26 Nisan 2024 - 17 Şevval 1445 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Yûnus Suresi 35. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Kul hel min şurakâ-ikum men yehdî ilâ-lhakk(i)(c) kuli(A)llâhu yehdî lilhakk(i)(k) efemen yehdî ilâ-lhakki ehakku en yuttebe’a emmen lâ yehiddî illâ en yuhdâ(s) femâ lekum keyfe tahkumûn(e)

De ki: Ona eş saydıklarınız içinde hangisi halkı gerçeğe sevkedip yol gösterir? De ki: Allah, gerçek yola sevk eder, doğru yolu gösterir. Halkı gerçeğe sevk eden mi uyulmaya daha layıktır, doğru yola sevkedilmedikçe o yolu bulamayan mı? Nasıl hükmediyorsunuz?

De ki: "Sizin şirk koştuklarınızdan (insanlara hidayet edip) Hakka ulaştırabilecek var mı?" (Cevap verip) De ki: "Hakka (doğruya) ulaştıracak (yalnız) Allah’tır. Öyleyse, Hakka (her konuda hayra ve doğruya) ulaştıran mı uyulmaya daha hak sahibidir, yoksa doğru yola ulaştırılmadıkça kendisi hidayete (doğru yola) ulaşamayan mı? Peki o halde ne oluyor size, nasıl hükmediyor (ve yanlış kararlar veriyor)sunuz?"

De ki: O sizin ilahlaştırdığınız varlıklardan, hiç sizi gerçeğe eriştiren var mı? De ki: Yalnızca Allah'tır gerçeğe ulaştıran. Öyleyse, gerçeğe eriştiren mi izlenmeye daha layıktır, yoksa kendisine yol gösterilmedikçe, kendi başına doğru yolu bulamayacak durumda olan mı? Peki ne oluyor size, nasıl böyle yanlış hükmediyorsunuz?

Onlara:
“İlâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah'a ortak koştuğunuz varlıklar arasında hakça düzene yönlendirecek, aydınlatıcı bilgiler veren var mı?” de. Sen:
“Allah hakça düzenin gerçekleşmesi için aydınlatıcı bilgi verir. O halde hakça düzene yönlendirecek, aydınlatıcı bilgiler veren mi tâbî olmaya daha lâyıktır, yoksa, doğru yol gösterilmedikçe, kendi kendine doğru yolu bulamayacak olan mı? Sizin ne imtiyazınız var? Nasıl hüküm veriyorsunuz?” de.

De ki: "Sizin ortak koştuklarınızdan hakka iletecek olan var mıdır?" De ki: "Allah hakka iletir. Öyleyse hakka ileten mi uyulmaya daha lâyıktır yoksa kendisi yöneltilmedikçe doğru yolu bulamayan mı? Size ne oluyor, nasıl hüküm veriyorsunuz!"

De ki: 'Sizin şirk koştuklarınızdan hakka ulaştırabilecek var mı?' De ki: 'Hakka ulaştıracak Allah'tır. Öyleyse, hakka ulaştıran mı uyulmaya daha hak sahibidir, yoksa doğru yola ulaştırılmadıkça kendisi hidayete ulaşmayan mı? Ne oluyor size? Nasıl hükmediyorsunuz?'

(Ey Rasûlüm), de ki: “-Ortaklarınızdan hak yolu gösterebilecek var mı? “ (cevap veremiyen müşriklere) de ki: “- Allah, ancak hak yolu gösterir ve ona iletir. O halde, hakka ileten mi uyulmaya daha lâyıktır, yoksa kendisine hidayet olunmadıkça tek başına doğru yolu bulamıyan (putunuz) mu? Öyle ise, ne oluyorsunuz, nasıl bâtıl hüküm veriyorsunuz (uyulmaya lâyık olmayan putlara uyuyorsunuz?)”

De ki: “Allah’a eş koştuklarınızdan hak ve hakikati gösterecek kimse var mı?” De ki: “Ancak Allah, hak ve hakikati gösterir. Hakkı gösteren mi tabi olunmaya layık, yoksa ona yol gösterilmeden yol bulamayan mı? Artık ne oluyor size? Nasıl hükmediyorsunuz?”

