19 Nisan 2024 - 10 Şevval 1445 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Yûnus Suresi 75. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Śumme be’aśnâ min ba’dihim mûsâ vehârûne ilâ fir’avne vemele-ihi bi-âyâtinâ festekberû vekânû kavmen mucrimîn(e)

Onlardan sonra da Musa ve Harun'u, delillerimizle Firavun'a ve ona uyan ileri gelenlere gönderdik, fakat ona uymayı kibirlerine yediremediler ve zaten de mücrim bir topluluktu onlar.

Sonra bunların ardından Firavun’a ve onun önde gelen yakın adamlarına Musa’yı ve Harun’u ayetlerimizle gönderdik. Fakat onlar kibirlenip büyüklendiler. (Zaten) Onlar suçlu-günahkâr (facir ve zalim) bir kavimdi.

Bu ilk peygamberlerden sonra, Musa ve Harun'u ayetlerimizle, Firavun ve seçkin çevresine gönderdik. Ne var ki onlar, inanmakta büyüklük tasladılar ve günaha gömülüp giden bir topluluk oldular.

Sonra, onların ardından Mûsâ ve Hârûn'u âyetlerimizle, mûcizelerimizle Firavun'a ve ileri gelenlerine, kodamanlarına tebliğ göreviyle tek başlarına özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere gönderdik. Gururlarına yediremeyerek zorbalık ve diktatörlükle güç ve iktidarlarını kullandılar, İslâm'a planlı cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen güç ve iktidar sahibi âsi, suçlu, günahkâr bir kavim oldular.

bk. Kur’an-ı Kerim, 7/60.

Sonra onların ardından Musa ile Harun'u, ayetlerimizle Firavun ile onun ileri gelenlerine gönderdik. Ancak onlar büyüklendiler ve suçlu bir topluluk oldular.

Sonra bunların ardından Firavun'a ve onun önde gelen çevresine Musa'yı ve Harun'u ayetlerimizle gönderdik. Fakat onlar büyüklendiler. Onlar suçlu-günahkar bir kavimdi.

Bu Peygamberlerden sonra, Mûsa ile Harûn'u, Firavun ve cemaatine mûcizelerimizle gönderdik. Kibirlenerek iman etmediler ve günahkâr bir kavim oldular.

Sonra onların da ardından Musa ve Harun’u ayetlerimizle Firavun ve meclisine gönderdik. Kibirlendiler. (İnanmayı kendilerine yediremediler.) Ve suçlu bir toplum oldular.

Sonra onların ardından da Mûsâ ile Hârun'u, Firavun ve toplumuna mucizelerimizle gönderdik, fakat onlar kibirlendiler ve günahkâr bir toplum oldular.[200]

[200] Hz. Mûsâ ve Hz. Hârûn kıssası hakkında geniş bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, IX, 45-78.

Bunlardan sonra da, Firavun ile ulusuna, âyetlerimizle, Musa ile Harun'u da gönderdik, kasaldılar, suç işleyen bir ulustan oldular

Sonra onların ardından Musa ve Harun'u mucizelerimizle Firavuna ve avanesine gönderdik. Fakat (onlar da iman etmek konusunda) büyüklük tasladılar. Zaten (bu insanlar, öteden beri) suç işlemeyi alışkanlık hâline getirmiş kimselerdi.

Bkz. 7/60

Ândan sonra Mûsâ ve Hârûn’ı gönderdik âyâtımızı Fir’avna ve ekâbirine tebliğ itdirdik. Lâkin ânlar tekebbür itdiler ve mücrim oldılar.

Onların ardından da Firavun ve erkanına ayetlerimizle Musa ve Harun'u gönderdik. Ama büyüklük tasladılar ve suçlu bir millet oldular.

Sonra bunların ardından Firavun ile ileri gelenlerine de Mûsâ ve Hârûn’u mucizelerimizle gönderdik. Ama büyüklük tasladılar ve suçlu bir toplum oldular.

Onların da ardından Mûsâ ve Hârûn’u açık mucizelerimizle Firavun’a ve çevresindeki ileri gelenlere gönderdik. İman etmeyi kibirlerine yediremediler; onlar günaha gömülmüş kimselerdi.

Sonra onların ardından da Firavun ve toplumuna Musa ile Harun’u mucizelerimizle gönderdik, fakat onlar kibirlendiler ve günahkâr bir toplum oldular.

