkça, Mescid-i Haram civarında onlarla savaşmayın. (Eğer) sizi öldürmeye kalkarlarsa siz de onları öldürün. İşte kâfirlerin (yaptığının) cezası budur.

Bkz. 9/5, 33/61, 47/4“Onları yakaladığınız yerde öldürün…” emri, savaş ortamı içindir. Bir önceki emir açısından bakıldığında; “Allah yolunda” yapılan... Devamı..

Nerede bulunur iseniz ânları (kâfirleri) öldürünüz. Sizi nereden çıkarırlar ise siz de ânları oradan tard idiniz. Fitne ve fesâd katlden daha fenâdır. Ânlar size hücûm itmedikce Mescid-i Harâm civârında muhârebe itmeyiniz, fakat size hücûm iderler ise ânları katl idiniz. Kâfirlerin cezâsı budur.

Onları bulduğunuz yerde öldürün. Sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Fitne çıkarmak, adam öldürmekten daha kötüdür. Mescidi Haram'ın yanında, onlar savaşmadıkça siz de onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa onları öldürün. İnkar edenlerin cezası böyledir.

Onları nerede yakalarsanız öldürün. Sizi çıkardıkları yerden (Mekke’den) siz de onları çıkarın. Zulüm ve baskı, adam öldürmekten daha ağırdır. Yalnız, Mescid-i Haram yanında, onlar sizinle savaşmadıkça, siz de onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa (siz de onlarla savaşın) onları öldürün. Kâfirlerin cezası böyledir.

“Aşırı gitmeyin” ifadesiyle, mecbur kalmadıkça savaşa girilmemesi, savaş kaçınılmaz hâle gelince de savaşta çocuklara, kadınlara, yaşlılara ve savaşla... Devamı..

Onları yakaladığınız yerde öldürün; sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Fitne öldürmekten daha kötüdür. Mescid-i Harâm civarında onlar sizinle savaşmadıkça siz de orada onlarla savaşmayın. Şayet sizinle savaşmaya kalkışırlarsa o zaman onları öldürün. İşte kâfirlerin cezası böyledir!

Onları (size karşı savaşanları) yakaladığınız yerde öldürün. Sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Fitne, adam öldürmekten daha kötüdür. Mescid-i Haram'da onlar sizinle savaşmadıkça, siz de onlarla savaşmayın. Eğer onlar size karşı savaş açarlarsa siz de onları öldürün. İşte kâfirlerin cezası böyledir.

Onları yakaladığınız yerde öldürün ve sizi çıkardıkları yerden onları çıkarın; zulüm ve işkence öldürmekten beterdir. Kutsal Mescid'in yanında sizinle savaşmadıkça onlarla savaşmayın. Size saldırırlarsa siz de onlara saldırın. İnkarcıların cezası böyledir.

Onları nerede yakalarsanız öldürün ve sizi çıkardıkları yerden onları çıkarın. O fitne, öldürmeden daha şiddetlidir. Yalnız Mescidi Haram yanında onlar sizinle savaşmadıkça siz de onlarla savaşmayın. Fakat sizi öldürmeye kalkışırlarsa, hemen onları öldürün. Kâfirlerin cezası böyledir.

ve onları nerede yakalarsanız öldürün ve sizi çıkardıkları yerden onları çıkarın, o fitne katilden eşeddır, yalnız Mescidi haram yanında onlar size kıtal etmedikçe siz de onlara kıtal etmeyin, fakat sizi öldürmeğe kalkışırlarsa hemen onları öldürün kâfirlerin cezası böyledir

Onları (size karşı savaşan müşrikleri) yakaladığınız yerde öldürün ve sizi çıkardıkları yerden (Mekke’den) onları çıkarın, *fitne, (adam) öldürmekten daha kötüdür. Mescid-i Harâm’da onlar sizinle savaşmadıkça siz de onlarla savaşmayın. Eğer onlar size karşı savaş açarlarsa onları hemen öldürün. (İşte) kâfirlerin cezası budur.

* “Fitne”; Türkçede genellikle fitne kavramından, birtakım söz ve eylemler ile kargaşa çıkarmak, insanları birbirine düşürmek gibi her türlü huzur boz... Devamı..