De ki: “Ortak koştuklarınızdan, hakka iletecek olan var mı?” De ki: “Allah hakka iletir. Öyle ise hakka götüren mi uyulmaya lâyıktır, yoksa hidayet verilmedikçe kendi kendine doğru yolu bulamayan mı? Size ne oluyor? Nasıl böyle yanlış hükmediyorsunuz?”

De ki: «Allah halkı yaratır, önce yaratan, sonra yine getirendir, niçin yalan söylersiniz?»

De ki: “Ortak koştuklarınızdan doğru yolu gösterecek olan var mıdır?” Yine de ki: “Allah, hak olan doğru yola iletir. O halde doğru yola ileten mi kendisine uyulmaya daha layıktır, yoksa kendisine yol gösterilmeyince onu bulamayan mı daha layıktır. O halde ne oluyor size? Nasıl hükmediyor (Allah'tan başka varlıklara tanrısal nitelikler yakıştırıyor)sunuz?”

“Ortak koştuklarınızdan doğru yolu gösterecek olan var mıdır?” sorusu bilginin kaynağına işarettir. Yani “onlardan bilginin kaynağını ve varlığın haki... Devamı..

"Putlarınızdan biri sizi tarîk-i hidâyete sevk idebilür mi? Allâh hak yolına sevk ider. Hangisi ’ibâdete müstehakdır. Tarîk-i hidâyete sevk iden mi? yoksa kendisi de sevk idildiği yola giden mi? Neden Böyle düşünüyorsunuz?"

De ki: "Koştuğunuz ortaklardan gerçeğe eriştiren var mıdır?" De ki: "Ama Allah gerçeğe eriştirir. Gerçeğe eriştiren mi, yoksa, birisi götürmezse gidemeyen mi uyulmağa daha layıktır? Ne biçim hüküm veriyorsunuz?"

De ki: “Allah’a koştuğunuz ortaklarınızdan hakka iletecek olan bir kimse var mı?” De ki: “Hakka Allah iletir.” Öyle ise, hakka ileten mi uyulmaya daha lâyıktır, yoksa iletilmedikçe doğru yolu bulamayan kimse mi? Ne oluyor size? Nasıl hüküm veriyorsunuz?”

Tanrı diye taptıklarınız içinde hakka götüren biri var mı?” diye sor. De ki: “Hakka götüren yalnız Allah’tır.” Öyleyse hakka götüren mi izlenmeye daha lâyıktır, yoksa rehberlik edilmedikçe bir başına yolunu bulmaktan bile âciz olan mı? Size ne oluyor, nasıl yargıda bulunuyorsunuz böyle?

De ki: Ortak koştuklarınızdan hakka iletecek olan var mı? De ki: «Hakka Allah iletir.» Öyle ise hakka ileten mi uyulmaya daha lâyıktır; yoksa hidayet verilmedikçe kendi kendine doğru yolu bulamayan mı? Size ne oluyor? Nasıl (böyle yanlış) hükmediyorsunuz?

De ki "Ortaklarınızdan hangisi gerçeğe ulaştırabilir?" De ki, "ALLAH gerçeğe ulaştırır. Gerçeğe ulaştıran mı uyulmaya daha yaraşır, yoksa gerçeğe ulaştırılmadıkça gerçeği bulamıyan mı? Ne biçim hüküm veriyorsunuz?"

De ki, "Ortak koştuklarınızdan doğru yolu gösterecek olan var mıdır?" Deki, "Allah, hak olan doğru yola hidayet eder. O halde doğru yola hidayet eden mi kendisine uyulmaya daha layıktır, yoksa kendisine yol gösterilmeyince onu bulamayan mı daha layıktır. O halde ne oluyorsunuz? Nasıl hükmediyorsunuz?"

De ki sizin şeriklerinizden hakka hidayet eden var mı? Allah de ki: hakka hidayet eder, o halde hakka hidayet eden mi ittibaa ehaktır, yoksa hidayet olunmadıkça kendi kendine iremiyen mi? O halde ne oluyorsunuz? Nasıl hukmediyor sunuz?