Sonra onların ardından Musa ve Harun'u Firavun'a ve konseyine mucizelerimizle gönderdik. Fakat büyüklük tasladılar ve suçlu bir topluluk oldular.

Sonra bunların arkasından Musa ile Harun'u âyetlerimizle Firavun'a ve cemaatine gönderdik. İman etmeyi kibirlerine yediremediler ve günahkâr bir kavim oldular.

Sonra bunların arkasından Musâ ile Harunu Fir'avn ve cemaatine âyetlerimizle gönderdik, iymanı kibirlerine yediremediler ve mücrim bir kavm idiler

Sonra onların ardından Mûsâ ve Hârûn’u, mu‘cizelerimizle Firavun’a ve (kavminin) ileri gelenlerine gönderdik, ancak onlar (hakkı kabul etmek yerine) kibirlen (erek îmân etme) diler ve (böylece küfürlerinde ısrar eden) mücrim (kâfir) bir topluluk oldular.

Sonra onların arkasından Musa ve Harun'u ayetlerimizle Firavun ve melelerine¹ gönderdik. Ancak onlar büyüklendiler, suçlu bir halk oldular.

1- Halkın ileri gelenleri, imtiyaz sahibi seçkinleri. Din adamları/ruhban sınıfı.

Sonra bunların (o peygamberlerin) ardından da Musâyı ve Hârunu âyetlerimizle Fir'avne ve onun ileri gelenlerine gönderdik. Fakat (îmanı) kibirlerine yediremediler. Onlar böyle günahkâr bir kavm idiler.

Sonra onların ardından Mûsâ ve Hârûn'u, mu'cizelerimizle Fir'avun'a ve(kavminin) ileri gelenlerine gönderdik; fakat (onlar) büyüklük tasladılar ve bir günahkârlar topluluğu oldular.

Yine onlardan sonra, ayetlerimizle Musa’yı ve Harun’u firavuna ve onun çevresindeki yöneticilerine gönderdik. Onlar büyüklendiler ve suçlu bir topluluk oldular.

Sonra, bunların ardından da Musa’yı, Harun’u belgelerimizle birlikte Firavun’a, Firavun’un ileri gelenlerini gönderdik. Ancak, onlar inanmayı büyüklüklerine yediremediler, suçlu takımından oldular.

Onlardan sonra Firavun/a ve ileri gelenlerine mucizelerimizle Musa ile Harun/u gönderdik. Onlar ise imanı kibirlerine yediremediler de günahkâr bir kavim oldular.

Sonra onların ardından Musa ve Harun’u mucizelerimizle [âyât] birlikte Firavun’a ve ailesine/hanedanına gönderdik³³ ama büyüklük tasladılar ve böylece günahkâr bir topluluk [kavm] oldular.

33 A’râf, 7/103; Mü’minûn, 23/45-46

Onların ardından da Musa ve Harun'u ayetlerimizle Firavun'a ve seçkin yakınlarına gönderdik. Ama büyüklük tasladılar ve onlar zaten suçlu bir topluluk idiler.

Derken onların ardından, Mûsâ ile Hârûn’u mûcizelerimizle destekleyip Firavun’a ve onun toplum yönetiminde söz sahibi kurmaylarına gönderdik fakat onlar, hak ve hakîkat karşısında anlamsız bir gurura kapılarak emrimize başkaldırdılar. Zaten bu insanlar, öteden beri suç işlemeyi alışkanlık hâline getirmiş kimselerdi. Bu yüzdendir ki:

Yine onların ardından Musa ve Harun’u âyetlerimizle Firavun’a ve ekibine seçip gönderdik.
Derken, kibirlendiler / büyüklendiler; suç işleyen bir kavim oldular.

Daha sonra Musa ve Hârun’u, mucizelerle birlikte Fıravunlar'a gönderdik. Hemen horozlandılar. Zaten suça belenmiş bir toplumdular.

Musa ile Harun’u ayetlerimizle birlikte Firavuna ve adamlarına gönderdik. Firavun ve adamları kibirlendiler, büyüklendiler. Suçlarında ısrar eden, suç işledikçe suçlarını artıran topluluk oldular.

Sonra onların ardından da Musa ile Harun’u delillerimizle Firavun’a ve yöneticilerine göndermiştik; (fakat) onlar kibirlenmiş ve suçlu bir toplum olmuşlardı.

Sonra O (Peygamberlerin) ardından Mûsa ve Hârûn’u, Firavun ve onun toplumunun ileri gelenlerine mûcizelerimizle gönderdik. Fakat onlar böbürlendiler ve (Hakk’a inanmayarak) günâhkâr bir toplum oldular.