Onları yakaladığınız yerde öldürün.¹ Sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkartın. Zaten, fitne² öldürmekten daha kötüdür. Onlar, Mescid-i Haram çevresinde sizinle savaşmadıkça siz de onlarla savaşmayın. Eğer savaşırlarsa, siz de savaşın. İşte gerçeği yalanlayan nankörlere verilecek karşılık böyledir.

1- Ayetin, “Onları ele geçirdiğiniz yerde öldürün cümlesi, İslam karşıtları ve art niyetli kimseler tarafından, bağlamından kopartılarak ve ayetin yal... Devamı..

Onları (size harb açanları) nerede yakalarsanız öldürün, onları sizi çıkardıkları yerden (Mekkeden) çıkarın. Fitne katilden beterdir. Onlar Mescid-i haram yanında, orada sizinle döğüşünceye kadar, (yâ'ni döğüşmedikce) siz de orada kendileriyle döğüşmeyin. Fakat (Orada) sizi. öldürürlerse siz de onları öldürün. Kâfirlerin cezası böyledir.

Ama onları yakaladığınız yerde öldürün ve sizi çıkardıkları yerden (Mekke'den, siz de) onları çıkarın! Çünki fitne (onların sizi küfre zorlamaları), öldürmekten daha kötüdür. Hem (onlar) orada sizinle savaşmadıkça, (siz de) onlarla Mescid-i Harâm yanında savaşmayın! Fakat sizinle savaşırlarsa, o takdirde onları öldürün! Kâfirlerin cezâsı işte böyledir.

Sizinle savaşanları nerede yakalarsanız öldürün ve sizi çıkardıkları yerlerden sizde onları çıkartın. Fitne insan öldürmekten daha ağır bir suçtur. Onlar sizinle, Mescidi Haram da savaşmadığı sürece, sizde orada onlarla savaşmayın. Eğer sizinle Mescidi Haram da savaşırlarsa, onları öldürün. Zira hakikati inkâr edenlerin cezası budur.

Onları bulduğunuz yerde öldürün. Onların sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Ortalığı karıştırmak, cana kıymaktan daha kötüdür. Mescid-i Haram yanında onlar sizinle vuruşmadıkça siz de onlarla orada vuruşmayın. Yok eğer onlar sizi öldürecek olurlarsa, siz de onları öldürün. İşte Allah’ı tanımayanların cezası böyle olur.

Onları [¹] yakaladığınız yerde öldürün. Sizi diyarınızdan çıkardıkları gibi siz de onları diyarlarından çıkarın. Fitne [²] katilden daha şiddetlidir. Mescid-i Haram yanında sizinle kıtal edinceye kadar onlarla kıtal etmeyin. Sizinle kıtal ederler ise siz de onları katledin [³]. Kâfirlerin cezası böyledir.

[1] Müşrikin-i kureyşî.[2] Allah'ı tanımamak, her ne veçhile olursa olsun, dinden döndürmek için eza ve cefa, küffarın mü'minleri küfre ikdamları, küf... Devamı..

Onları karşılaştığınız her yerde öldürünüz.¹²⁵ Sizleri sürüp çıkardıkları yerden siz de onları sürüp çıkarınız. Zulüm ve baskı [fitne], insan öldürmekten daha şiddetlidir. Onlar sizinle savaşmadıkça siz de onlarla Mescid-i Harâm civarında savaşmayınız. Fakat sizinle savaşacak olurlarsa siz de onlarla savaşınız. İşte kâfirlerin cezası budur.

125 Bu bir savaş hukukudur. Savaş esnasında işgal edilmiş Müslüman bir beldede, evlere ve mahallelere dalmış düşman askerlerine karşı nasıl davranılac... Devamı..

Onları bulduğunuz yerde öldürün. Sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Fitne çıkarmak, adam öldürmekten daha kötüdür. Mescid-i Haram'ın yanında, onlar savaşmadıkça siz de onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa onları öldürün. Kâfirlerin cezası işte böyledir.