De ki: “(Allah’a) şirk koştuklarınız arasında (mutlak hakikati ortaya koyarak, sizi) hak yola yönlendirebilecek olan var mı?” *De ki: “(Mutlak hakikati ortaya koyarak,) hak yola (ancak) Allah yönlendirir. Öyle ise hakka yönlendiren mi tâbi olunmaya daha lâyıktır, yoksa kendisine hak yol gösterilmedikçe kendi başına hak yolu bulamayacak olan mı? Ne oluyor size? Nasıl hüküm veriyorsunuz?”

Âyet-i kerîmedeki sorular, esasında, müşrikleri kınama ve azarlama ifadeleridir. * “De ki: (Mutlak hakikati ortaya koyarak,) hak yola (ancak) Allah yö... Devamı..

De ki: “Ortak koştuklarınızdan, gerçeğe iletebilecek kimse var mı?” De ki: “Allah gerçeğe iletir. Gerçeğe ileten mi, yoksa kendisi iletilmedikçe doğru yolu bulamayan mı uyulmaya daha layıktır. Ne oluyor size, nasıl karar veriyorsunuz?”

De ki: «Sizi ortaklarınızın içinden hakkı (doğru yolu) gösterecek bir kimse var mıdır»? De: «Hakkı gösterecek ve ona iletecek Allahdır. O halde hakka hidâyet edecek (Allah) mı (kendisine) uyulmıya daha lâyıkdır, yoksa (hayat ve) hidâyet verilmedikçe kendi kendine doğru yolu bulamayan (o uydurma Tanrılar) mı? Ne oluyor size? Nasıl (böyle yanlış) hükmediyorsunuz»?

De ki: “(Allah'a şirk koştuğunuz) ortaklarınızdan hakka hidâyet edecek var mı?” De ki: “Allah, hakka hidâyet eder. Öyle ise hakka hidâyet eden mi tâbi' olunmaya daha lâyıktır, yoksa hidâyet olunmadıkça kendi kendine doğru yolu bulamayan mı? Öyle ise size ne oluyor? Nasıl (böyle esassız) hüküm veriyorsunuz?”

Deki “Ortaklarınızdan gerçek doğru yolu gösterip, sonra o doğru yola iletecek var mı?” Deki “Allah, gerçek doğrulara iletir. Gerçek doğrulara ileten, tabi olunmaya daha layık değil midir? Yoksa kendileri doğru yola iletilmeye muhtaç olanlar mı, tabi olunmaya layıktır? Size ne oluyor, nasıl hüküm veriyorsunuz?”

De ki: "Sizin eş koştuklarınız arasında doğru yola iletebilecek biri var mıdır? De ki: "Doğru yola iletecek olan, yalnız Allah’tır. Öyleyse, doğru yola iletilmedikçe kendi kendilerini doğru yola iletemiyen yalancı tanrılar mı? Size ne oluyor da böyle yanlış yargılıyorsunuz."

Onlara de ki: Ortak tuttuğunuz putlardan hakka yol gösterebilen var mıdır? Cevap veremeyince şöyle dersin: Allah hakka yol gösterir [¹], acaba hakka yol gösteren mi ittiba/a daha lâyıktır, yoksa kendisine gösterilmeden yolu gösteremeyen [²] mi? Size ne oluyor? Nasıl böyle hükmediyorsunuz?

[1] Peygamber gönderir, hüccet ikame eder.[2] Mesih, Üzeyir aleyhisselâm gibi bazı mabutlarınız ki Allah yol göstermeden evvel yol gösteremezler.... Devamı..

(Yine de ki) “Koştuğunuz ortaklardan gerçeğe/hakka eriştirecek var mıdır?” De ki: “Allah hakka eriştirir. Hakka eriştiren mi tabi olmaya daha layıktır, yoksa doğru yola eriştirilmedikçe kendisi doğru yolu bulamayan mı?¹⁵ O hâlde size ne oluyor? Ne biçim hükmediyorsunuz?”¹⁶

15 Ayette geçen “Yoksa doğru yola eriştirilmedikçe kendisi doğru yolu bulamayan mı?” ifadesiyle cansız putların kastedilmediği açıktır. Çünkü onların ... Devamı..