Bu [ilk peygamberlerden] sonra Musa ve Harun’u ayetlerimizle Firavun ve onun seçkinler çevresine gönderdik: ne var ki onlar, günaha gömülüp gitmiş bir topluluk oldukları için, büyüklük tasladılar,

Sonra onların izinden Musa ve Harun’u apaçık belgelerimizle, Firavun ve onun yönetici seçkinlerine gönderdik. Fakat onlar büyüklük tasladılar. Onlar zaten günaha batmış bir toplum idi. 40/22...46

Sonra onların izinden Musa ve Harun’u, âyetlerimizle Firavun ve onun etrafındaki yönetici seçkinlere gönderdik. Fakat büyüklük tasladılar: Zira onlar, günaha batmış bir topluluktular.

Onların da ardından, Musa ile Harun'u mucizelerimizle, Firavun ve onun toplumuna gönderdik. Fakat onlar büyüklük tasladılar. (Ayetlerimizi inkar ettiler, şirk ve küfürde direnen) Günahkar bir toplum oldular.

Sonra bunlann ardından Firavun ile ileri gelenlerine de Mûsâ ve Hârûn’u mucizelerimizle gönderdik. Ama büyüklük tasladılar ve suçlu bir toplum oldular.

Sonra onların ardından Mûsa'yı ve Harun'u, Fir'avun'a ve onun cemaatine âyetlerimiz ile gönderdik. Fakat böbürlendiler ve günahkârlar olan bir kavim oldular.

Onlardan sonra da, Firavun ile ileri gelen yardımcılarına Mûsâ ile Harun'u delillerimiz, mûcizelerimizle gönderdik. Ama onlar büyüklük taslayıp kabul etmeyi kibirlerine yediremediler ve suçlu bir halk oldular. [7, 60]

Sonra onların ardından Musa ve Harun'u ayetlerimizle birlikte Fir'avn'a ve adamlarına gönderdik; böbürlendiler ve suç işleyen bir topluluk oldular.

Sonradan (ve rasûlleri müte'âkib) Fir'avn'a ve kavmine mu'cizâtımızla Mûsâ ve Hârûn'ı gönderdik. Fir'avn ve kavmi büyüklük ve kibir göstererek îmân itmediler. Çünki mücrim bir kavim idiler.

Sonra onların ardından da Musa'yı ve Harun'u, âyetlerimizle birlikte Firavun’a ve ileri gelen adamlarına gönderdik. Onlar da büyüklenmişlerdi. Zaten bir suçlular topluluğu idiler.

Sonra onların ardından Musa ve Harun'u ayetlerimizle Firavun ve çevresine gönderdik. Fakat büyüklük taslamışlardı. Onlar zaten suçlu bir kavim idi.

Onlardan sonra Musa ve Harun'u âyetlerimizle Firavun'a ve kavminin ileri gelenlerine gönderdik. Fakat onlar büyüklük tasladılar ve bir mücrimler güruhu olup çıktılar.

Onların ardından da Mûsa ile Hârun'u ayetlerimiz eşliğinde Firavun ve kurmaylarına gönderdik. Kibre saptılar ve günahkâr bir topluluk oldular.

andan viribidük anlardan śoñra mūsā’yı daħı hārūn’ı fir'avn daħı serverlerin nişānlarumuz ile. pes boyun virmediler daħı oldılar bir ķavum yazuķlular.

Andan ṣoñra viribidük ol nebīlerden ṣoñra Mūsā‐y‐ıla Hārūnı Fir‘avna veçerisine bizüm āyetlerümüz bile. Pes büyüklendiler, daḫı anlar yamanḳavmler‐idi.

Onlardan sonra Musanı və Harunu Fir’ona və camaatına açıq mö’cüzələrlə peyğəmbər göndərdik. Lakin onlar (iman gətirməyi) özlərinə sığışdırmadılar və günahkar bir tayfa oldular.

Then, after them, We sent Moses and Aaron unto Pharaoh and his chiefs with Our revelations, but they were arrogant and were a guilty folk.

Then after them sent We Moses and Aaron to Pharaoh(1461) and his chiefs with Our Signs. But they were arrogant: they were a people in sin.

1461 The story of Moses, Aaron, and Pharaoh is fully told in 7:103-137, and there are references to it in many places in the Qur' an. The incidental r... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.