25 Nisan 2024 - 16 Şevval 1445 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Meryem Suresi 97. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Fe-innemâ yessernâhu bilisânike litubeşşira bihi-lmuttekîne vetunżira bihi kavmen luddâ(n)

Gerçekten de biz, ancak çekinenleri müjdelemen, düşmanlıkta inat ve ısrar edenleri korkutman için Kur'an'ı, senin dilinle indirerek kolaylaştırdık sana.

(Ey Resulüm!) Biz Bunu (Kur’an’ı) Senin dilinle kolaylaştırdık, (Sana açıklatıp insanları aydınlattık ki; bu) takva sahiplerine müjde vermen ve (küfür ve zulümde) inatla direnen bir kavmi de uyarıp (ikaz ve ihtar etmen) içindir.

Gerçekten de biz, yolunu Allah ve kitabıyla bulanları müjdelemen, düşmanlıkta inat ve ısrar edenleri korkutman için, Kur'ân'ı senin dilinle indirerek kolaylaştırdık.

Biz Kur'ân'ı, sadece Allah'a sığınıp, emirlerine yapışarak, günahlardan arınıp, azaptan korunanları, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan, Kur'an esaslarını hayata geçiren takva sahiplerini müjdeleyesin, şiddetle karşı çıkan bir topluluğa da sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatarak uyarasın diye, senin dilinle indirip, okutarak kolaylaştırdık.

Onunla (Kur'an'la) takva sahiplerini müjdeleyesin ve direnen bir kavmi uyarasın diye onu senin dilinle kolaylaştırdık.

Biz bunu (Kur'an'ı) senin dilinle kolaylaştırdık, takva sahiplerine müjde vermen ve direnen bir kavmi uyarıp-korkutman için.

İşte biz, Kur'an'ı senin dilin üzere kolaylaştırdık ki, onunla Allah'dan korkup sakınanları müjdeliyesin, inad edenleri de onunla korkutasın.

İşte Biz bu Kur’anı senin lisanınla kolaylaştırdık ki, kendini koruyanları müjdeleyesin ve hakka şiddetle düşman olan bir toplumu uyarasın.

Biz Kur'ân'ı, sadece Allah'tan sakınanları müjdeleyesin ve şiddetle karşı çıkan bir topluluğu uyarasın diye, senin dilinle kolaylaştırdık.

Sakınçları müjdelemek, düşman olan ulusu da kocundurmak üzere Kur'anı senin dilince kolaylaştırdık

(Ey Resul!) Biz, Allah'a karşı gelmekten sakınanları Kur'an ile müjdeleyesin, inat eden bir topluluğu da uyarasın diye, onu senin dilinle (Arapça indirip) kolaylaştırdık. 

Bkz. 54/17, 22, 32, 40

Suhûlet olmak üzere Kur’ân’ı sana senin lisânında i’tâ iyledik tâ ki Allâh’dan korkanlara tebşîratda bulunasın ve karşu gelen kavme ’azâb göreceklerini bildiresin.

Biz Kuran'ı Allah'a karşı gelmekten sakınanları müjdelemen ve inatçı milleti uyarman için senin dilinde indirerek kolaylaştırdık.

Ey Muhammed! Biz, Allah’a karşı gelmekten sakınanları Kur’an ile müjdeleyesin, inat eden bir topluluğu da uyarasın diye, onu senin dilin ile (indirip) kolaylaştırdık.

Biz Kur’an’ı senin dilinle kolay anlaşılır kıldık ki günahtan sakınanları onunla müjdeleyesin ve inatla direnenleri de onunla uyarasın!

(Resûlüm!) Biz Kur'an'ı, sadece, onunla Allah'tan sakınanları müjdeleyesin ve şiddetle karşı çıkan bir topluluğu uyarasın diye senin dilinle (indirilip okutarak) kolaylaştırdık.

Bunu senin dilinle kolaylaştırdık; onunla erdemlileri müjdeleyesin ve inatçı toplumu uyarasın diye.

Tanrı, anlamamız için, mesajını deney ve duyularımızla sınırlı olan dilimizle gönderir. İnananlar tarafından yapılan çeviriler de bu amaca hizmet eder... Devamı..

(Ey Muhammed!) Biz Kur'ân'ı senin dilin üzere kolaylaştırdık ki, onunla Allah'tan korkup sakınanları müjdeleyesin, inat edenleri de korkutasın.