Size saldıran düşmanlarla harp meydanında çarpışırken, onları gördüğünüz yerde öldürün. Anayurdunuz Mekke’den sizi sürgün ettikleri için, onlara hak ettikleri cezayı verin ve sizi zorla çıkardıkları yerden, siz de onları sürüp çıkarın. Gerçi savaşmak, ağır ve zor bir iştir ve aslında hoş olmayan bir davranıştır, fakat zalimlerin zulmünü engellemenin başka yolu kalmamışsa, savaşmak en asil, en erdemlice davranıştır. Çünkü, küfür ve şirk temeline dayanan ve yeryüzünde inkârcılığın, zulmün, bozgunculuğun yaygınlaşmasına sebep olan güçlerin dünyaya egemen olması, yani fitne, adam öldürmekten daha kötüdür.
Bu arada, düşmanlarınız, Allah’ın kutsal ve güvenli bölge ilan ettiği Mescid-i Haram civarında size saldırmadıkları sürece, onlarla orada savaşmayın; ama eğer saldırırlarsa, onları yakaladığınız yerde öldürün! İşte yeryüzünde bozgunculuk çıkaran kâfirlerin cezası budur!

Onları nerede yakalarsanız, öldürün!
Sizi çıkardıkları yerden onları çıkarın!
Fitne Öldürmek’den daha şiddetlidir.
Orada sizinle savaşmadıkça, onlarla Mescid ül-Harâm’da savaşmayın!
Eğer sizi öldürdülerse, onları öldürün!
İşte Kâfirler’in cezası öyledir.

Size fitne ilesaldıranları bulduğunuz yerde haklayın. Sizi sürdükleri gibi siz de onları, sürün. Çünkü fitne, öldürmekten beterdir. Düşmanla Kabe avlusunda vuruşmayın. Tabi size sataşmadıkları sürece. Size sataşırlarsa onları öldürün. Nankörlerin cezası böyle verilir.

İnsanlara zulmederek haksızca yurtlarından çıkaranları, insanların mallarına, mülklerine, evlerine, kadınlarına, kızlarına, çocuklarına el koyanları, üzerinize gelip saldıranları, sizleri köleleştirmeye çalışanları; nerede yakalarsanız öldürün! Sizi çıkardıkları gibi siz de onları sürüp çıkarın! Çünkü onlar barış içinde, insanların haklarına saygı göstererek yaşamayı bilmiyorlar. Sürekli fitne fesatla, haksızlıkla, zulümle uğraşıyorlar. Bilin ki; zulüm ve baskı adam öldürmekten daha beterdir. İnkâr edenler; Mescid-i Haramın olduğu yerde sizinle savaşmadıkça siz de onlarla savaşmayın! Sizinle savaşırlarsa siz de onlarla savaşın! Hem öyle savaşın ki onlara kesin bir mağlubiyet tattırın! Bir daha karşınıza çıkmaya cesaret edemesinler! Bir daha zulüm yapamasınlar! İşte inkâr ederek zulme sapanların cezası budur!

Onları (size karşı savaşmakta olanları) yakaladığınız yerde öldürün! Sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın! [Fitne] (zulüm ve işkence), (insan) öldürmekten daha şiddetli (bir kötülük)tür. Mescid-i Haram’da onlar sizinle savaşıncaya kadar siz de onlarla savaşmayın! Onlar size karşı savaş açarlarsa siz de onları öldürün! İşte kâfirlerin cezası böyledir.

Yüce Allah müslümanlara hitap etmekte ve kendilerine savaş açanları yani fiilen savaşmakta olanları savaş ortamında buldukları yerde öldürmelerini emr... Devamı..

(Ey îman edenler!) O (kâfirleri) yakaladığınız yerde öldürün ve sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkartın.¹ Zîrâ fitne² adam öldürmekten daha kötüdür.³ Onlar, Mescid-i Haram yanında size karşı savaş açmadıkça siz, onlarla savaşmayın. Yok, eğer onlar sizinle savaşırlarsa siz de onlarla savaşın. İşte o kâfirlerin cezâsı, böyledir.

1 Onları, “harem bölgesinde” bile olsalar, yakaladığınız yerde öldürün, vatanınızı onların elinden kurtarın.2 Fitne: Altın ve gümüş gibi bir madeni iy... Devamı..

Onları karşılaştığınız her yerde öldürün ve sizi sürdükleri yerden siz de onları sürün; zaten zulüm ve baskı, öldürmekten daha kötüdür. ¹⁶⁸ Onlar size savaş açmadıkça Mescid-i Harâm civarında onlarla savaşmayın; ¹⁶⁹ ama eğer sizinle savaşırlarsa onları öldürün; hakikati inkar edenlerin cezası böyle verilecektir.

168 Bir önceki emir açısından bakıldığında, (“Allah yolunda” yapılan bir kurtuluş savaşı olarak) “onları karşılaştığınız her yerde öldürün” buyruğu, y... Devamı..