De ki: “Koştuğunuz ortaklardan gerçeğe hidayet eden var mıdır?” De ki: “(Ama) Allah gerçeğe hidayet eder. Gerçeğe hidayet eden mi, yoksa hidayet verilmedikçe kendi kendine hidayeti bulamayan mı uyulmağa daha layıktır? Ne oluyor size? Nasıl hükmediyorsunuz?”

(Şevahid’ut Tenzil c.1 s.265’te Hâkim Haskani’nin nakline göre İbn-i Abbas bu ayetin tefsirinde şöyle demiştir: “Kendi aralarında tartışan topluluk, b... Devamı..

Ey Müslüman! Bıkıp usanmadan hakîkati haykırmaya devam ederek de ki: “Sizin Allah’a ortak koştuğunuz sahte ilâhlarınız, arasında, her türlü beşeri zaaflardan, önyargılardan uzak biçimde, insanoğlunu dünya ve âhirette mutluluğa ulaştıracak mutlak hakîkati ortaya koyarak sizi doğru yola iletebilecek biri var mı?” Yine cevabı kendin vererek de ki: “Sizin de itiraf edeceğiniz gibi, gönderdiği kitaplar ve elçiler vasıtasıyla insanoğlunu mutlak hakîkate ileten, yalnızca Allah’tır! Şimdi söyleyin, tüm varlığı doğru yola ileten sonsuz kudret sahibi Allah mı itaat edilmeye daha lâyıktır, yoksa kendisine yol gösterilmedikçe doğru yolu bulamayacak kadarâciz olan yaratıklar mı? Şu hâlde ey halkım, neyiniz var sizin; nasıl hüküm veriyorsunuz?”
Allah’ın ayetlerini reddeden bu insanlar, bakın kendilerine neyi rehber ediniyorlar?

De ki: -“Şeriklerinizden / ortaklarınızdan Hakk’a eriştiren hiç kimse var mı?”.
De ki: -“Allah, Hakk’a eriştiriyor.
Hakk’a eriştiren kimse mi, yoksa yol gösterilmeksizin yol bulamaz kimse mi uyulmaya en layıktır?
Size ne oluyor?
Nasıl hüküm veriyorsunuz?”.

Sor: " uyduruk tanrılarınız arasında doğruya götürebilecek biri var mı? " Cevap: " Sadece Allah, doğruya götürdüğüne göre doğruya götüren birine mi uymak daha doğru yoksa, yedilmeden yönünü bile bulamayan birine mi? N'oluyor size, ne biçim karar veriyorsunuz ?... "

“Allah’ın yasalarını terk edip, yasalarına uyarak yönetimde Allah’a ortak koştuklarınız arasında sizi gerçeğe ulaştıracak var mı? Hiç düşünmez misiniz? Allah’ın yasalarına karşı yasa yaparak insanlara egemenlik kuranlar zaten yoldan çıkmışlardır.” Onlara ısrarla de ki: “Gerçeğe ancak Allah iletir. Öyleyse gerçeğe ileten mi uyulmaya daha lâyıktır; yoksa hidayet verilmedikçe kendi kendine doğru yolu bulamayan mı? Size ne oluyor? Neden yanlış hükümler veriyorsunuz?”

De ki: “Ortak koştuklarınızdan gerçeğe ulaştıracak olan var mı?” De ki: “Allah gerçeğe ulaştırır. Gerçeğe ulaştıran mı uyulmaya daha layıktır; yoksa hidayet verilmedikçe kendi kendine doğru yolu bulamayan mı? Ne oluyor size? Nasıl (böyle) hükmediyorsunuz?” [*]

Benzer mesajlar: Sâffât 37:154; Kalem 68:36.

(Yine onlara): “Sizin Allah’a ortak koştuklarınızdan Hakka (giden) yolu gösterebilecek birisi var mıdır?” de. (Ve onlara): “Hakka ulaştırmak için en doğru yolu, ancak Allah gösterir.¹ Hakka (giden) doğru yolu gösteren (Peygamber) mi uyulmaya daha lâyıktır yoksa kendilerine doğru yol gösterilmedikçe asla doğruyu bulamayacak kadar âciz olanlar mı?² Şimdi size ne oluyor da nasıl böyle (yanlış) hükümler veriyorsunuz?” de.