Sırf o Kur'anı senin lisanınla şunun için müyesser kıldık ki onunla müttekîleri müjdeliyesin ınad edenleri de inzar edesin

(Habibim!) Biz, onu (Kur’ân’ı) senin dilin ile (Arapça vahyedip) kolaylaştırdık ki, onunla Allah’a karşı gelmekten sakınanları müjdeleyesin, (küfürde) inat eden bir topluluğu da uyarasın.

Böylece Biz onu¹, kendisi ile takva sahiplerini müjdelemen ve inat eden bir halkı uyarabilmen için senin dilinde kolaylaştırdık.

1- Kur\an\ı.

İşte biz onu (Kur'ânı) ancak onunla takva saahiblerini müjdeleyesin, (baatılda) mücâdele ve inâd edenleri korkutasın diye senin dilinle (indirerek) kolaylaşdırdık.

(Habîbim, yâ Muhammed!) İşte onu (o Kur'ân'ı) ancak, onunla takvâ sâhiblerini müjdeleyesin ve inâd eden bir kavmi korkutasın diye senin lisânınla (Arabca olarak indirerek) kolaylaştırdık.

Allah’dan sakınanları müjdelemen, inkârda direnen bir topluluğu da uyarman için, Kur’an’ı senin dilinde kolaylaştırdık.

Gerçekten Biz Kur’an’ı kendi dilinle bildirip onun anlaşılmasını kolaylaştırdık, sakınanları müjdeliyesin, karşı koyanları da uyarasın diye.

Biz, Kur/an/ı ancak senin dilinle indirerek sana kolay kıldık ki sakınanları müjdeleyesin, kızıl düşmanları da korkutasın.

(Ey Peygamber!) Biz, sorumluluk bilincine sahip olanları müjdelemen ve inatçı bir topluluğu [kavm] uyarman için onu/Kur’an’ı senin dilinde indirerek kolaylaştırdık.

Biz takva sahiplerine müjde vermen ve şiddetle karşı çıkan bir topluluğu uyarıp korkutman için onu (Kur'an'ı) senin diline kolaylaştırdık.

Biz, dürüst ve erdemli bir hayatı tercih ederek kötülüklerden korunmaya çalışanları ilâhî lütuf ve rahmet ile müjdelemen ve bu apaçık gerçek karşısında inatla direnen bir toplumu ilâhî gazâb ile uyarman için, buKur’an’ı senin dilinle kolaylaştırıp anlaşılır bir kitap kıldık.Fakat bütün bunlara rağmen, yine de yüz çevirecek olurlarsa, son uyarıyı yap:

Onunla inatçı bir kavmi uyarman ve Müttakîler’i / Sakınıp Korunanlar’ı müjdelemen için onu senin dilinle kolaylaştırdık.

Nitekim biz, Kuran’ı senin tatlı dilin sayesinde dillere destan ettik. Bu sayede sen, bir yandan sağlamcılara güç verirken azılı düşmanları da uyarabildin.

Biz Kur’an’ı senin ve kavminin diliyle göndererek kolaylaştırdık ki kolayca anlasınlar. Onlara anlayacakları dilden okuman, inanıp iyi işler yapanları müjdelemen, inkâr edip kötülük yapanları uyarman için böyle yaptık. Ayetlerimizde her şey açıkça belirtilmiştir. Hiçbir karışıklık anlaşılmazlık yoktur. Ta ki insanların kalbinde fitne fücur olmasın! Şeytana uyup azmasınlar!

Şüphesiz ki biz onu (Kur’an’ı) [muttakî]leri (duyarlı olanları) müjdeleyesin ve (gerçeğe) karşı çıkan bir topluluğu uyarasın diye senin diline kolaylaştırdık. [*]

Benzer mesajlar: Duhân 44:58; Kamer 54:17, 22, 32, 40; Müzzemmil 73:20.