Sizinle savaşanları nerede yakalarsanız öldürün. Onları, sizi çıkardıkları yerden çıkarın. İnanca yapılan baskı ve zulüm, öldürmekten daha büyük bir vebaldir. Onlar, Mescid-i Haram’ın yanında sizinle savaşmadıkça, siz de onlarla orada savaşmayın. Fakat onlar sizinle savaşırlarsa, onlarla savaşın. İşte kâfirlerin cezası budur. 2/217, 60/8-9

Onları, (savaşta) gözünüze kestirdiğiniz[³⁷⁷] her yerde öldürün. Sizi sürgün ettikleri yerden siz de onları sürgün edin. İnanca yönelik baskı ve anarşi ölümden beterdir.[³⁷⁸] Mescid-i Haram civarında onlar size savaş açmadıkça siz de orada savaş açmayın. Eğer onlar size savaş açarsa, onları öldürün![³⁷⁹] İşte kâfirler böyle cezalandırılır.[³⁸⁰]

[377] “Keskin görüş, zekâ, anlayış” anlamındaki es-sakfe Kur’an’da geldiği altı yerin hepsinde savaş ve düşmanlık bağlamında kullanılır. Bu yüzden “bu... Devamı..

Onları (size savaş açanları) yakaladığınız yerde öldürün ve sizi çıkardıkları yerden sizde onları çıkarın! (onlar fitnede bulunmuş, şirke düşmüş kimselerdir. Böyle bir) Fitne (yi temizlemek) ise; (onların bir kısmını) öldürmekten daha şiddetlidir, (daha önemli bir tedbirdir, zira orda kalırlarsa fitneyi devam ettirirler, yalnız) Mescid-i Haram'da size saldırmadıkça sizde ilkin onlara saldırmayın (Mescid’in kudsiyetine riayet edin.) Fakat size saldırmaya kalkışırlarsa (suç onların olur) o zaman siz de onları öldürün, (işte Harem-i Şerif’in hürmetini ihlal eden) Kafirlerin cezası böyledir.

Onları (antlaşma halinde olmayıp sizinle savaşanları)) nerede yakalarsanız öldürün. Sizi çıkardıkları yerden (Mekke’den) siz de onları çıkarın. Fitne (Zulüm ve baskı), adam öldürmekten daha ağırdır. Yalnız, Mescidi Haram yanında, onlar sizinle savaşmadıkça, siz de onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa (siz de onlarla savaşın) onları öldürün. Kâfirlerin cezası böyledir.

Ve onları her nerede bulursanız öldürünüz. Ve sizi çıkarmış oldukları yerden siz de onları çıkarın. Fitne ise katilden daha şedîttir. Ve onlar sizinle savaşta bulunmadıkça siz de Mekke hareminde onlar ile savaşta bulunmayınız. Fakat onlar sizinle savaşta bulunurlarsa onları öldürünüz. Kâfirlerin cezası böyledir.

Onları nerede yakalarsanız öldürün. Sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Fitne (dinden döndürmek için işkence yapmak), adam öldürmekten beterdir. Yalnız, onlar, Mescid-i Haram'ın yanında sizinle savaşmadıkça, siz de onlarla orada savaşmayın, Fakat onlar size savaş açarlarsa siz de onlarla savaşın. İşte kâfirlerin cezası böyledir. [48, 24]

Fitne: Dilde, yabancı maddelerden arıtmak için altını ateşe sokmaktır. Sınama, imtihan etme, işkence, ayrıca musibet, belâ, günah, fesat mânalarına ge... Devamı..

Onları nerede yakalarsanız öldürün, onların sizi çıkardıkları yer(Mekke)den size de onları çıkarın! Fitne (baskı yapmak), adam öldürmekten daha kötüdür. Mescid-i Haram'da onlarla savaşmayın ki, onlar da sizinle orada savaşmasınlar. Fakat onlar sizinle savaşırlarsa, hemen onları öldürün; kafirlerin cezası böyledir.

Onları nerede bulur iseniz (Harem'in dâhil ve hâricinde) katl idiniz. Sizi çıkardıkları yerden (Mekke'den) siz de onları çıkarınız, fitne katlden eşeddir. Orada sizinle mukâtele itmedikce Mescid-i Harâm'da onlarla mukâtele itmeyiniz. Orada sizinle katle tasaddî iyledikleri takdîrde siz de onlarla mukâtele idiniz. İşte kâfirlerin cezâsı böyledir.