1 Allah’tan başka kimse, kimseyi Hakka (mutlak doğruya) iletemez. Peygamberler de ancak Allah’ın hakkı bulmak için gösterdiği doğru yola davet eder. B... Devamı..

De ki: “O sizin tanrılaştırdığınız varlıklardan hiç sizi hakka eriştiren var mı?” De ki: “[Yalnızca] Allah’tır, hakka eriştiren. Öyleyse, hakka eriştiren mi izlenmeye layıktır, yoksa kendisine yol gösterilmedikçe bir başına doğru yolu bulamayacak durumda olan mı? ⁵⁶ Peki, ne oluyor size ve muhakemenize!” ⁵⁷

56 Cansız putlarla, tasvirlerle “doğru yolu bulma” gücü ya da kavramı arasında bir ilişki kurulamayacağına göre, yukarıdaki pasaj, açıktır ki, kendile... Devamı..

De ki: – İlahlık nitelikler yakıştırdıklarınızdan hakikate ulaştıran var mıdır? De ki: – Allah’tır hakikate ulaştıran. Hakikate ulaştıran mı uyulmaya daha layıktır, yoksa kendisine yol gösterilmedikçe doğruya ulaşamayan mı? Ne oluyor size? Nasıl böyle hüküm veriyorsunuz? 16/9, 17/9, 68/36

Sor (onlara): “Ortak koştuklarınız arasında hak yola yönelten biri var mıdır?”[¹⁶¹⁵] Cevap ver: “Hak yola yönelten Allah’tır. Peki, hak yola yönelten mi uyulmaya daha lâyıktır, yoksa yol gösterilmedikçe kendi başına doğru yolu bulamayacak olan mı? Şu hâlde ne oluyor size; nasıl böyle bir hükme varabiliyorsunuz?”

[1615] Burada kastedilen, hak yola yöneltmesi söz konusu bile olmayan cansız putlar olamaz. Olsa olsa o putlarla sembolize edilen melekler, cinler ve ... Devamı..

Onlara de ki "Allah'a ortak koştuklarınız arasında (halkı, bizzat) doğruya iletecek biri var mıdır? (Elbette yoktur) De ki: Allah, (kimsenin yardımına muhtaç olmadan) hakk’a hidayet eder. O halde doğru yola hidayet eden mi, kendisine uyulmaya layıktır, yoksa kendisine yol gösterilmedikçe onu bulamayan mı daha layıktır? (Elbetteki hidayete ermek için, ortaklarınıza değil Rabbinize baş vurmanız gerekir) O halde nasıl oluyor da o nesneleri Rabbinize ortak koşabiliyorsunuz.

De ki: "Allah’a koştuğunuz ortaklarınızdan hakka iletecek olan bir kimse var mı?" De ki: "Hakka ileten Allah’dır. " Öyle ise, hakka ileten mi uyulmaya daha lâyıktır, yoksa doğruya iletmeyen ancak kendisi iletilen kimse mi? Ne oluyor size? Nasıl hüküm veriyorsunuz?"

De ki: «Sizin şeriklerinizden Hakk'a hidâyet edecek bir kimse var mıdır? De ki: «Allah Teâlâ Hakk'a hidâyet eder. Artık Hakk'a hidâyet eden zât mı uyulmaya daha haklıdır, yoksa hidâyet olunmadıkça kendi kendine hidâyete eremiyecek kimse mi? Artık sizin için ne var? Nasıl hükmediyorsunuz?»

De ki: “O şeriklerinizden hakikate götürecek var mı? De ki: “Gerçeğe ancak Allah hidâyet eder. ”Şimdi söyleyin bakalım; gerçeğe ulaştıran mı tâbi olunmaya lâyıktır, yoksa elinden tutulup doğru yola götürülmedikçe kendisi yol bulamayan mı? Ne oluyor size! Nasıl böyle yanlış hükmediyorsunuz? ”

Mahlûkların ortak özelliği, yaratılmış ve âciz olmaktır. Aciz, âciz olanın derdine çare olamaz, mutlak hakikate ulaştıramaz, kalbine hidâyet veremez. ... Devamı..