(Ey Muhammed!) Biz, bu (Kur’an’ı) Allah’a karşı gelmekten sakınanları müjdelemen ve ona şiddetle karşı çıkan bir topluluğu da uyarman için senin dilinle (indirerek) kolaylaştırdık.

işte yalnızca bu amaçla, bu [ilahî mesajı, ey Peygamber,] senin dilinde kolaylaştırdık ki ⁸¹ Allah’a karşı sorumluluk bilinci taşıyan kimseleri onunla müjdeleyip, [boş bir] inatla direnip duranları onunla uyarasın;

81 İnsanın Allah’ın “kelime”sini ya da “sözü”nü dil dışı mahiyetiyle olduğu gibi kavraması kabil olmadığı için, ilahî mesaj insana her zaman kendi dil... Devamı..

Biz bu Kuran’ı, korunan muttakileri müjdelemen ve küfürde inat eden bir toplumu uyarman için, senin dilin ile kolaylaştırdık. 14/4, 41/44, 43/3, 44/58, 46/12

İşte sadece bu yüzden Biz onu senin (konuştuğun) dil aracılığıyla kolaylaştırdık ki, sorumluluk bilinci taşıyan kimseleri onunla müjdeleyip sorumsuzca savrulanları da uyarasın...

(Ey Muhammed) Biz Kur'an'ı -senin dilinle indirerek kolaylaştırdık ki, sen takva sahibi kulları (cennet ile) müjdeleyesin ve şirk ile küfürde direnenleri de (cehennem ile) uyarasın.

Biz O (Kur’â)n’ı senin diline kolaylaştırdık ki, onunla korunanları müjdeleyesin ve inatçı bir topluluğu da onunla uyarasın.

İşte onu, (Kur'an'ı) senin lisanın ile kolayca kıldık ki, onunla muttakîleri müjdeleyesin ve inat eden bir kavmi de korkutasın.

Bizim, Kur'ân'ı senin dilinle indirip kolaylaştırmamızın başlıca sebebi, senin müttakileri müjdelemen ve inatçı kimseleri de onunla uyarmandır.

Biz o(Kur'a)n'ı senin diline kolaylaştırdık ki, onunla korunanları müjdeleyesin ve inatçı bir kavmi onunla uyarasın.

Yâ Muhammed! Muttakîlere sevâb ve cennetle tebşîr itmek ve 'inadcı kavmi de kahır ve 'azâbla korkutman içün biz sana Kur'ân'ı, fehmi kolay olarak kendi lisânınla indirdik.

Kur’ân’ın senin dilinle kolaylaştırdık ki[1] kendini koruyanlara[2] onunla müjde veresin, karşı koyan topluluğu da uyarasın.

[1] Kullandığı Arapça açısından Kur'an-ı Kerim'in anlatımı, temel konuları her eğitim seviyesinden insanın kolayca anlayabileceği bir yapıdadır. Örneğ... Devamı..

Muttakileri müjdelemen ve inatçı bir kavmi uyarman için, bu Kur'an'ı senin dilin ile kolaylaştırdık.

Biz bu Kur'ân'ı senin dilinle indirdik ve kolaylaştırdık—tâ ki takvâ sahiplerini onunla müjdeleyesin, inatçı bir topluluğu da onunla sakındırasın.

Biz onu; senin dilinle kolaylaştırdık ki, sakınanları onunla müjdeleyesin, inatçı bir kavmi de onunla uyarasın.

bayıķ geñez eyledük anı ya'nį ķur’ān’ı senüñ dilüñ ile tā muştılayasın anuñ-ile śaķınıcılara daħı tā ķorķıdasın anuñ-ile ķavmı ķatı śavaşçılar.

Taḥḳīḳ biz Ḳur’ānı senüñ lüġatüñ üstine indürdük, anuñla muştılamaġ‐ıçunmüttaḳīlere cenneti, daḫı ḳorḳutmaġ‐ıçun anuñla bir ḳavmi ki ḳatı ḫuṣūmetehlidür.

(Ey Muhəmməd!) Biz (Qur’anı) sənin dilinlə asan (hamıya müyəssər) etdik ki, onunla ancaq Allahdan qorxub pis əməllərdən çəkinənlərə (Cənnətlə) müjdə verəsən və inadkar bir camaatı (batil dəlillərlə mübahisə aparan Məkkə müşriklərini Cəhənnəmlə) qorxudasan.

And We make (this Scripture) easy in thy tongue, (O Muhammad) only that thou mayst bear good tidings therewith unto those who ward off (evil), and warn therewith the froward folk.

So have We made the (Qur´an) easy in thine own tongue, that with it thou mayest give Glad Tidings to the righteous, and warnings to people given to contention.


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.