(Savaşta onları) yakaladığınız yerde öldürün. Sizi çıkardıkları yerden, siz de onları çıkarın. Bu fitne (savaş ateşi)[1] adam öldürmekten ağır bir suçtur. Mescid-i Haram[2] yanında onlarla savaşmayın, kendileri savaş açarlarsa başka. Eğer savaşırlarsa, onları öldürün. O kâfirlerin[3] cezası işte böyledir.

[1] Fitne için Bkz. (Bakara 2/102)'nin dipnotu. [2] Mescid-i haram, Mekke'de Kâbe'nin bulunduğu yerin adıdır. [3] Âyetleri görmezlikten gelenlerin.... Devamı..

Sizinle savaşanları nerede yakalarsanız öldürün. Onları, sizi çıkardıkları yerden çıkarın. Fitne; öldürmekten, daha kötüdür. Onlar, Mescid-i Haram'ın yanında sizinle savaşmadıkça, siz de onlarla orada savaşmayın. Fakat, onlar sizinle orada savaşırlarsa, onlarla savaşın. İşte kafirlerin cezası budur.

Onları(92) bulduğunuz yerde öldürün; sizi çıkardıkları yerden,(93) siz de onları çıkarın. Fitne(94) ise, adam öldürmekten daha kötüdür. Onlar sizinle orada savaşmadıkça, siz de onlarla Mescid-i Haram yanında savaşmayın. Ama savaşırlarsa siz de savaşın. Kâfirlerin cezası işte budur.

(92) Sizinle savaşanları.(93) Müşrikler, Müslümanları Mekke’den çıkarmışlardı.(94) “Fitne” sözcüğü, Kur’ân-ı Kerimin çeşitli yerlerinde, “sınama, belâ... Devamı..

Onları yakaladığınız yerde öldürün; onların sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Fitne/baskı ve bozgunculuk, öldürmekten daha kötüdür. Mescid-i Haram'da, onlar sizinle çarpışmaya girinceye kadar siz de onlarla çarpışmaya girmeyin. Eğer sizinle çarpışmaya girerlerse siz de onları öldürün. İşte böyle verilir küfre sapanların cezası!

daħı depeleñ anları, anda kim duttuñuz anları. daħı çıkaruñ anları, ol yirden kim çıkardılar sizi ya'nį mekke’den. daħı fitne ya'nį Tañrı’ya iki dimek, ķatıraķdur depelemekden. daħı çalışmañ anlaruñ-ile mescidi’l-ḥarām ķatında; tā çalışalar sizüñ-ile anda. pes eger çalışurlar-ise sizüñ-ile, depeleñ anları. ancılayın cezāsı kāfirlerüñ.

daḫı öldürüñüz anları her ḳanda ṭapsañuz. Daḫı çıḳaruñuz anları illerindennice çıḳardılar‐ısa sizi. Fitne eylemek, öldürmekden ḳatıdur. Daḫı ṣavaş‐mañuz anlar bile Tañrı evi ḳatında anlar ṣavaşmayınca sizüñle anuñ içinde.Pes eger ṣavaşsalar sizüñle siz anları öldürüñüz. Anuñ gibidür kāfirlercezāsı.

Onları (Məkkə müşriklərini) harada görsəniz öldürün. Sizi çıxartdıqları yerdən (Məkkədən) siz də onları çıxardın. Fitnə (müşriklərin fitnəsi) qətldən daha şiddətlidir. Onlar sizinlə Məscidülhəram yanında vuruşmayınca, siz də onlarla orada vuruşmayın! Əgər (orada) sizinlə vuruşsalar, siz də onları öldürün. Kafirlərin cəzası ancaq budur!

And slay them wherever ye find them, and drive them out of the places whence they drove you out, for persecution is worse than slaughter. And fight not with them at the Inviolable Place of Worship until they first attack you there, but if they attack you (there) then slay them. Such is the reward of disbelievers.

And slay them wherever ye catch them, and turn them out from where they have Turned you out; for tumult and oppression are worse than slaughter; but fight them not(205) at the Sacred Mosque, unless they (first) fight you there; but if they fight you, slay them. Such is the reward of those who suppress faith(206).

205 This passage is illustrated by the events that happened at Hudaybiyyah in the sixth year of the Hijrah, though it is not clear that it was reveale... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.