De ki: "Sizin ortaklarınızdan hakka götürecek var mı?" De ki: "Allah, hakka götürür. Hakka götüren mi uyulmağa daha layıktır, yoksa (tutulup) yola götürülmedikçe kendisi doğru yolu bulamayan mı? O halde neyiniz var? Nasıl hükmediyorsunuz?"

Onlara di ki: "Şerîk ittihâz iylediklerinizden insânları tarîk-i hakka hidâyet idecek biri var mıdır?" Yine sen söyle: "Hakka hidâyet iden Allâh'dır. Hakka hidâyet iden mi, yoksa hidâyet itmeyen ve kendileri sevk ve tahrîke muhtâc olanlar mı tâbi' olmağa lâyıkdır? Size ne oldı ki böyle bâtıl hüküm idersiniz?"

De ki “Ortak saydıklarınız arasında doğruyu gösterecek biri var mı? De ki “Doğruyu gösteren Allah’tır. Öyleyse, doğruyu gösterene uymak mı, yoksa kendine gösterilmedikçe doğruyu gösteremeyecek olana uymak mı daha doğrudur? Size ne oluyor? Ne biçim karar veriyorsunuz?”

De ki:-Ortak koştuklarınızdan gerçeğe eriştiren var mıdır? De ki:-Allah, gerçeği gösterir. Gerçeği gösteren mi uyulmaya daha layıktır; yoksa birisi yol göstermezse, doğruya ulaşamayan mı? Ne oluyor size? Nasıl hüküm veriyorsunuz?

De ki: Allah'a ortak koştuklarınız arasında, hak yola rehberlik edecek birisi var mı? De ki: Hak yola ancak Allah iletir. Hak yola ileten mi kendisine uyulmaya lâyıktır, yoksa yol gösterilmedikçe kendiliğinden yol bulamayan mı? Öyleyse ne oluyor size? Nasıl bir yargıya varıyorsunuz?

Şunu da söyle: "Ortak tuttuklarınızdan kim var hakka götüren?" De ki: "Allah götürür hakka. Hakka götürebilen mi izlenmeye daha layıktır yoksa kılavuzlanmadıkça yolu bulamayan mı? Peki, ne oluyor size? Nasıl hüküm veriyorsunuz siz?"

eyit: “hįç var mı ortaķlaruñuzdan ol kim ŧoġru yol gösterür ḥaķ yaña?” eyit “Tañrı ŧoġru yol gösterür ḥaķķa. pes ol kim ŧoġru yol gösterür ḥaķdın yaña ḥaķluraķdur kim uyıla yā ol kim ŧoġru yol göstermez [107a] illā kim yol gösterinile? pes nedür sizüñ nite hükm eylersiz?”

Eyit yā Muḥammed: Sizüñ şerīklerüñüzden hīç kimse var mıdur ki hidāyetvire ḥaḳḳa? Eyit: Tañrı Ta‘ālā hidāyet virür ḥaḳḳa. Pes ol kim hidāyet virür ḥaḳḳa, vācibdür özine tābi‘ olmaḳ yā ol kimse ki hidāyet virmez özinehidāyet virmeyince. Pes ne oldı size, nice ḥükm eylersiz?

De: “Şərikləriniz içərisində (insanları) haqq yola yönəldə bilən bir kimsə varmı?” (Sənə cavab verə bilməyən müşriklərə) de: “Allah (insanları) haqq yola yönəldir. Belə olduqda doğru yola yönəldən kəs arxasınca gedilməyə daha çox layiqdir, yoxsa doğru yol göstərilmədikcə özü onu tapa bilməyən kəs? Sizə nə olub? Necə mühakimə yürüdürsünüz?”

Say: Is there of your partners (whom ye ascribe unto Allah) one that leadeth to the Truth? Say: Allah leadeth to the Truth. Is He Who leadeth to the Truth more deserving that He should be followed, or he who findeth not the way unless he (himself) be guided. What aileth you? How judge ye?

Say: "Of your ´partners´ is there any that can give any guidance towards truth?" Say: "It is Allah Who gives guidance towards truth, is then He Who gives guidance to truth more worthy to be followed, or he who finds not guidance (himself) unless he is guided? what then is the matter with you? How judge ye?"


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.